Ulaş gözümün içine baka baka elindeki gitarı çalmaya başladı. Bağdaş kurduğu dizlerinin üstünde gitar çok hoş görünüyordu. Ulaş'ı tamamlayan parçaymış gibi. Beni tamamlayan şeyin peri kızı tokam olduğu gibi...
Eftalya ve Talha pürdikkat Ulaş'ı seyrediyordu. Talha dediğine göre daha önce duymuştu Ulaş'ın sesini. Eftalya ilk kez çalarken görüp,sesini duyuyordu. Benim gibi. Gitarın sesinden sonra Ulaş'ın can alıcı sesi duyuldu. O sesi duymak,dünya üzerindeki elde etmek istediğim tek başarıydı sanki. Sesinin içinde daldım gittim biraz. Sonra kendime gelip kendimi şarkıya verdim.
"Ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar
Birden geldin aklıma, yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan
Birden geldin aklıma, yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan"Ulaş'ın sesini duymak heyecanlandırıyordu. Hele ki bu şarkıyı benim gözümün içine baka baka söylesi... Bayılmama bile neden olabilirdi. Nakarattan sonraki kısma Eftalya ve Talha'da eşlik etti. Bu ortam heyecanımın biraz daha azalmasını sağladı. Arada Eftalya beni dürtüklüyor 'hadi ama sende katıl' bakışı atıyordu. Ona olumsuz şekilde kafa sallayıp devam etmesini söylüyordum. Üçlü şarkıyı bitirdikten sonra alkış tufanı oldu. Ardından Ulaş bana dönüp,
"Nasılmış peri kızı? Öğretecek kadar biliyor muyum?"dedi.
"Fazlasıyla."dedim. Biraz duraksayıp kısık sesle "Fazlayıyla."deyip önüme döndüm.
"Ulaş sende ses de varmış. Konservatuar okuduğunu düşünüyorum şuan"dedi Eftalya.
"İsterdim ama mühendislik tercihim oldu. Bir gün kendimi hazır hissedersem hobi için bölüm okumaya,düşünürüm."dedi Ulaş samimi bir şekilde.
"Hocama bak be Sena Şener ile kapışır"dedi Talha. Bunun üstüne Ulaş 'abartma' bakışlarını Talha'ya attı.
Geceye yaklaşmıştık ama Talha'nın pastasını kesememiştik daha. Tam o sırada,
"Talha Demir farkıyla sıra pastama gelsin artık" dedi Talha.
"Doğum günü çocuğu nasıl isterse."deyip kalktı Eftalya. Onun kalkması üzerine bende mutfağa doğru yol aldım.
"Seviyorum ben bu çocuğu ya."dedi Eftalya birden. Yani canım biliyoruz da şimdi ne alaka? Bişey mi kaçırdım?
"Hayrola nereden aklına geldi?"dedim.
"Hiç aklından çıkıyor mu diye sorsana."dedi.
Bir saniye. Açık açık aşık olduğunu mu söylüyordu şuan?"İlanı aşk mı yani?"dedim.
"Salak kız onu sana mı yaparım. Ama ne bileyim öyle geldi aklıma söyledim bende."
"Ne olarak diye sormama gerek yok herhalde."dedim.Eftalya ne yaptığını anlamış gibi sağa sola döndü kızarmış halde.
"Aman canım. Yani... Ne alaka şimdi. Ne için olacak. Talha dostumdur biliyorsun. Of Işıl ya aklın hep orada. Yok bebeğim yok. Sevmiyorum hoşlanmıyorum Talha'dan saçmalama."
Tamam. Aşık.
"Eftalya uzaklara dalarak söylüyorsun. Gözlerinin içi parlıyor. En küçük hitabında bile eriyip gidiyorsun. Bende kör değilim be kızım. Görüyorum."dedim.
"Ya neden inanmıyorsun bana. Sevmiyorum işte. Sev-mi-yo-rum."diye heceleyerek söyledi.
"Peki öyle olsun."deyip konuyu kapattım. Kapatmasam kız önümde uyançtan bayılacaktı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Geleceği
Teen FictionBen Işıl. Işıl Giray. Diyetisyenim ve geçmişim bir platonik yüzünden yalnızlıkla dolu. Ulaş Eroğlu. Ona karşı hislerimin olmadığını zannediyordum. Aklımın ücra köşelerinde onu sakladığımdan bir haberdim. O tekrar hayatıma girene dek...