Geçmişin Geleceği

3.Bölüm:Ufak Sıkıntılar

Sabah odama vuran güneş ışığıyla zar sor uyumuştum. Şimdi de yanaklarımın,burnumun ve çenemin yalanmasıyla uyandım. Bir de çıkan "Miyav!" sesleriyle. Kedim Lily olduğunu anlamam çok sürmedi. Gözümü açıp karşımda duran saate baktım. Saat 11.05. Oflayıp kalkmak zorunda olduğum yatağımdan kalktım. Lily'nin başını okşayıp öptükten sonra camı aralayıp yatağımı topladım. Odadan çıkarken boy aynamdan kendime baktım. Süper, çarpılmışa dönmüştüm. Saçlarım elektriklenmiş pijamalarım dağılmıştı. Kahvaltıdan önce kısa bir duşun iyi olacağını düşünüp duşa girdim.

Duştan çıkınca telefonumda Talha'dan 3 cevapsız arama vardı. Geri aradığımda canlı sesi beni karşıladı.
"Dana gibi uyudun bu saate kadar dimi." dedi.
"Talha karga bokunu yemedi ne var?"diye sordum.
"Karga bokunu,bizde kahvaltımızı tıkınalım. Hızlı ol."
Başka bişey demeden yüzüme kapatmıştı. Bu da zorunda olduğumu gösteriyordu. Oturduğum yataktan kalkıp giyinmeye koyuldum. Üstüme dümdüz beyaz bir tişört altıma kot şortumu giydim. Biraz uzun sayılabilecek boyuma ve diyetisyene yakışacak fiziğime giydiklerim güzel olmuştu. Saçlarımın nemini aldıktan sonra açık bırakıp evden çıktım. Bir sokak aşağımda oturan Talha'nın evine doğru yol aldım. Gittiğimde Eftalya'da oradaydı. Kahvaltıyı hazırlamışlar beni bekliyorlardı. Onları daha fazla bekletmeden sofraya oturup aldığım simitleri dağıtmaya başladım.

Ortaokuldan beri Eftalya ve Talha ile görüşmeyi hiç kesmemiştik. Şimdi hepimizin elinde bir mesleği,kendi evi ve hayatları vardı. Eftalya istediği gibi okulunu İstanbul'un en başarılı üniversitelerinden birinde tamamlamış,şimdi de başarılı bir hemşire olmuştu. Talha ise liseyi ve üniversiteyi ailesinin yanında İzmir'de tamamlamış,iş bulmak ve çalışmak için tekrar İstanbul'a dönmüştü. Şimdi ise başarılı bir veteriner hekimdi.

Ben liseyi bitirdikten sonra üniversiteye geçeceğim sırada ailem hem kardeşimin olmadığı için hem bana fazlasıyla güvendikleri için beni okulun yakınlarında bir öğrenci evine yerleştirip hayallerindeki gibi Bursa'ya taşındılar. O zamandan beri tatlı ve küçük olan evimde tek yaşıyordum. Köklü bir okulda eğtimimi bitirmiş hayallerimdeki gibi diyetisyen olmuştum. Birkaç ay önce atandığım hastanede hünerlerimi sergiliyordum.

Kahvaltımızı edip keyif çaylarımızı alıp dedikodu yapmaya koyulduk. Dedikodularımız genellikle Eftalya'nın çevresi hakkında olurdu. Tazecik baş hekim dedikodularını,katta çalışan arladaşlarının dedikodularını yaparken Talha ile pürdikkat onu dinliyor,aralarda "Vay iguana kılıklı!" ya da "Vay kromozomsuz beyinsiz!" yorumları yapıyorduk. Bu yüzden favori aktivitem cumartesi kahvaltıları olurdu. Eftalya bunları anlattıktan sonra sıra Talha'ya asılan biçimsiz hanımefendilere gelmişti. Eftalya'da ben de gidip o fahişelerin saçını başını yolmak istiyorduk. Eftalya benden biraz daha fazla tabi
"Ya ben diyorum zaten dünya ahiret bacımsın diyorum ama işlevsiz gelmiş hala bana sulanıyor haklı değil miyim sizce de?" dedi Talha.
"Ayol sen yüz veriyorsundur yoksa hiçbir hemcinsim bu kadar yüzsüz olamaz." dedi Eftalya sinirle.
Bariz Talha'yı kıskanıyordu ama bişey demiyordum.

Dedikodu seansımız Eftalya'nın tadının kaçmasıyla bitti ve sofrayı kaldırıp mutfağı topladık. Sonra da Eftalya ile evlerimize doğru yol aldık.

Eve geldiğimde Lily kapıda beni merakla bekliyordu. Kapıyı açıp Lily'i öptükten sonra odama geçip rahat birşeyler giydim. Kurumuş saçlarımı da balıksırtı ördüm. Robot süpürgem Fevziye'yi de çalıştırdıktan sonra televizyondan izleyecek bişeyler aradım. Boş boş gezinirken rastgele bir film izlemeye başladım. 

Filmin ortasındayken Talha mesaj attı
"Eftalya'ya bilmeden yanlış bişey mi söyledim acaba?"

"Senin kız konularından çok hoşlanmıyor sanırım. Yoksa bişey olduğunu zannetmiyorum."

"Neden ki konuşuyoruz işte. Kız muhabbeti oldu diye mi modu düştü dersin?"

"Talha kusura bakma ama erkekler olarak aşırı mal yaratıklarsınız. Konu kız muhabbeti değil. Konu o kızın SANA sulanıyor olması."

"Bir bok anladıysam Arap olayım amk."

"Şimdilik canını sıkma. Bir ara konuşuruz."

Mesajınıza "❤️" ifadesi bırakıldı.

Boş boş bir sürü film izlerken içlerinden bir tanesinde uyuyakalmıştım. İzin günlerimi böyle değerlendirmeye bayılıyordum.