gözüme gelen ışıkla uyandığımı anladım. Gözlerimi açarken ışık olduğu için hızla geri kapattım ve küfrettim. "HAY AMK BEN BÖYLE IŞIĞIN". Gözüm ışığa alıştığında yavaş yavaş açtığımda timimi gördüm. Hepsi bana şaşırmış şekilde bakıyordu. "Ne bakıyonuz lan" "Kusura bakmayın komutanım. Siz öyle uyandığınızda küfredince şaşırdık." dedi Serkan. Dediği şeyle hafif güldüm "Alay dışında komutanım demenize gerek yok." dedim çünkü biz onlarla aile gibiydik. Biz böyle konuşurken bir anda kapı çaldı. Herkes o yöne bakmaya başladı. Sonra içeri tatlı bir kız kafasını uzattı. Gördüğüm yüzle şaşkınlığımı gizleyemedim. Asel gelmişti...
Beni görünce hemen içeri girdi. Dalga geçerek "Siz bizi hatırlar mıydınız ya" dedim. O bu dediğime güldü ve hemen bana sarıldı. "Hatırlarım tabi! Az mı anımız var bizim" "Doğru az anımız yok bizim" biz böyle şakalaşırken timin bize baktığını gördüm. Meraktan çatlamamaları için açıkladım. "Kardeşim Asel" dememle timin en küçüğü ve gevezesi Serkan konuştu "Komu-" dik dik bakmaya başlayınca düzeltti. "Pardon abla. Şey senin kardeşin yoktu da onu sorcaktım." dedi. Sonlarda sesi kısık çıkmıştı. Hafif güldüm "Kardeş olmak için kan bağı olmasına gerek yok ki." dedim Asel'e bakarken. Asel de bana gülümsedi. "Ben Yüzbaşı Alperen Öztürk" diye tanıt kendini Alperen sonra Aras, Serken, Baran abi ve Göktuğ da kendini tanıttı. Herkes kendini tanıtınca hemşire odaya girdi ve biten serumu kolumdan çıkarttı. "Gidebilirsiniz ama yaranızı zorlayacak birşey yapmayın" dedi ve gitti. Baran abiler hastane işlemlerini halletmeye gittikleri için biz Lina'yla beraber bahçede banklara oturduk. Sonra aklıma abimleri aramadığım geldi. Hemen rehberden "Abim" yazısına tıkladım ve telefon çalmaya başladı. "Alo" "Alo abi nasılsın?" diye sordum önce kızacağını bildiğim için yumuşatmaya çalıştım. Ama galiba işe yaramamış olcak ki abim sorumu es geçip kendi sorusunu sordu. "Nerdeydin sen? Niye telefonunu açmadın?" gibi ard arda bin tane soru sıraladığı için konuşamadım. Lina bu olanlara gülerek "Hala aynı Kaya mı?" dedi. Bende gülerek "Evet" dedim. Abim Lina'nın sesini duyunca şaşırdı "Lina orda mı?" konu benden uzaklaşınca derin bir ohh çektim ve abimin merakla sorduğu soruyu cevapladım "Evet yanımda" abim hemen onla konuşmak istediğini söyledi. Bende telefonu Lina'ya verdim ve biraz uzaklaştım.
Lina yanıma gelip telefonu bana geri verdiğinde teşekkür etti. "Teşekkür ederim" "Rica ederim canım" dedim. Telefonu tekrar açarak gelen bildirimlere baktım. "Qha lan 986 cevapsız çağrı ne! Ben hayatım boyunca o kadar çağrı yapmadım amk" bu dediklerime Lina'da şaşırmıştı ama daha çok güldü. Onun güldüğünü görünce bende güldüm. Ben arayan numaralara bakarken tim geldi ve benim evime doğru yol aldık.
(Yaklaşık 30 Dk Sonra)
Evime gelmiştim hemen banyoya girip kısa bir duş aldıktan sonra üstümü değiştirdim ve solona geçtim. Timle ve bizimkilerle sohpet ederken benim yine telefonum çaldı. Kimin aradığına baktığımda daha önce arayan yabancı numaralardan biri olduğunu gördüm ve timden izin isteyip kalktım ve yan odaya geçtim. "Alo" dedim ilk önce "kimsiniz" arkadan hıçkırık sesleri geldi ama hemen sustu. Büyük ihtimalle kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonra bi ses geldi "Alo, Su kızım" kızım mı demişti o. Ses tanıdık gelmediği için tekrar sordum "Kimsiniz" "Kızım ben biyolojik annen. Senden bir ricam var. Ama hemen hayır deme." "Tabiki buyrun" "Kızım acaba bu gün bize gelir misin. Hem tanışırız" dedi umut dolu sesiyle. Biraz düşündüm bu gün işim var mı diye yoktu bende o yüzden kabul ettim. "Tabii gelirim siz bana konum atarsınız" "Tabiki atarım kızım atarım ben hemen. Sen ne zaman gelceksin" "Bir saat sonra gelirim sizin için de sorun olmazsa" "Yok yok olmaz biz hazırlıklara başlayalım o zaman sevdiğin bi yemek var mı. Ya da alerjin falan" "Sadece süt ürünlerine alerjim var. Ve yemek seçmiyorum" "Tamam kızım görüşürüz o zaman" "Görüşürüz" dedim ve kapattım. Timle ve bizimkilerle biraz daha konuştuktan sonra hepsini gönderdim. "E hadi da kalkın artık. Hasta ziyaretinin kısası makbuldür." dedim. O sırada Alperen'den bi ses geldi "Abla ayıp ama kovulur mu misafir. Cık cık cık, hiç yakıştıramadım. Koskoca BİNBAŞI SU AY KARA evinden misafir kovuyor" dedi adımı ve rütbemi söylediği yeri bastıra bastıra söyledi. Ben bu söylediğine gülerken herkes gülmeye başladı. "Kardeşlerim e benim de işim var da hade, hade" diyerek elimle kış kış işareti yaptım. Hepsi çıktıktan sonra bende hazırlandım. Evin anahtarı, telefonum, silahım, cüzdanım ve motorun anahtarını alıp evden çıktım
YOU ARE READING
Su Ay Kara(Gerçek Ailem)
Adventureölülerden korkmazdım çünkü en büyük kötülüğü yaşayanlar yapıyordu zaten.