bölüm 4 Yeni Görev

94 5 6
                                        

Herkes takma adı gölge yaptığı için değiştirmeye karar verdim umarım seversiniz.


Herkes şaşkın bir şekilde bana ve elimdeki rozete bakıyorlardı. Ben daha o siniri atamamışken hafif sırıtarak konuştu Han "Kim bilir kimlerin altında almışsındır bu rütbeyi"

sakin ol, sakin ol, saki-

"SEN KİMSİN LAN BENİM RÜTBEME LAF ATIYORSUN! SEN KİM BOK KADAR BEYNİNLE BENİM TIRNAKLARIMLA KAZIDIĞIM MESLEĞİME LAF ATIYORSUN! SENİ BURAYA DİRİ DİRİ GÖMERİM BENİM SİNİRİMİ BOZMA VE O ÇENENİ KAPA!" ellerimi çok fazla sıktığım için tırnaklarım ellerime batmış ve kanıyordu. Daha fazla o evde kalmak istemediğim için kapıyı çarpıp çıktım evden. Motoruma bindim ve son sürat sürmeye başladım. Eve gitmek istemediğim için sahile sürmeye başladım... Sahile geldiğimde motoru kumların üstüne park edip yanına oturdum. Deniz sesi beni sakinleştiriyordu. Bir süre böyle oturduktan sonra çalan telefonumla arayan numaraya baktım Albay arıyodu. Hemen açtım aramayı ve tekmil verdem "Yüzbaşı Su Ay Kara, İzmir emret komutanım" "Ay hemen karargaha gel yeni operasyon geldi. Bu sefer tek başına çıkacaksın göreve. Detayları harekat merkezinde konuşuruz" "Emredersiniz komutanım!" dedim ve telefon kapandı. Hızla karargaha doğru sürdüm kapıya geldiğimde asker kimliğimi gösterip içeri girdim. Hemen odama çıkıp kamufilajlarımı giydim ve harekat merkezine gittim. Kapıyı çaldım ve "gel" sesi gelince içeri girdim. Albay uzun dikdörtgen masanın başında oturuyordu. Onu görünce hemen tekmil verdim "Binbaşı Su Ay Kara, İzmir emret komutanım" Albay "rahat, oturabilirsin binbaşı" dedi ama oturmadım. Albay bu sefer daha sert bir şekilde söyledi "Bu bir emirdir asker otur" hemen oturdum. İşte göt korkusu böyle birşey arkadaşlar. Oturmamla birlikte Albay operasyonu anlatmaya başladı. "Irak'taki terorist kamplarına sızacaksın. Kırmızı bülten de aranan 'Bombacı' kod adlı terorist ilk gittiğin kampta olacak. 10'a yakın kamp var. Ve sen bu kampların hepsini patlatacaksın. Bombacı'yı ve kamplardaki dosyaları sağlam bir şekilde buraya ulaştırman gerekiyor. Bak Ay bu operasyon çok tehlikeli belki aylar belki yıllar sürebilir. Bu yüzden kime verceksen haber ver ve 10 dakika içerisinde hazır ol" dedi bende ayağa kalkarak "Emredersiniz komutanım!" dedim ve merkezden çıktım odama gittim ve telefonumdan timle olan gruba ve Zümra Hanım'a da haber verdim. Üzülmesini istemiyordum. Haber vermezsem ve bana ulaşamazsa ne kadar endişeleneceğini şu kısa zamanda bile anlamıştım. O yüzden yazdım zaten. Herkese haber verdikten sonra telefonu tamamen kapattım. Daha önce bu tarz bir operasyona katıldığım için ne giyeceğimi iyi biliyordum. Hemen üstüme köylü kıyafetleri giydim ve botuma bir tanı çakı sakladım. Merkezle iletişime geçebilmem için verilen küçük telefonumu da südyenimin içine sakladım. Dışarı çıkana kadar kendime 'Siyah Lotus' olmam gerektiğini hatırlattım. Dışarı çıktım ve helikopterin beklediği alana gittim. Albay'ın karşısına hazır ola geçtim. Albay konuşmaya başladı "Sağ salim dön binbaşı. Bana şehit haberi vermek zorunda bırakma." dedi. "Emredersiniz komutanım" dedim. "Binbaşı helikopter bin!" diye bağırdı. Ben helikoptere binince helikopter havalanmaya başladı...

(3 Saat sonra)

Helikopterin sesi duyulmasın diye 2 km önce inecektim o yüzden helikopter inmeye başladı. İndiğinde dışarı çıktım ve helikopter pilotu olan Üsteğmen'den helallik istedim "Hakkını helal et üsteğmen." dedim ve oda helal verdi "Ne kadar hakkım varsa hepsi helal olsun komutanım" dedi ve havalandı. Şimdi planımın ilk kısmına geldik. Botumdaki çakıyı çıkardım ve eski hafif sararmış olan t-shirt'ü hafif kestim ve kollarıma çizik attım. En son olarak Sağ koluma derin bir şekilde kestim ve çakıyı geri yerine koydum. Kampa kadar yürümeye başladım...

En sonunda kampın girişene geldiğimde kendimi yere attım yarayı biraz fazla kesmiş olmalıyım çok kan kaybetmiştim ve hafif başım dönüyordu.

Su Ay Kara(Gerçek Ailem)Where stories live. Discover now