Bölüm 1: Gecenin Karanlığı

8 2 0
                                    


Tokyo'nun neon ışıklarıyla dolu sokakları, gece yarısının sessizliğinde bile canlılığını koruyordu. İnsanlar, barlardan ve gece kulüplerinden çıkıyor, sokak satıcılarından son bir lokma yemek alıyordu. Yuki Nakamura, arkadaşlarıyla geçirdiği eğlenceli bir gecenin ardından eve dönmek için Shibuya'nın hareketli caddelerinde yürüyordu. Annesine geç kalacağını bildiren bir mesaj göndermiş, kulaklıklarını takmış ve sevdiği bir şarkıyı dinlemeye başlamıştı.

Ancak, bir süre sonra kendisini bir şeylerin ters gittiğini hissederken buldu. Kulağındaki müzik, sokakların seslerini tamamen bastırmıştı, ama içgüdüleri ona dikkatli olması gerektiğini söylüyordu. Dönüp baktığında, karanlık köşelerde bir gölge hareket etti. Yuki, hızlanmaya karar verdi, ancak gölge de onunla birlikte hızlandı.

Bir sokak lambasının altından geçerken, gölge aniden ortaya çıktı ve Yuki'yi yakaladı. Çığlık atmaya çalıştı, ama saldırganın eldivenli eli ağzını kapattı. Kendisine acımasızca saldıran adamın yüzünü göremiyordu; sadece gözlerindeki soğuk ve hesaplı bakışı fark etti.

Ertesi sabah, Tokyo Polis Departmanı'na gelen bir ihbar, Haruto Tanaka'nın günü tamamen değiştirdi. Shibuya'daki bir parkta genç bir kadının cesedi bulunmuştu. Haruto, olay yerine vardığında, manzaranın dehşetiyle sarsıldı. Yuki Nakamura'nın cansız bedeni, parkın bir köşesinde, çalılıkların arasında yatıyordu. Üzerindeki kıyafetler yırtılmış, vücudu çeşitli kesiklerle doluydu. Ancak en dikkat çekici olanı, vücuduna kazınmış olan garip sembollerdi.

Bu semboller, Haruto'nun daha önce hiç görmediği, ancak bir anlam ifade ettiklerini hemen anladığı işaretlerdi. Her bir sembol, bir öykü anlatıyormuşçasına derin ve karmaşıktı. Haruto, bu sembollerin fotoğraflarını çekerken, içinde bir şeylerin kımıldandığını hissetti. Bu olay, sıradan bir cinayetten çok daha fazlasıydı.

Olay yerine gelen adli tıp ekibi, cesedi dikkatle inceledi. Haruto, ekip lideri Dr. Aiko Watanabe ile konuştu. Dr. Watanabe, sembollerin eski Japon mitolojisinden kaynaklanıyor olabileceğini düşündü. Bu bilgi, Haruto'nun ilgisini çekti. Yuki'nin katili, sadece bir cani değil, aynı zamanda derin bir bilgiye sahip biriydi.

Haruto, Yuki'nin ailesiyle görüşmeye karar verdi. Nakamura ailesi, kızlarının kaybıyla yıkılmıştı. Yuki'nin annesi, kocasını sakinleştirmeye çalışırken gözyaşlarını tutamıyordu. Haruto, acılarını paylaşarak onlara destek olmaya çalıştı ve Yuki'nin son günlerinde kimlerle görüştüğünü öğrenmeye çalıştı.

Ailesinden aldığı bilgiler doğrultusunda, Haruto Yuki'nin arkadaşlarıyla görüşmeye başladı. Arkadaşları, Yuki'nin son zamanlarda garip davranışlar sergilediğini, sanki bir şeylerden korkuyormuş gibi göründüğünü söylediler. Ancak kimse, Yuki'nin başına böyle bir şey geleceğini tahmin edemezdi.

Haruto, Yuki'nin cep telefonunu inceledi. Telefon, son anlarında Yuki'nin yaşadığı korkuyu gösteren ipuçlarıyla doluydu. Mesajlar, sosyal medya gönderileri ve son aramalar, Haruto'nun katili bulmasına yardımcı olabilecek bilgiler içeriyordu. Yuki, kaçırılmadan önce bir arkadaşına "Biri beni takip ediyor" diye mesaj atmıştı. Bu mesaj, Haruto'nun dikkatini çeken önemli bir ipucuydu.

Haruto, tüm bu bilgileri toplarken, katilin kimliği hakkında daha fazla şey öğrenmeye kararlıydı. Yuki'nin cesedindeki semboller ve Yuki'nin son anlarındaki korku dolu mesajları, Haruto'yu derin bir soruşturmanın içine çekecekti. Bu katil, sadece bir cani değil, aynı zamanda karanlık bir amaca sahip biriydi. Haruto, bu amacın ne olduğunu ve katilin bir sonraki hamlesini anlamak için her şeyi yapacaktı.

Gece ilerlerken, Haruto ofisine döndü ve semboller üzerine çalışmaya başladı. Japon mitolojisi hakkında araştırmalar yaparak, sembollerin anlamını çözmeye çalıştı. Her bir sembol, ölüm ve yeniden doğuş gibi temaları içeriyordu. Haruto, bu sembollerin, katilin kurbanlarına mesaj göndermek için kullandığı bir tür ritüelin parçası olduğunu fark etti.

JAPONYA'DA KİLLER (日本の殺人者)Where stories live. Discover now