~Selamün aleyküm biliyorum bölümleri düzensiz atıyorum ama bayramdan sonra bir sorun olmadıkça her cuma atıcam inşallah. Evet yeni olduğum için yazım hataları hikayenin gidişatı ve birçok şey için kusuruma bakmayın.Okuduğunuz benimle benim zihin dünyamda gezindiğiniz için teşekkür ederim ve buyrun 3. bölüme geçelim hadi bismillah.~
Gece dediğim gibi saat başı komutanı kontrol etmiştim. Aynı zamanda başka hastalarıma da tabiki bakmıştım.Ama uykusuzluk ve bütün gece ayakta olmanın yorgunluğu ile sabah namazı için geldiğim mescitte uyuya kaldığımın Kardelen'in zincirleme kaza olmuş diye uyandırmasıyla farkına varmıştım.Ambulansların gelmesine 5 dakika olduğundan hızlıca yüzüme su çarpıp üstümü düzeltip acile koştum.Ambulanslar daha gelmemişti.Kardelen bana 10 yaralının olduğunu söylemişti.Dört araba peş peşe çarpışmış.Aralarında küçük bir çocuğunun olduğunu duyunca içimden iyi olması için dua etmeye başlamıştım.İlk ambulans gelmişti, 30-35 yaşlarında kafasından darbe almış bir adamdı.Arkasından da koşarak hafif sıyrıkları olan küçük bir kız geliyordu.
"Baba, babacım lütfen uyan, annanemlere gidecektik sen uyursan nasıl gidiceğiz uyan."
ağlayarak söylediği cümleler karşısında gözlerim doldu, küçük kızın yanına gidip ellerinden tuttum.
"Merak etme şekerpare babanı biz uyandırıcaz tamam mı? Ama bunun için senin akıllı, uslu beklemen gerek ayrıca ağlama baban ağladığını görse çok üzlürdü o yüzden ağlamak yok tamam mı ?"
Ellerimi yüzüne götürüp gözyaşlarını sildim.Küçük kız bana dudağını bükerek ağlamyacığını belirtir şekilde başını salladı.Küçük kızın elinden tutup bekleme sandalyelerinden birine oturtup kalkmamasını birazdan geleceğimi söyleyip adamı getiren ambulansın yanına gittim.
"Küçük kızın annesi yok mu?"
dedim ambulans görevlilerine, içlerinden biri:
"Aynı arabadaydılar ama annesinin durumu çok ağırdı oda birazdan gelir sıkıştığı için itfayeyi beklediler başka kimse olmadığı içinde kızı babasıyla getirdik."
"Tamam.Sağlun kolay gelsin."
diyip küçük kızın yanına gittim. Tam ne yapacağımı düşürken Ahmet Bey'i elinde çayla bana doğru gelirken gördüm.
"İyi misiniz Hilal Hanım?"
"Aslında pek iyi değilim bu şekerpareyle birinin ilgilenmesi gerek birazdan başka hastalar gelecek onlarla ilgilenmem gerek ama onuda tek bırakamam"
Ahmet Bey yüzünde bir gülümsemeyle:
"Dert ettiğiniz şeye bakın ben seve seve ilgilenirim.Hem Emir de çocukları çok sever bu tatlı kızı görünce sevineceğine eminim."
demesiyle yüzümde kocaman gülümsemeyle kıza dönüp:
"Şimdi sen bu abiyle git ben babanı uyandırıp seni almaya gelicem tamam mı?"
"Ama annem oda uyuyordu onuda uyandır doktor abla lütfen"
Dudaklarını ağlamamak için bükerek söylediği cümle ile gözlerim dolmuştu.Küçük kıza sarılıp:
"Tamam annenide uyandırcam ama unutma ağlamak yok tamam mı?Hem abiyle gidip kantinden çikolata,şeker ya da istediğin başka bir şey varsa alabilirsin tamam mı?"
Minik kız kendini ağlamamak için zor tutsada başını sallayıp Ahmet Bey'e baktı.Ahmet Bey gülümseyerek elini uzattı kız biraz çekinsede gülümsemesinin samimi olması elini tutmasını sağlamıştı.Ahmet Bey'e dönerek:
"Çok teşekkür ederim.Kantine benim adımı söylerseniz hesabıma yazarlar ben hemen gelmeye çalışıcam."
dememle ikinci ambulans sesini duymamla kapıya koşmam bir olmuştu.Bu sefer 20 yaşlarında genç bir kadındı.Çokta güzeldi.Koyu kahve gözleri ve kahverengi saçları bir uyum içindeydi.Yüz hatları keskin ve burnu minnacıktı.Hafif dolgun dudakları ve koyu renk kaşlarıysa bu güzelliği taçlandırmıştı. Çok şükür ki bilinci açıktı.Kolu kırılmışa benziyordu.Görünürde yarası olmasa da iç kanaması olabilir diye hızlı haraket ediyordum.Serum bağlanmasını, röntgeninin çekilmesini ve kan tahlili yapılmasını isteyip tekrar kapıya koştum.Bu sefer peş peşe üç ambulans geliyordu.Yanımda 2 doktor daha vardı ilk geleni Mehmet sonrakini Ayşe almıştı son gelen hastayıda ben almıştım.Kadın 30'lu yaşlardaydı bilinci kapalıydı ama yüz hatları tanıdık gelmişti.Sanırım küçük kızın annesiydi.Küçük kız gibi çenesi yuvarlak ve saçları sarıydı.Küçük kızın tatlılığını kimden aldığı belliydi.Ama maalesef kadının karnından bir demir saplanmıştı.Aynı zamanda da çok fazla kanaması vardı.Hemen ameliyata alınması gerekiyordu.Hocama haber verip ameliyathaneyi hazırlanmasını söyledim.Kadını hocam ameliyata almıştı bende genç kızla ilgileniyordum.Küçük kızın babasının durmunuda kontrol etmiştim.Durumu gayet iyiydi ama bilinci hala kapalıydı.Genç kızın ise çok şükür iç kanaması yoktu ama kolu kırılmıştı.Nöbetçi ortopodi uzmanına haber verdim ve ona teslim ettim. Ardından gelen diğer ambulanslarla ilgilendim.Çok şükür ağır yaralı değilllerdi, bilinçleri açıktı sadece dikiş atılması gerekiyordu.Bütün hastalar bittikten sonra küçük kızın babasına baktım gözlerini açmıştı hafif öfkeli ve endişeli mavi gözleriyle 'Kızımı görmem gerek bırakında gideyim' diye yerinde durmayıp hemşirelere zorluk çıkartıyordu.Hızlı adımlarla gülümseyerek yanına gittim:

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Yeşili
ActionÖfkeden deliye dönen adam bana tam bir tokat daha atmaya yeltenmiştiki bir el onu durdurdu, adamı 1 dakika içerisinde etkisiz hale getirdi.Bense hem ne olduğunu anlamaya çalışıyor hemde içimden Allah'a şükrediyordum.Beni kurtaran adam beni öldürmeye...