1/~İmkansız Aşk'ın Başlangıcı~

73 16 29
                                    

Bir aşk vardır kalpte bitmek bilmeyen,söndürülemeyen ateş gibi.
Bu aşkın bitmesine vesile olacak tek çare vardır deniz kenarında bir uçurumun ,güneşin batması eşliği ile veda. Sen sarı ekinler ol bende sana diz çöken kahve toprak olayım aşkım...
   
  ~İmkansız Aşk'ın Başlangıcı~

Swaymnhum kasabasının Histon lisesinde okuyorum adım Eli watson.şimdi size küçüklüğümden başlayarak kim olduğumu ve olacağımı anlatacağım.
Küçükken sürekli zorbalığa uğrardım.
Zayıf ve ince bir iskelet sisteminin üstünde duran bir post.

Gelen geçen her türlü insandan korkardım.bir gün simon ve jesica watson yani annem ve babamın eve ağlayarak geldiğini gördüm doğacak olan kardeşimin bir peri olarak ruhlar alemine uçtuğunu ögrendim o gün korkunun zorbalıktan ibaret olmadığını ögrendim bu tek taraflı aşk,yanlızlık,çaresiz bir annenin çocuğunun peri olduğunu öğrenmesi gibi.ve o gün sorumluluklarımın olduğunu öğrendim 6 yaşında ince bir bedenin içinde babama ve anneme aklınızın alamayacağı her türlü işine yardım etmeye koyuldum.

yıllar geçti bir erkek ve kız kardeşim oldu adları noah ve lisa tabi aralarından biri pek şanslı değildi noah anne karnında felç olduğu için düzgün yürüyememe ve konuşamama problemleri ortaya çıktı çaresiz anne ve baba yıllarca noah'ın üzerine düşerek lisa ve bana yeterince ilgi gösteremedi.Bende bu konuda anne ve babama her türlü yardımda bulunmaya çalıştım. lisa noah'dan 1 yaş büyük olmasına rağmen yeme,içme her konuda yardım etti.senelerce böyle yaşamaya devam ettik.

15 yaşıma gelince bir gün babamın eve yanlız başına geldiğini gördüm.
"Annemin nerde olduğunu sordum?" dönüp bana ;
"onlar artık bu eve gelmeyecek" dedi. "Neden;"
diye sorduğumda?
"birdaha bu evde annenden ve kardeşlerinden bahsedilmeyeceğini söyledi".
Babama karşı gelemezdim.fakat sormayıda çok istiyordum.yıllarca içimde sakladım;
"Annem nereye gitti ?
Neden gitti?
Beni sevmiyormu?" Gibi birsürü soru aklıma geldi.ama soramadım ve içimde tutmaya karar verdim.

Histon lisesi Swaymnhum şatosuna pek uzak değildi.Hayatım boyunca hep o şatoya gitmek isterdim şatonun gizli sırları arkasında saklanan gizemleri çözmeyi dilerdim.birgün kimya dersinden çıktık arkadaşlarım Timothie hurber ve Linda karter ile hergün olduğu gibi kıyıya gidip taş sektirme oynadık . Akşamına ise kasabanın en meşhur yerlerinden biri olan bir oyun reyonuna gittik ve orda kargaşa olduğunu farkettim hala cocuklukta yaşadığım zorbalıkların etkisinin üzerimde olduğunu hissediyordum.Korkarak ordan uzaklaşmaya karar verdim .

Arkadaşlarım timy ve linda beni eve kadar bıraktıktıktan sonra tam yatağa geçecektim ki pencereden bir ses duydum hemen ne olduğunu öğrenmek için bakmaya gittim.Bir ejderin cin ile dövüştüğünü gördüm önce gözlerimi sıvazladım. Daha sonra bittiğini gördüm ejderin kuyruğu ile cini alıp fırlattığını gördüm.daha sonra ejder normal haline dönünce önce karanlıktan yüzünü farkedemedim sokak lambasının önüne geldiğinde birde baktım ki babam olduğunu gördüm.

O gece gözümü uyku tutmadı babamı katil bir ejder sanmıştım sabaha doğru güneşin doğması ile beraber babam odama girdi ve tam başımdan öpücekti ki hemen yatağın kenarına saklandım.
"adımı seslendi".
"Benden uzak dur" dedim.
Oturdu yatağımın baş ucuna anlamıştı artık ejder olduğunu öğrendiğimi.
"Oğlum bunu yıllarca sana söylemeyi düşünüyordum lakin senin güçlerinin ortaya çıkmasını bekliyordum" dedi.
Babamın kırmızı renkte bir canavar olduğuna inanamıyordum hala gözlerimi okşuyordum.Yatağın ucundan babama bakıyordum.

Babamın gerçekten babam olduğuna inanamıyordum.Hala nefes nefeseydim.
Babam sakince bana yaklaşmaya başladı "benden korkmana gerek yok"dedi.
"Aslında sende benim gibisin lakin güçlerinin ortaya çıkmasını beklemek zorunda kaldım"dedi.

SARI PAPATYA'NIN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin