31

27 4 4
                                    


" Kızım Mert sana sırılsıklam aşık. Sophia özelikle sordu ve senin güzelliğinden bahsetti. Yani seni bir hayli övdü.

Mert de sana aşık olduğunu söyledi ve seni mutlu etmek için yapamayacağı şeyin olmadığını.

Ama sana zaman vermek istediğini seni sık boğaz etmek istemediğini söyledi. Senin duygularından emin değilmiş."

" Çok şaşırdım. Bana hiç hissettirmedi. Ben de işte ne bileyim! Off kafam karıştı baba. "

"Kızım, bir erkek sevmediği bir kadına evlenme teklif etmez. Zaten şimdiki gençleri izliyor dinliyorum da, bir çoğu evlilikten korkuyor. "

" Ben Sophia ile daha önce bir ilişkisi var sanmıştım. "

" Kızım Sophia evli. Hem de Mert'in bir arkadaşıyla. Ayrıca beş yaşında ki kızı da Mert'e aşıkmış. Telefona bakıyorlardı ya, kızının resmini gösteriyordu."

Derin, rahat bir nefes aldı. Babasından beklediği konuşma bu değildi ve birden sırtındaki kambur düştü.

"Haydi işinin başına. saat kaçta gideceksiniz?"

" Konuşmadık. Ararım işim itince."

Derin, işinin başına, Şefik televizyonuna döndü. Fakat Derin bir türlü kafasını toparlayamadı. Babasının söyledikleri onu şaşkına çevirdi. 

* Ben, Mert'i kasıntı ve aile dostumuzun oğlu olarak düşünmekten ne zaman vaz geçeceğim! Mert her zaman kendinden emin ve zeki birisiydi. Ayrıca tarafsız gözle bakıldığında oldukça yakışıklı. Lisede kızlar onunla birlikte olmak için yarışırlardı.

Beni sevdiğine inanamıyorum. Ona sevgili gözüyle bakabilir miyim onu da bilmiyorum! Şu an da bildiğim ise, ondan hoşlanmaya başlamam ve Sophia dan birazcık kıskanmam. 

Belki, bazen fazla ilgili olması, bazen de ben yokmuşum gibi davranması, bende garip duygular uyandırıyor! Off çok karmaşık.*

Derin, bu düşünceler içindeyken kapı çalındı. Kapıyı açtığında karşısında Mert'i görünce şaşırdı.

" Hoş geldin beklemiyordum!"

" Neden, konuşmuştuk ben de geldim. Öğlenden sonra dedin, öğleden sonra oldu, vakit tamam, haydi çirkin gidelim."

" Bak bak bak, sen şiirlerden alıntı yapar mıydın! Cahit Sıtkı duysa seni döverdi şiirini mahvettin diye."

" Derin, kim geldi kızım?"

" En sevdiğin damadın babacım."

Mert, gözlerini açarak Derin'e baktı. "Başka damadı da mı var?"

" Evet Lütfü vardı. Onu da sevmişti."

 Mert, içeri girerken ağzının içindeki küfürleri yuvarladı. Derin çaktırmadan arkasından güldü.

" Siz oturun ben hemen hazırlanırım."

" Gel oğlum kadınlar uzun sürer hazırlanmaları. sana kahve yapayım mı?"

" Sağ ol Şefik baba karnım aç. Derinle birlikte yeriz diye yemedim."

Derin saçlarını gelişi güzel topladı, boğazlı koyu yeşil kazağı ve streç siyah pantolonu giydi. Parfümünü sıktı - Mert Almanya dönüşü getirmişti Tresor- hoşuna giden bir kokuydu.

 Aslında parfüm riskli bir seçimdi, ama Mert doğru kararı verecek kadar Derin'i tanıyordu.

Ruj yerine çilekli parlatıcı sürüp salona geldi. " Hazırım."

ANNE BU DAMADIN ( her ailede yaşana bilir.) Romantik, komedi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin