Sabah uyandığımda odadaki yataktaydım. Muhtemelen beni o adam yatırmıştı buraya.
Aslına bakılırsa mutlu olmuştum çünkü orada uyusaydım her yerim tutulurdu.
Yataktan kalkıp odadaki banyoya girdim. İşlerimi halledip çıktım.
Odanın kapısına doğru yürüdüm. Umarım kilitli değildir diye geçirdim içimden. Kilitli değildi. Aşağı kata doğru inmeye başladım.
Aşağı kata indiğimde burnuma çok güzel kokular gelmeye başladı. Karnım acıkmıştı.
Kokunun geldiği yere doğru gittim. Beni kaçıran adam, menemen yapıyordu.
Eline kepçe yakışmıştı.
Yavaşça yanına ilerledim. Kafamı yanına doğru uzattım. Dirseğimi tezgaha yasladım çenemi de elime.
Kepçe menemenin içinde döndükçe kokusu daha çok yayılıyordu. Menemene odaklanmış kalmıştım.
Birden saçlarımda bir el hissettim. İrkilip geri çekilecektim ki o adamın sesini duydum. "Şş, korkma güzelim. Dün olan birşey bu gün olmaz. Sana bir daha zarar vermem. İnan bana." Gözlerimi kırpıştırarak ona bakıyordum.
Sesi yatıştırıcı gelmişti kulağıma. Şuan hem bana bakıp saçımı okşuyor hemde menemeni karıştırıyordu.
Mayıştığımı hissediyordum. Bir saniye, ben daha ismini bile bilmediğim bir adama gerçekten teslim olamazdım.
Özellikle de babama benzeyen bir adama.
Gözlerimdeki duyguları birden yok ettim. Saçlarımı ondan kurtardım ve geri çekildim. Bu yaptığıma sinirlenmişti. Çenesini kasmasından anlamıştım.
Menemeni sertçe masaya koyup yanıma geldi. Ellerini iki yanımdan tezgaha yasladı. "Neden geri çekildin? Sana zarar vermeyeceğimi söylemiştim." Konuşmasına göz devirdim. Derin bir nefes verdi. "Bana göz devirme." Bıkkınlıkla söylemişti.
Onun inadına bir daha göz devirdim. Sabır dileyip bana bakmaya başladı. "Ne var, niye bakıyorsun?"
"Ee, sorduğum sorunun cevabını alamadım."
"Ha, sen onu diyorsun. Neden acaba? Allah Allah neden ki?" Sabır çekip konuşmama devam ettim. "Bak güzel kardeşim, bak güzel insan ben seni tanımıyorum. Sen beni kaçırdın. Bana zarar verdin. Hatırladın mı? Alo, daha dün oldu bunlar. Ne bu samimiyet? Annah gerçekten sinirlerim bozuldu." Elimin tersiyle onu itekleyip masaya geçtim.
Nerde beleş oraya yerleş.
Menemene ekmek banıp ağzıma götürdüm. Ağzımdaki tatla birden eridiğimi hissettim. Öğrenci evinde sabah sabh makarna yiyip sonrasında kaçırılan her insan o menemeni yerdi.
Çok güzel yapmıştı şerefsiz.
Bir parça daha ekmek koparıp yemeye devam ettim. Gökgörmemiş gibi yemiyordum. Sakin sakin ve beğendiğimi çaktırmadan yiyordum.
O da masaya oturup benimle birlikte yemeye başladı. Bir süre sonra mutfağa bir adam girdi. "Alpay bey, bir misafirimiz var efendim."
"Çalışma odama çıksın." Demek adı Alpay'dı.
Onun hakkında bir kaç şey öğrensem birşey kaybetmezdim herhalde. Buradan kaçmayacağım belli zaten. Dışarısı koruma kaynıyor.
Bu adam beni ölmekten beter eder mazaallah.
"Yaşın kaç?" Sorumla bana döndü. "25" Cevap vermişti en azından.
"Mesleğin ne?"
"Mimarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya
Mystery / ThrillerMafya kurgusu işte gelin okuyun. (Salak salak hareketler yoktur. Cringelik içermez. Pick me girller bu kitapta yer almaz. Okuyun abi işte. Diğer mafya kitaplarına ayar olunduğu için yazmaya başlandı.)