-4-

112 6 0
                                    

Babamı gördüm. Beni kahvaltıya götürmek için gelmişti fakat, geç kalmıştı çünkü ben kahvaltımı çoktan yapmıştım ve servis gelmiş binmem için acele ediyordu. Babam servise gitmesini söyledi. Servis gitti. Ben babamın arabasına bindim. Daha sonra bir lokantanın önünde durdu babam. "Hadi in, kahvaltımızı yapar, biraz laflarız sonra seni okuluna bırakırım." dedi. "Tamam" dedim. Lokantaya girdik ve garson hemen yanımıza geldi. "Güney Bey size çorba değil mi?" diye sordu. Babamı nereden tanıyor olabilir diye düşündüm, belki de babam iş adamı olduğu için onu tanıyordu yada babam her sabah buraya geliyordu. Aman canım bunu sonra düşünürüz. Asıl önemli olan babamın benimle ne konuşacağı, daha önce babamla kahvaltıya çıkmıştık ama babam hiç laflarız dememişti, belki de abartıyordum. Garson bu defa bana yönelerek "Hoşgeldiniz küçük hanım siz ne istersiniz?" diye sordu. "Ben sadece portakal suyu içmek istiyorum." dedim. Babam sordu "Bişeyler yemeyecek misin?" - "Hayır evden kahvaltımı yapıp çıktığım için karnım aç değil" dedim. Portakal suyum geldi içtim, babamda kahvaltısını bitirdi ve dedi ki;
-Öykücüm ben seninle bir şey konuşmak istiyorum.
Kalbimin atış ritmi değişti sanki çok heyecanlandım.
-Peki. Ne konuşmak istiyorsun babacığım? Diye sordum
-Biliyorsun ki biz annenle sürekli olarak kavga ediyorduk. Bu yüzden anlaşmamız gün geçtikçe zorlaşıyordu. Sanada daha fazla zarar vermek istemediğimiz için boşanma kararı aldık.
-Peki ya boşanırken bana sordunuz mu? Benim fikrim alındı mı? Her gün kavgayla elbette bir yere varılmazdı ama kavga etmeyerek ömrün sonuna kadar varılabilinirdi. Diyerek çıkıştım. Gözlerim doldu. Ağlamaya başladım. Babamda ağlayacaktı sanki, gözleri dolmuştu. "Hadi" dedi "Okula bırakayım seni daha fazla geç kalma". "Olur" dedim sessizce...

Bir Genç Kızın Gizli Defterinden...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin