Tek Başına / Barış Alper Yılmaz

+18

Eve girip üzerime rahat bir şeyler geçirdikten sonra kendime en sertinden kahve yapıp kitap okumuştum. Biraz böyle vakit geçirdikten sonra aniden kapım tıklatıldı. Açtığımda karşımda Sena'yı görmeyi beklemiyordum. Onu içeri geçirdim ve kocaman sarıldım.

- Ne bu suratının hali. Sevgilisinden ayrılmış ergenler gibisin.

- gel otur şöyle anlatayım.

- Bekle iki dakika bize kahve yapıp geleyim. Öyle anlatırsın.

Kahveleri yapıp geldiğimde koltukta Sena'nın tam karşısına oturdum.

- Ee, anlat hadi. Ne bu hallerinin sebebi.

Sena başından geçen olayları anlattığından ilk inanamamıştım. Ne ara Nicolo ile sevişmişlerdi? Bir de bu olayı şimdi anlatıyordu.

Sena ile film izleyip sohbet etmiştik ve akşama doğru kalkmıştı. Sena gittikten sonra tekrar kapım çalmıştı sanırım bir şeyini unutmuştu. Ağır adımlarla kapıyı ilerledim. Kapıda duran Barıştı.

- Barış?

Smut +18  rahatsiz olanlar okumasin buradan başlıyor.

Bir şey söylemeden içeri girdi. Tam önümde durdu ve kollarını belime dolayıp burnunu boynuma gömdü. Elleriyle yanaklarımı avuçladı. Sonra çenemden tutarak gözlerimi gözleriyle sabitledi. İlk defa bu kadar yakından görüyordum ela gözlerini. Hafızama kazımak istercesine bakıyordum elalarına. Ne yaptığımız kafama dank etti. Geriye çekilmeye çalıştım ama izin vermedi.

- Barış ne yapıyorsun-

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Beni hız kesmeden öpmeye başladı. Kendimi kaybetmiştim  ve karşılık vermeye başlamıştım. Beni duvara sıkıştırdı ve eli çıplak bacağımı buldu. Vücudum bu dokunuşundan bayağı etkilenmişti.

Beni duvara daha çok bastırdı. Eli tişörtümün altından belimi okşadığında boğuk bir inleme sundum dudaklarına. Ensesinden tutup onu daha çok kendime bastırdım.

Elleri şortumu buldu ve bir çırpıda çıkardı. Dudaklarını dudaklarıma ve daha sonra boynuma bastırdı.

- Sabah bu yaptığımızdan pişman olacağız.
dedim.

- Şuan sadece ânı yaşayalım.

Sarı saçlarına parmaklarımı doladım. Dudakları boynumu morartırcasına emiyordu. Eli tişörtüme gitti ve yukarıya sıyırdı. Uzun kemikli elleri sütyenimden taşan göğüslerimi buldu. Sütyenimi de çıkarmıştı. Ardından kilodumu da.

Bacaklarım titremeye başlamıştı. Canım çok yanıyordu. Üzerindeki tişörtü çıkardı. Pantolonunu ve kemerini çıkartmak için kucağına çıktım. Kadınlığımda büyük bir şişlik hissettim. Karnım kasıldı. Dudaklarımızı tekrar buluşturdu. Elleri nereme dokunsa orası alev alıyordu. Aklımı çoktan yitirmiştim. Kalçamı ona doğru ittirdim. Bu hareketimle boğukça inlemiş kalçamı sıkmıştı.

Üzerime eğildi ve tekrar boynuma yöneldi. Omuzlarından destek alarak penisini tam içime alacak şekilde kucağına oturdum. Kendini yavaşça  içimde kaydırdı. Dudaklarımın arasından kaçan çığlık onun dudaklarında son buldu.

Bacaklarımı birbirine bastırdım.

- sikeyim

Bu sefer dudaklarımızı birleştiren ben olmuştum. Sertçe üst dudağını emdim. Hala içimde sabit durması beni delirtiyordu.

- bebeğim bacaklarını aç

Bacaklarımı rahatlamamı istercesine okşuyordu. Sertçe yutkundum. Hareketlendim ve onu içime alıp çıkarmaya başladım. Ellerimi destek almak istercesine boynuna doladım. Hareketlerimi daha da hızlandırmıştım.

- Sabırsız bebek

Boşalacağını anlayınca hızlıca içimden çıktı. Penisi  hafiften sızdırmaya başlamıştı bile. Kucağında indim önünde diz çöktüm ve aletini kavradım. Ucunu hafiften ağzıma aldım. Dilimle ucunu okşadığımda küfürler savurmaya başladı. Yavaş hareketlerime tahammül edememiş olacak ki başımı tutup beni kendine bastırdı. Şimdi aletinin yarısı içimdeydi. Gel git yapmaya başladım
Barış inledikçe daha da gaza geliyordum ve en son hepsini ağzıma aldım. Sıvısı boğazımdan aşağı akmaya başladı. İlk tereddüt etsem de hepsini yuttum ve gözlerinin içine bakmaya başladım.

Beni kollarının arasına aldı. Alnımdan ve dudağımdan öpüp odaya çıkardı. Beni yatağa yatırdı ve arkama geçerek belimden sarıldı. Sabah uyandığımda ne yapacağımı düşünerek uyuya kalmıştım.