Sahil

557 22 0
                                    

Sabah gözlerimi araladığımda kasıklarımdaki ağrının hala geçmediğini fark ettim. Ama olsun dünkü gibi fazla acımıyordu. Yavaşça yataktan kalktım. Rutin işlerimi hallettim ve daha sonra  banyoya girip hemen bir duş aldım. Gerçekten iyi gelmişti. Saate baktığımda daha dokuz buçuktu. Kahvaltı yapmadım canım istemiyordu.

Canım sıkılıyordu ve sahile gitmeye karar vermiştim. Altıma siyah şort üzerime de beyaz oversize bir tişört geçirdim ve evden çıktım. Bugün hava çok güzeldi insanlar dışarıya akın etmişlerdi. Etrafı izleye izleye sahile varmıştım. Etrafa bakınırken omzumda bir hareketlilik hissettim. Aniden arkama döndüğümde omzuma dokunanın Mert olduğunu görünce rahat bir nefes verdim. Kalbim güm güm atıyordu beni korkutmuştu. Ardından ukala bir tavır takınarak konuşmaya başladı.

Mert: Bir merhaba yok mu

Ona gözlerimi devirdim ve sonra sahte gülümsememi takındım. O sırada Mertin yanında bizi izleyen Barışı fark ettim. Gülümsemem silinmeye başlamıştı.

-Ne yapıyorsunuz burada?

Mert: Barışla yürüyüşe çıkmıştık seni gördük selam verelim dedik. Hatta dur bizimle takılıyorsun.

Hala omzumda olan elini daha da sıkılaştırdı ve yürümeye başladık. Barış ağzında birşeyler geveleyerek bize yetişmişti. Çaktırmadan gözlerimi devirdim. Gıcık oluyordum.

Nedensizce Merte daha da yaklaşmak istedim. Elini tuttum ve deniz kenarına doğru çekiştirdim.

-Kumlara oturalımmm

Mert: tamam sakinn kumlar kaçmıyorr

Kumlara oturduğumuzda denize yaklaştım ve elimi daldırdım. Henüz ısınmamıştı.

- Deniz henüz ısınmamış ama bu hafta falan denize gider miyiz

Barış: Ne giyecekmişsin orada?

- Ne ilgilendiriyor ki Barış?

Kaşlarını çatarak gözlerini gözlerime sabitlediğinde aynı şekilde ona bakmaya başladım.

Mert: tamam ya sakin. Gideriz bir ara bizimkilere haber verelim de ayarlarız birşeyler.

- Bakın şurada market var bize dondurma almaya gideyim mi çok sıcak var

Mert: tek gitme ya hepimiz birlikte gidelim.

Onu onayladım ve markete doğru yol almaya başladık.

Mert ve Barış birşeylere bakıyordu. Dondurmaları ben seçecektim. Dondurmalara odaklanmışken Barışın bana doğru ilerlediğini gördüm.

Barış: Neden hala gitmedin sen?

- Ben gayet eğleniyorum ama seni tutan yok gidebilirsin

Barış: Ne yapışıksın ya istemiyorum seni görmek anlamıyor musun. Ne istiyorsun anlamıyorum ki tekrar becermemi falan mı?

Son dediklerinden sonra gözlerim yanmaya başlamıştı. Ellerim yumruk oldu ve tam bir cevap verecekken Mertin bize yaklaştığını gördüm hemen kendimi toparladım ve buzluktan rastgele 3 dondurma aldım.

Mert: Seçtiniz mi dondurmaları

- Seçtik. Ama başka istiyorsan değiştirelim.

Mert: bi baksana sen bana

Yüzümü Merte doğru çevirdiğimde bana doğru yaklaştı elleriyle yüzümü kavradı. Kafamı yukarı kaldırdı ve sorgularcasına incelemeye başladı.

Mert: Bu gözlerinin hali ne böyle?

- Toz kaçmış sanırım. Ovalarken öyle olmuştur. Gözlerim biraz hassas da benim.

Mert: ikisine de mi toz kaçmış

İnanması için kocaman gülümsedim ve başımı onaylarcasına salladım.

Barış: Alt tarafı bir toz Mert ne abarttın

Mertin ellerini yüzümden çektim ve ondan uzaklaştım.

- Dondurmalar eriyecek ödeyelim artık.

Marketten çıktıktan sonra pek konuşmadık. Öylece  yürüyorduk.

Saat altıya geliyordu.

- Ben artık gitsem iyi olur aslında.

Mert: O zaman ayrılalım burada. Benim de gitmem gerekiyor.

Merte sarıldım vedalaştık. Barışa döndüm ona da veda etmem gerekiyordu.

- Hoşçakal Barış.

Arkama döndüm ve evime doğru yürümeye başladım.

Bugün ona yine sinir olmuştum. Ben mi ona yapışıyordum? Mertle yanıma gelen oydu. Markette yanıma gelen de oydu. Birde bana yapışkan diyor. Umarım bir daha onu görmek zorunda kalmazdım.

Bunları düşünerek evime gelmiştim. Kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatacağım sırada beyaz spor  bir erkek ayakkabısı kapımın arasına girmiş kapıyı kapatmama engel olmuştu. Gözlerim anında büyürken korkudan ellerim titremeye başlamıştı. Kapı içeri doğru açıldığında bu kişinin Barış olduğunu gördüm.

- Ne işin var senin burda.

Barış: Onu bunu bırak sen bi neydi bugünkü hallerin?

- Ne varmış halimde?

Barış: Salağa yatma kızım. Mertle neredeyse öpüşecektiniz ondan bahsediyorum.

- Seni ne ilgilendiriyor Barış bu konu?

Barış: Ne mi ilgilendiriyor? Şöyle anlatayım o zaman senin gibi birinin arkadaşımla bu durumda olmasını istemiyorum. Uzak dur Mertten

- Benim gibi biri? Pardon ama Nasıl biriymişim ben

Barış: Boşversene. Uzak dur benden.

- Bana benden uzak dur deyip de evime kadar geleni de ilk defa görüyoum yalnız.

Barış: küçük bir uyarı için geldim diyelim biz ona.

- Bak Barış ben senin gel deyince gelecek git deyince gidicek o kızlardan değilim. O yüzden artık uğraşma benimle. Rahat bırak beni. Madem bu kadar yaygara çıkaracaktın neden herhangi biriyle yatmadın ki. Anlık azgınlığın yüzünden huzurumu bozmana izin vermeyeceğim. Gider misin artık

Barış: Anlık bir azgınlık değildi.

- Gel birde seni çok seviyordum çok aşıktım o yüzden yaptım de de gebereyim şurada. Daha fazla küçülmeden git bence Barış.

Sonunda evden çıktı. Bu konuşmayı daha fazla sürdürmek istemiyordum zaten. Odama çıkıp yatağıma uzandım ve uykunun gelip beni bu düşüncelerden uzaklaştırmasını bekledim.

Fikir gelmiyorr imdaattt




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tek Başına / Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin