aytekin:
öldün mü?
yazmıyorsun kaç gündür...
kaç haftadır...
arkadaşlığımız buraya kadar mıydı?
umut:
hay senin arkadaşlığına/
yokluğumu mu fark ettin?
şaşırtıcı.
aytekin:
neden fark etmeyeyim aq
konuşuyoruz arada.
fark ediyorum yani.
hem aklım kalıyor sende.
yazmayınca yani.
aklıma kötü şeyler geliyor, korkuyorum, endişeleniyorum senin için.
umut:
benim için neden endişeleniyorsun ki?
askerde olan sensin.
endişelenilmesi gereken kişi sensin.
mazallah götünden vurulursan falan.
aytekin:
götümle ilgili böyle büyük endişelerin olması korkutucu.
aranızdaki samimiyet git gide artıyor.
umut:
sorma.
götle don gibi olacağız yakında.
sen niye merak ediyorsun beni?
aytekin:
garip garip bir şeyler yazıp ne olduğuna bakamadan siliyorsun.
umut:
e seni günlük olarak kullanıyorum ya.
arada alınacakları da not ediyorum görmüyor musun?
aytekin:
görüyorum.
ama ne bileyim içim rahat etmiyor herhalde.
hani ben ayaz'ı poyraz'a emanet ettim ya.
sen de bana emanetsin gibi hissediyorum sanırım.
her ne kadar bundan hoşlanmasan da kardeşim olarak görüyorum seni.
hatta biraz da olsun seviyorum.
o yüzden endişeleniyorum, merak ediyorum ne yapıyorsun diye.
umut:
umarım bu endişelerinin ardına sığınıp abime benim hakkımda bir şeyler sormuyorsundur.
hiç hoşlanmam çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rosaline'in kırık kalbi |gay| •bxb•
Roman pour Adolescents"Ve Rosaline'e söyle; Romeo'nun onunla bir şansı olabilseydi Juliet'e dönüp bir saniye bile bakmazdı."
