6 - O her zaman izliyor.

12 4 4
                                    

** İlk kadının bakış açısı ** 

İlk başta tenimde serin rüzgarı hissettim, ardından sesler hatta bir bağırış. Gözlerimi açmaya çalıştım ancak açamadım sanki normalden daha ağırlarmış gibi hissetim. Ama bu his gitgide azaldı.

Sonunda gözümü açtığımda ufka kadar uzanan koyu altın rengi topraklar ve devasa dağlar gördüm. Yanımdan gelen bir ses dikkatimi çekti... Bir tür çiğneme sesi? Kafamı çevirdiğimde uzun beyaz saçları olan gözleri kapalı bir adam gördüm. Elinde yarısı yenmiş altın rengi bir elma vardı. Sanki bir şeyler düşünüyor gibiydi.

Kafamı bir kez daha çevirdiğimde benim de yanımda bir adet altın elma olduğunu gördüm . Ona uzanıp elime aldığımda hoş bir ses kulağımda çınladı.

"O elmayı sana bıraktım. Tatları gerçekten güzel."

Önce altın rengi gözleri ile bana bakan adama sonrada elmaya bakım konuştum.

"teşekkürler."

Ardından elmadan bir ısırık aldım. Önce elmanın çıtır dokusunu hissetim. Ardından hafif tatlı ve sulu olan aromanın tadını aldım. İlk ısırığımı yuttuktan sonra tüm vücudum sanki elektrik çarpmış gibi bir hisse kapıldı. Sanki bir şeyin kapıları açılmış gibi aynı anda bir akış hissetim. Tüm vücudumu dolaşan bir akış.

"Gerçekten güzel."

Yüzünde gururlu bir ifade takınan adam tekrar konuştu.

"Değil mi? Bunu ağaçtan topladım."

Kafamı kaldırdım ve yaslandığım ağaca baktım. Büyük ve güzel bir ağaçtı, ama dalında şu anda bir meyve yoktu.

"Başka yok mu?"

Aklına bir şey gelmiş gibi gözüken adam ağaca baktıktan sonra gülerek konuştu.

"Bilmem. Belki birden ortaya yeni bir elma çıkar."

____________________________________________________________

**Jacob'un bakış açısı **

Gerçekten... Bu ikisini izlemek 2000 yıl boyunca yaptığın diğer her şeyden daha iyi. Ama ikisinin de bir ismi yok... Onlara ilk adam ve kadın demek kulağa biraz garip geliyor. Belki de olaylara bizzat dahil olmanın vakti gelmiştir.

Ayrıca elmalar gerçekten işe yaradı. Enerjinin akması için oluşturulan kanallar elmadaki enerji sayesinde açıldı.

Şöyle bir konu da var. Eğer oraya gideceksem daha ilahi bir görünüş sergilemem gerek. Şu anda üstümde basit bir gömlek ve pantolon var. Bu şekilde istediğim imajı elde edemeyebilirim.

Arkamda süzülen çok renkli maddeden bir topak alarak onu hafifçe parlayan beyaz renkli bir cübbe şekline getirdim ve giydim. 

"hmm"

Aslında bizzat benle görüşmeleri biraz... garip olur. Bir tür aracı kılığında gitsem çok daha iyi olabilir. 

Bu fikirle arkamdaki süzülen çok renkli maddeden biraz daha kullanarak yüzümü komple kapatan düz beyaz bir maske haline getirdim ve arkamda sadece görünüş için ışıktan 3 çift kanat oluşturdum.

Böyle bir imaj oldukça uygun.

İstediğim imajı oluşturmak için gökyüzünden yavaşça ağacın bulunduğu bölgeye doğru süzülmeye başladım.

_________________________________________________________________

** İlk adamın bakış açısı **

Gökyüzünü izlerken aniden gözümün ucuyla bir parıltı gördüm. Yanlış görüp görmediğimi anlamak için gözümü birkaç kez kırpıştırdım. Ve hala oradaydı hatta yaklaşıyordu, büyük bir hızla.

"Şu parıltıyı görüyor musun?"

Yanımdaki kadına seslenmemle işaret etiğim yere baktı ve konuştu.

"Evet bir parıltı var. Buraya geliyor."

Ayağa kalktım ve ağacın gölgesinden çıkıp parıltıyı dikkatlice izlemeye başladım. Birkaç saniye sonra parıltının şekli belli olmaya başladı. 

Yukarıdan bana doğru süzülen bir figür , Üzerinde parıldayan beyaz bir cübbenin belirsiz şekli gözüküyordu.  Daha da yaklaştıkça yüzünü tamamen kapatan, pürüzsüz ve ifade yoksunu düz beyaz bir maske taktığını gördüm. 

Ama en çok dikkatimi çeken şey, sırtında uzanan üç çift ışıktan kanattı. Bu kanatlar, her hareketinde etrafa yumuşak bir ışık yayıyordu ve sanki ışığın kendisinden oluşmuş gibiydi. 

Yavaşça ve sessizce süzülerek yaklaştıkça, onun varlığı tüm dikkatimi topladı ve çevremdeki her şeyin önemsizleştiğini hissetim. 

"S-Sen tanrı mısın?"

Kutsal figür yavaşça yere indi ve konuştu.

"Tabii ki değilim, ben onun meleği Jai'yim. Ama buraya onun adına geldim."

Gerçekten varmış! Biliyordum. Yavaşça tamamen aklımdan çıkan ağacın altındaki kadına baktım. Ayağa kalkmış ve bir şok ifadesiyle Jai'yi izliyordu. Bende Jai'ye döndüm ve onun konuşmasını bekledim.

"Buraya size birer isim vermek ve bazı önemli bilgileri söylemek için geldim."

Kafamı onaylar şekilde salladım hemen ardından Jai tekrar konuştu.

"Sen, yaratılan ilk erkek, senin ismin Dominic. Sen, yaratılan ilk kadın, senin ismin Astrid. "

Dominic... Beğendim. Kulağa hoş geliyor.

"Öncelikle bu alemde enerji denen bir şey var. Elmayı ilk yediğinizde onu hissetiniz, onu kontrol ederek güçlenebilir ve normalde imkansız olan şeyler yapabilirsiniz. Elinizdeki imkanları kullanın ve şunu asla unutmayın o her zaman izliyor."

Jai aniden kaybolduğunda istemsizce titremeden edemedim, demek hissettiğim o izlenme hissinin kaynağı... Bu düşünceleri kafamdan çıkardım ve Jai'nin ortadan kaybolduğu yerde 2 çift kıyafet gördüm. Cübbe tarzı basit ama güzel kıyafetler. İkisini de yerden aldım ve birini Astrid'e fırlattım.

"Al  Astrid, Sonunda kıyafetimiz var! Bunca zamandır çıplak olmak garipti.."

"Teşekkürler Dominic..."

________________________________________________________________

** Jacob'un Bakış açısı ** 

Tekrar gökyüzündeki platforma çıktığımda gömleğim ve pantolonum dışındaki her şey tekrardan çok renkli maddeye dönüşüp arkama doğru uçtu. 

Eğer çekirdekteki yapay zeka yeterince gelişirse Jai rolünü ona devredebilirim. Belki...  Uzun süre sonra ilk defa başka akıllı canlılarla konuşmuştum. Biraz garipti ama... İyiydi.

"Dominic ve Astrid... Bakalım olaylar nasıl gelişecek!"

//Duyuru: 24 saat içinde GoG katılımcıları grup görevi için ortak alanda toplanacak . Hazır olun!



Game of GodsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin