" Burayı nasıl arındıracağımız hakkında bir fikriniz var mı?"
Sorum üzerine kyra düşüncelere dalarken, orpheus kendinden emin bir ses ile konuştu.
" Her şeyden önce kaynağı bulmalıyız, sonra da onu yok edebiliriz yada bir şekilde temizleyebiliriz. "
Mantıklı... Kaynağı bulmadan ne kadar arındırırsak yada yok edersek edelim tekrar yozlaşacak. Etrafı daha detaylı incelemek için hakimiyet yeteneğimi kullanabilirim... belki?
"hakimiyet"
Yeteneği etkinleştirdiğimde kyra ve orpheus bana garip bir bakış attı. Ne yapacağımı onlara söylemeyi unutmuşum, uzun süre tek yaşamanın yan etkileri.
"Bir tür inceleme yeteneği."
Kafalarını onaylama anlamında salladılar ve kendilerince etrafı incelemeye başladılar. Bende yeteneğimin bana sağladığı görüş ile etrafı araştırmaya başladım.
Gerçekten de burada bir sorun vardı. Normalde düzenli olan atomlar bir tür karmaşa içindeydi, enerji normalde hareket ettiği gibi hareket etmiyordu. Bir tür kaos vardı... Ayrıca tüm bölge daha önce sadece bir yerde karşılaştığım değişik bir enerji formu ile doluydu. Bu enerji formuyla sadece yaratma yeteneğimi kullandığımda bağlandığım Kaos bölgesinde karşılaşmıştım.
Etraftaki doğal düzeni bozan şey bu olabilir mi?
Fikrimi söylemek için orpheus'a seslendim.
"Galiba yozlaşmaya neyin sebep olduğunu buldum. "
Seslenmem üzerine Orpheus ve kyra bana yaklaştılar. Bende etraftaki düzeni bozan enerji formundan bir topağını elimde toplayıp onlara gösterdim.
"Bence etraftaki kaos'a sebep olan şey bu..."
Kyra topağı daha yakından incelemek için eline alırken mırıldandı.
"Bu bir yerden tanıdık geliyor."
Orpheus yüzünde alaycı bir sırıtışla cevap verdi.
"Bunu muhtemelen GoG'daki herkes daha önce görmüştür. Yaratma yeteneğini kullandığımız zaman bağlandığımız yerde bundan bolca var."
"Doğru!! Şimdi hatırladım, orası bu enerjiyle doluydu."
BOMM!
Ani patlamayla onlarca metre geriye savruldum. Patlamanın kaynağına baktığımda etrafındaki ışığı emen çarpık bir enerji kütlesi gördüm. İçi kaos enerjisiyle doluydu... Ani tehlike hissiyle yukarı baktığımda gökten yere doğru hızla inen devasa bir yaratık gördüm, karanlık gökyüzünü yararak aşağıya doğru düşüyordu. Üç çift çarpık kanadı, siyahın en derin tonlarında, gece karanlığında bile fark edilebilen bir parlaklıkla kaplıydı. Kanatlarının her biri, etrafındaki gerçekliği bozuyor ve kaosa sürüklüyordu. Yaratığın insanımsı formu simetrik tanımının tam tersiydi.
Yere kuvvetle inişi, etrafındaki havayı bile sarsarak tekrardan büyük bir patlama yaratmıştı. Patlama anında, yerden yükselen toz ve taş parçaları havaya saçıldı, etrafa yayılan dalgalarla birlikte güçlü bir basınç hissedildi. Yaratığın inişiyle oluşan krater, onun yıkıcı gücünün bir kanıtıydı. Etrafındaki her şey sessizce onun korkunç varlığını kabullenmiş, gökyüzünde yankılanan çığlıkları sadece yaratığın gücünü vurgulamıştı.
Daha önce bunlardan biriyle karşılaşmıştım... Bu bir kaos yaratığıydı.
Küçük bir enerji patlamasıyla etraftaki toz bulutunu dağıtım. Toz bulutu dağılır dağılmaz benim gibi toz bulutunu dağıtan Orpheus ve kyra ile göz göze geldim. Hepimiz anlaşmış gibi yaratığa saldırmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Gods
FantasyÜnlü bir fizikçi olan Jacob Morwel'in hayatı gördüğü bir rüyadan sonra değişir.
