Sabah sabah Umay'ın çığlığı ile uyanmak zorunda kaldım. Kesin Yusuf'a bulaştı şimdi de dayak yememek için kaçıyordu. Kafamı yastığa gömüp tekrar uyumaya çalıştım. Ama Umay bağırarak buna engel oluyordu. "Umay bağırma artık" diye bir ses geldi. Bu ses Asya'ya aitti. Büyük ihtimalle oda Umay'ın çığlıkları yüzünden uyanmak zorunda kaldı. Umay'ın çığlıkları kesilmişti. Tam tekrar uykuya dalmak üzereydim. Ama maalesef kapım açılıp Umay üzerime atlayınca tüm uykum bozuldu.
"Kalk lan artık amma uyudun."dedi Umay.
"Umay siktir git başımdan."desem de beni dinlemeyip yatakta zıplamaya başladı.
"Umay manyak mısın?"diye sordum.
"Evet,başka soru?"diye cevap verdiğinde göz devirmekle yetindim. Umay beni umursamadan yatakta zıplıyor bir yandan da şarkı söylüyordu.
"LANETLER ÜZERİME DOĞRU,DANS ETMEM GEREKİYOR OLUM,FARKETMEM GEREKİYOR OLUM"
Arkamdaki yastığı alıp Umay'a fırlattım. "Dans ettircem şimdi seni" dediğimde bana dil çıkardı. Sabır çekerek ayağa kalktım. Umay oturup beni izlemeye başladı.
"Sapık mısın kızım sen?"diye sordum. Omuz silkti.
"Her gün seninki gibi bir vücut göremem"diyip iyice yayıldı. Yanında duran yastığı alıp kafasına geçirdim.
"Vay şerefsiz"diyip diğer yastığı aldı. Bana vurmaya kalktığında geri gittim.
"PİSLİKSİN SEN"diye bağırdı.
"Bağırma ve odamı terk et"dediğimde oflayarak ayağa kalktı. Ve söylenerek odadan çıktı. Odamın içindeki banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra tekrar odama geçip gardolabımı açtım. Bir müddet dolaba boş bakışlar attıktan sonra siyah bir gömlek ve pantolon giydim. Her zaman ki saatimi de takıp aşağı indim.
"Uyanmasaydın ya"diye söylenmeye başladı Müge.
"Bir kere de günaydın abicim desen ne olur?"diye sordugum da gözlerini devirdi. Hemen arkamdan Asya aşağıya indi. Üstünde beyaz bir elbise vardı ve saçları özenle yapılmıştı. Bu biriyle buluşacağı anlamına geliyordu.
"Günaydın abicim"dedi bu da düşüncemi doğruladı.
"Günaydın da hayırdır?"dediğimde üstüne baktı.
"He hiç öyle içimden geldi " dedi. Ama yemediğimi biliyordu. Asya'ya bakmaya devam edince en sonunda dayanamayıp
"Kuzeyle buluşacağım"dedi. Duyduğum isimle yüzümü buruşturdum. Benim o halimi görüp itiraz edeceğimi anlayan Müge yerinden kalktı ve yanıma geldi. Koluma girip mutfağa doğru yürüdü.
"Açım aç"dedi. Mügeye baktım. Ama o bana bakmadan yürümeye devam etti. Herkes masaya oturmuştu. Asya arkamızdan gelip diğer koluma girdi. Beni yerime oturrttuktan sonra kendi yerlerine geçtiler. Kahvaltımızı yapmaya başladık.
"Aram,Bartu abi sana yine iş kitledi"dedi Poyraz. Kafama salladım .
"Bakalım"dedim. Bakışlarım Asya'ya döndü. O da bana baktı.
"Kuzeyden hoşlanmıyorum Asya" dedim. Asya dudağını sarkıtıp hep izin almak için kullandığı yüz ifadesini takındı.
"Ama abi"dedi. Derince bir nefes alıp ayağa kalktım.
"İyi git ama geç kalma"diyip salona geçtim. Masanın üzerinde bir dosya duruyordu. Yani yeni görevim. Dosyayı elime alıp koltuğa oturdum. Dosyaya baktım. Kurbanım "Boran Kara"isimli bir adamdı. Bir çok çocuğa taciz etmiş ve suçu başkalarına atarak kurtulmuş. Ve dosyada yazdığına göre bugün bir iş görüşmesinde olacaktı. Sağlam bir planla işini bitirecektim. Kurbanımın bir de bir oğlu vardı. İşte işin kanlı yüzü burasaydı. Oğlu babasının iftirası yüzünden içeri girmişti. Anladığıma göre beni o tutmuştu. Ayağa kalkıp aşağı bodrum katına indim. Bu işi uzaktan halledecektim. Önce öldürüp sonra imzamı bırakacaktım. Silahlarıma baktım. Bu iş için "Zastava M9"u seçip elime aldım. Baya kaliteli bir silahtı. Onu kenara bırakıp bir de bıçak seçtim. Bu aksam çok eğlenecektim. Ve bu işin kanlı yüzü gene ben olacaktım...Hello aşklarım kitabımızı ilk bölümü
bu kadardı beğendiyseniz
oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. İkinci bölümde görüşürüzzzzzzz🩵✨️