Sabah uyandığımda hala gecenin şeytanının dizinde yatıyordum. Sabaha kadar hiç yerinden kalkmamış olması beni şaşırttı. Gecenin şeytanı her ne kadar iyi bir baba gibi gözükse de asla iyi bir baba değildi. Çok güzel baba rolü yapıyordu ki diğerlerine bana yaptıklarını anlattığım da bana inanmıyor hatta düşman oluyorlardı. Yavaşça yattığım yerden doğruldum.
"Günaydın"dedi.
"Günaydın"
"Akşam toplantı var" ellerimi saçlarıma geçirip karıştırdım.
"Unutmazsam gelirim"diyip ayağa kalktım. Bana baktı. Onu orada bırakıp eve girdim. Aram hala bıraktığım koltukta uyuyordu. Birazdan uyanırdı buna emindim. Ses yapmadan yukarı çıktım. Direk odama girdim. Ama odam boş değildi. Lara benim yatağımdaydı ve uyuyordu. Yavaşça yanına oturdum. Bir süre onu izledim. Yüzünde çilleri vardı. Sol yanağında daha fazlaydı.
Güzel kız ama dimi
Allah sahibine bağışlasın
Yani sana
Derince bir nefes aldım. Neden benim odamdaydı? Bunu uyanınca kendisine soracaktım. Onu uyandırmadan yanına uzandım. Aramızda biraz mesafe bıraktım.
"Bana gerçekten aşıksın ama ben seni üzerim be kızım" sanki beni duyacakmış gibi konuşuyordum. Elimi yüzüne götürdüm. Yavaşça yanağını okşadım.
"Ben sana zarar veririm lara" dedim. Baş parmağımı dudağına sürttüm. Sanki bunu bekliyormuş gibi dudakları aralandı ardından da gözleri açıldı. Gözleri çok güzeldi. Yemyeşil gözlerinin içinde hafif kahverengi hareler vardı.
"Bartu"dedi. Hala uykusu olduğu belliydi. Ona bakmaya devam ettim. Sanki aramızdaki mesafeden rahatsız olmuş gibi mesafeyi kapatıp sıkıca bana sarıldı. Bunu beklemiyordum.
Bu kız sana tutulmuş
Ben daha bir şey diyemeden lara tekrar uykuya dalmıştı. Odanın kapısı çalındı. Larayı uyandırmamaya dikkat ederek kendimden uzaklaştırdım. Ayağa kalkıp "gel" dediğimde hizmetçi kadın içeri girdi.
"Toplantı saatiniz ileri alınmış Alex bey sizi bekliyor"dedi. Kafamı salladım. Alex gecenin şeytanının gerçek adıydı. Hizmetçi odadan çıkınca hızla dolabımı açtım. Siyah boğazlı bir kazakla siyah bir pantolon aldım. Lara uyuyordu ama tabi ki burada giyinmeyecektim. Çünkü çok sevgili kuzenim gece ile bu anı yaşamıştık. Hızla banyoya girdim. Üzerimdekilerden kurtulup dolaptan aldıklarımı giyip banyodan çıktım. Cekmecenin üzerinde duran saati alıp koluma taktım. Artık hazırdım. Son kez laraya bakıp odadan çıktım. Gecenin şeytanı beni bekliyordu. Yanına gittiğimde
"Sorun istemiyorum Sarca"dedi. Kafamı salladım. Birlikte evden çıkıp arabaya bindik
Yarım saat sonra
Her ne kadar istemesem de o toplantı salonundaydım. Hepsi konuşuyordu. Bense sadece dinliyormuş gibi yapıp arada kafamı sallıyordum. Yeni üye gelmisti. Ve sürekli beni inceliyordu en sonunda
"Yaman Doğan neden seni secti?"diye sordu.
Damarına basmaya çalışacak sakin ol
"Neden beni seçmesin?"diye sordugum da sırıttı.
"Senin gibi babasız bir köpeği koltuğa oturtması saçma"diye cevap verdi. Gerçekten damarıma basmaya çalışıyordu.
"Babasız lider istenmez"dediginde elimi sertçe masaya vurdum. Elimi masaya vurmamla irkildi. Arkamdaki korumaya dönerek
"Viski getir bana"dedim. Koruma kafasını sallayıp hızla toplantı salonundan çıktı. Yeni üyeye bakarak
"İsmin ne senin"diye sordum.
"Bora"
"Bak bora eğer canımı sıkarsan hayatınla dans ederim"dedim. Korktu ama bunu belli etmek istemedi. Koruma bir bardak viskiyi getirip önüme koydu.
"Allah kimsin ki sen"diye sordu bora. Viskiyi tek seferde bitirip boş bardağı elimde sıkmaya başladım.
"Feroxfera"dediğimde yutkundu. Ama damarıma basmaktan vazgeçmedi.
"Ama bu babasız bir piç olduğunu değiştirmez" dedi. Bardağı daha da sıktım.
"Söylesene babasızlık nasıl bir his"diye sorduğunda bardak artık elimde kırılmıştı ve oluk oluk kan akmaya başlamıştı. Ayağa kalkıp boraya yaklaştım. Korkuyordu ama geri adım atacak gibide durmuyordu. Bir anda boğazına yapıştığımda tüm üyeler ayaklandı. Ayırmak için ilk hamle gecenin şeytanından geldi. 4 kişi beni güçlükle ayırdığında gecenin şeytanının tok sesi salonda yankılandı.
"Herkes dışarı"dediginde üyeler bana baktı. Biraz daha dururlarsa elimde kalacaklardı. Kafamı sallayıp onayladığımda hepsi salondan çıktı. Son üyeninde çıkmasıyla sert bir tokat yemem bir oldu.
"SANA OLAY İSTEMİYORUM DEMEDIM Mİ" diye bağırmasının ardından başka bir tokat daha attı.
"Madem beni dinlemiyorsun çek cezasını"deyip arkasındaki korumalara işaret verdi. İki korumanın beni tutmasıyla donup kaldım.
"Temiz bir dayak seni akıllandırır"dedi.
"Ama daha diğer izler geçmedi"dedim ama umursamadı.
5 dakika sonra
Bir depoya gelmiştik. Ellerim bağlıydı.
"Beni dinleyemeyi öğreneceksin"dedi ve arkasındaki adamlara işaret verdi. Adamların elinde demir sopalar vardı. İşareti almaları ile saldırıya geçmeleri bir oldu. Ellerindeki sopalarla acımadan vuruyorlardı.
"Eğer yalvarırsan belki bunu durdururum"dedi. Güçlü bir kahkaha attım. Ağzımdan kan gelmeye başlamıştı. Bunu gördüğünde adamları durdurup depodan çıktı. Adamlarda onunla beraber gitti. Kapıdan biri girdi. Yaklaştıkça onu net görmeye başladım. Bu laraydı.
"Lara"dedim zorlukla. Yanıma geldi. Önce ellerimi çözdü.
"Çok acıyor mu"diye sordu. Sırıtıp
"Öpersen geçer"dedim. Ne dediğimi anlamadı. Onu kendime çekip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. İlk başta şaşırsa da hemen karşılık verdi. Lara benim bu hayattaki yeni mucizem belki yaşam kaynağım belkide ölüm sebebim olacaktı...