Bir düşündüm de

64 10 12
                                    

Düşünmek. Evet sürekli bir şeyler düşünür halde olduğumuzdan çoğu zaman ezbere düşünüyoruz, farkında olmadan. Nefes almak kadar olağansa, bir o kadar da olağanüstü  olduğunu anlıyoruz düşününce. Evet. Düşünmenin üzerine de düşünmek lazım geliyor. Zira düşünmeyince anlaşılmıyor kıymeti.
Düşünmek. Kafanızın içinde kırk tilki. An geliyor kuyrukları çarpışmıyor. An geliyor düdüklü tencere misali patlayacak raddeye geliyorsunuz kendi ocağınızda.
Düşünmek. Öyle bir dünya ki sadece ama sadece sen biliyorsun. Tek kişilik. Bunu da güzel yapan bu değil midir zaten. Sana ait olması. On yıl sonrasını düşün. Hızını alama ilerideki evinin mutfak dolaplarının kulplarını seç yine hayalindeki ev arkadaşınla.
Özgürlüğün için düşün. Konuşmana izin verilmediyse, düşün. Düşün ki farkın kalsın. Kim durdurabilir? Kim bilebilir zihnindeki curcunayı? Kimse.
Düşünmek. Büyük nimet vallahi. Çok da havalı. Düşünsene etrafındakiler hayatın koşuşturmacasına harap ederken kendini, sen kendi zihninde soluklanıyorsun. Belki de bu dünyadan kaçtığın bir sığınak inşa edersin kendine. Kimse bilmez, duymaz. Bir toplantı sırasında şarkı söylersin belki yüzündeki ciddiliğe inat. Dönüp bakmazlar.
Düşünmek. Özel şey. Düşünemezsek sanıyorum içimizden de konuşamazdık. İç sesimin olmadığı, ona isim takmadığım bir dünyayı istemezdim. Kendi kendime düşünemezsem delirirdim herhalde. En azından şimdilik düşünerek delirmek üzereyim.
Zihnimdir sır tutacağına emin olduğum. Hiç çekinmem düşünmekten. Pek de güvenilirdir kendileri. Ona söylediğini ertesi gün birinden duymazsın. Hatta kendin unutursun da fark etmezsin, o derece.
Peki ya bu kadar güzelken bu inat niye. Niçin düşünmüyoruz. Şöyle geniş çaplı ciddi bir düşünmek değinmek istediğim. Düşünelim de nimet boşuna gitmesin. Yazık oluyor.

Bir Anda GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin