Bu gece kendimi oyalamam lazım. Kendi kendimi avutmazsam delireceğim. Gücümün yettiğince uğraşsam da bir anda gelen hüzün yakıp geçiyor tüm avuttuklarımı. Fonda çalan yalnızlık şarkıları işkencemin yeni metodları. Kelimelerime tutsak kalıyorum. Kelimelerimde özgür oluyorum. Tezat yanlarımdan bir düzen oturtuyorum baş köşeye kendimce. Çareyi yazmakta buldukça derdimi de çoğaltıyorum. Olsun, diyorum. Yazdıklarım bana ait. Küçük bir çocuğun oyuncağını "Benim" diyerek kucaklaması gibi bir his bu. Bu hayatta tamamen benim olan şeyi arıyorum tüm bencilliğimle, bu gece de biraz bencil oluyorum işte.
Günün bu saatleri yine hiç hoş gelmiyor. Gece, gündüzün intikamını alıyor kendince. Herkesin günışığına olan hayranlığını mı kıskanıyor? Bilemiyorum. Belki pervasızlığından dem vuruyordur, belki de herkesin hayran olduğu günışığıyla insanların gözünü kamaştırmasını kaldıramıyordur. Bunu da bilemiyorum. Bu gece de ne çok şeyi unutmuşum...
Hiç bilmediğim şeyleri kaybediyormuşum gibi. Sanki bir yerlerde bir şeyler sona ermek üzere. Hiç tanışmadığım biriyle vedalaşmışım. Hep varolduklarım tarafından terk edilmişim de hiçlerim kalmış. Hiçlerin arkasından yazıyorum, hiçlerin arkasından ağlıyorum. Dilim lâl olmuş, halim darmaduman. Geceye yine mi hüzün doğmuş, bende mi bir haller var? Bilmiyorum, bilemeyeceğim de gündüz gelene kadar. Günün bu saatleri uyutmuyor da. Uyusam? Rüya bile göremediğim bir simsiyahlık, lüzum görmüyorum. Günün bu saatlerini yaşamaya mecbur tutuluyorum, şiir bile yazdırıyor insanlara. An geliyor dokunsan sarılacağım, sarılırsam öleceğim.
Yine gidiyor. Hep gidecekler, hep kalacağım. Hiç kalacağım.
Tezat yanlarımdan bir düzen oturtuyorum. Bu gece de böyle geçecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Anda Gelen
Non-FictionAnlar önemliydi. Bir anda doğardı insan. Bir anda ölürdü. Bir anda affeder, affedilirdiniz. En güzel şeyler bir anda gerçekleşiverirdi, anlamazdınız. Aşka bir anda düşüp bir anda vazgeçebilirdiniz. Bir anda gelen deli cesareti size her şeyi yaptırab...