V.(part-2)

2 0 0
                                    

Belki de tek sorun benimdir..
Belki de..
Benim.

-Toska

Gözlerimi araladığımda uzanmama rağmen yukarıda gibi ve sarsılıyor gibi hissettim. Biraz daha detaylı inceleyince bir koridorda sedyeyle götürüldüğümün farkına vardım. Kafamda çok kötü bir ağırlık vardı. Dudaklarım kurumuştu.

"Nereye gidiyoruz.."

Kafamı hafifçe kaldırdığımda yaşlı bir adama rastladım. Gözlerimi dehşetle açıp sorgularca baktım.

"Günlerdir beklediğim deneyimi üzerinde deneme vakti geldi."

Kaşlarımı çatıp anlamsız gözlerle bakmaya devam ettim. Adamın suratını tersten görüyordum çünkü sedyedeydim.

"Asıl şimdi gerçek bir tımarhanedesin, Jeon Jungkook. Deneye tabi tutulacaksın. Önce beyin hücrelerine elektrik akımı gelecek ama daha sonra art arda gelmeye devam edecek. Ve o zaman ne hissedeceksin biliyor musun? Keşke diyeceksin. Erkeklerden hoşlanmasaydım, buraya hiç gelmeseydim. Diyeceksin."

"Hayır hayır. Bana bir şey yapamazsınız. Bir kere her şeyden önce kanunlar var. Birine zarar veremezsiniz."

"Tch tch tch. Bu akıl hastanesinin başındakiler emin ol tüm hükümeti ikna edecek güce sahip. Ki oldu da. Hükümet ikna oldu ve biz de bu güçleri elde ettik. Gelelim seni neden bir deneye tabi tutmak zorunda olduğuma. Deli olmadığına inandırabilir misin bizi ona bakacağız. Fakat eğer deli olmadığın ortaya çıkarsa bu, dünyayı son kez görüşün olacak. Anında özel bir ekip buraya gelip idam işlemin başlatılacak. Kısacası deli yaşar, akıllı ölür."

Üzerimden koskoca bir kamyon geçmiş gibi hissettim. Düşün Jungkook, düşün. Deli olmadığını ispatlaman gerek. Düşün.

"Bu deneyi genellikle yapmayız fakat deli olmadığından şüphelendik."

Çünkü zaten değilim demek geldi içimden. Sanırım artık ihtiyacım olan şeyi biliyordum.

Toska çetesi.

Liderinin Park Jimin olduğu çete.

Ama şimdilerde elimden gelen tek şey yaklaşık 2 saatlik uygulanacak olan elektroşoka karşı direnç göstermekti.

Kardelen misali..

Kardelen..

-

Tik tak tok.

Tik tak tok.

Daha baskın bir şekilde, tik tak tok.

Yattığım hastane odasında bir duvardaki saatin, bir de başımın zonklama sesi beni uykunun kucağından alan şey oldu.

Gözlerimi araladığım anda uzun boylu, siyahlar içerisindeki tanıdık cüsseyi gördüm. İlk önce cüssesi, sonra esmer teniyle beni karşılayan kişi Rahip Taehyung oldu.

Hemen aceleci tavırlarla yanıma yaklaşıp bir eliyle elimi kavradı.

"Jungkook şuan dediklerimi algılayabiliyor musun? Ona göre planımı devreye sokacağım acele etmemiz gerekiyor."

Gözlerimi kırpıştırıp anlamsız bakışlarımı saçlarında dolaştırdım. Dudaklarıma sersem ve tembel bir gülümseme oturdu.

"Niyeymiş o? Evlenme teklifi mi edeceksin? Kaçıracak mısın beni?"

Dediklerimi duymakta zorlanıyor, kulağımın uğultusu tarafından rahatsız ediliyordum. Beynime ve kaburgalarıma ufak ufak sinyaller gönderiliyor, şimşekler çakıyor gibiydi.

AsylumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin