yük

58 55 6
                                    

Her acının ve üzüntünün sırtımızda taşıdığımız bir yük olduğu yeni bir sabahdan merhabalar. Yanlızlığımızda boğulduğumuz bu günlerde kendimize bir kaç arkadaş ararız... derdimizi anlaya bilecek bir kaç insan.

Ama kimse bizi tam anlamıyla tanıyamaz... eğer ki siz kendinizi bile bulamamışsanız bu dahada zorlaşır. Çünki paramparça hayatların bir diğer kanunudur kopuk bir ruha sahip olmak.

Kopuk ruhlar kendilerine bir ev ararlar ama bilirsiniz ev her zaman dört duvar olmaz. Her hangi bir insan ve ya sıradan gelen bir anı bile ola bilir.

Ama kim olduğunu bulamayan insanların bir evi asla olmaz.

Asla kim olduğumuzu bulamadık, kendimizi asla tanıyamadık ve en önemlisi yaşam enerjimizi söndüren sesleri susturamadık.

Bana sorarsanız ben bir tek kişi değilim, binlerce insanın birlikde kavga, savaş ve gürültü ile tanışdığı "mutlu " bir evim.

Çünki onlar asla susmazlar. Beni yargılayan hep kendi düşüncelerimdir ve bu gün yine kendi mahkememde yargılanıyorum.

Çünki bir ceset sürükleyip onu sakladım. Kimin öldürdüğünü bile anlamadan onu saklamak ihdiyacı duydum.

Korkmadan ve onun kim olduğunu , neden bu halde olduğunu sorgulamadan bunu yaptım.

İçimdeki dehşet duygusu bazılarını bastırmış olmalıydı. Ve yine kendi düşüncelerimde boğulma noktasına gelmişdim.

Çantamı masamın kenarına bırakıp yeni getirdiğimiz hastanın ismini usulca deftere geçirdim.

Clarens Rojna

Çocukluğunu ezbere bildiğim bir kızın yanında bir balta, elleri kan içinde ve kendisi donmak üzereydi... cinayet silahındaki kanlar hem cesede hem de kendisine aitdi.

Eli yaralanmış ve  kan bulaşmış ola bilirdi ama birini öldürecek hale gelmesi...bu düşünce bana dayanılmaz geliyordu.

Gözlüklerimin yanında duran telefonum titrediğinde öylece açıp kulağıma doğru götürdüm:

"Efendim, 12 numaralı odadaki kız hipotermi yüzünden hastaneye alınmışdı. Şimdi ayılmak üzere ama son tekikleri kendiniz yapacağınızı söylemişdiniz. Gelmek ister misiniz?"

Yavaşca gözlüklerimi takıp defterimi aldım:

"Birazdan ikinci katda olacağım Desna, sen yanından ayrılma. Geliyorum."

Telefonu kapatarak Clarens için yürümeye başladım. Ona bir sürü sorum vardı.

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Desna elindeki bir kaç evrağa göz gezdirip serum takdığı kıza doğru bakdı. Ondan nefret ediyordu ama şimdilik ona bişey yapmayacakdı çünki ailesini bulması için ona yanlızca o yardım ede bilirdi. Bu yüzden gelecekde elleriyle boğacağı bu güzel kıza şimdilik çok iyi bakması gerekiyordu.

Yavaşca parmaklarını oynatdığını görünce yapabileceği en iyi şeyi yapıp  doktor Nora'yı aradı. Kendisi ezelden bu hastanede çalışan genç ama sevilen ve seçilen bir doktordu.

İnsanlar ondan korkuyordu bile dene bilirdi çünki genellikle sinirli ve durgun bir tavrı vardı.

İçeri giren doktor yakasını düzelterek karşısındaki hemşireye doğru bakdı. Yavaşca gözlerini aralayan Clarens karşısında  Nora'yı görünce afalladı. En son karların arasındayken şimdi? Hastanedemiydi?

"Uyandığına sevindim. Durumun iyi ama konuşacağımız çok şeyimiz var." Elindeki defteri bir kenara bırakarak kenarda duran kelepçeyi kızın narin bileğine doğru geçirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

kan mevsimi(Evrenler Serisi-2 Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin