Bangchan ve hemen ardından Changbin de odaya girdi. Zindandan geleli çok olmamıştı ki Bangchan hafif bir şuur bozukluğu yaşamaya başlamıştı öyle ki Changbin'in dediklerini algılayamıyordu bile.
" Bangchan, ne yaptığının farkındasın değil mi? Sırf kafan esti diye bir fâniyi öldüremezsin!"
Lord cevap vermeyince onu kolundan tutup onu kendine çevirdi zaten solgun olan yüzü iyice beyazlamış kireç gibi olmuştu, gözlerinin rengi kendini belli edercesine koyulaşırken Bangchan daha fazla dayanamayarak bir anda yere yığıldı."Bangchan kendine gel!" Changbin onu kollarından sarsıp kendine getirmeye çalışsa da başarılı olamadı.
"Muhafızlar, Hemen doktor çağırın!" Bunun üzerine kapıda bekleyen vampirler hiç vakit kaybetmeden kraliyet doktorunu çağırdılar.
"Yardım edin Lordu yatağına taşıyalım." Changbin yanına gelen iki muhafızla birlikte Bangchan'ı yatağa doğru götürüp yatırdılar.
"Lord en son ne zaman avlanmaya çıktı?"
Muhafızlardan birisi hiç beklemeden cevap verdi.
"Dün gece efendim."Changbin şaşırdı, susuzluktan olamazdı dün gece ava çıktıysa pek âlâ kendisini doyurmuş olmalıydı. O kendi düşünceleriyle boğuşurken doktor odaya girdi.
"Noldu?" diye sordu vakit kaybetmeden Bangchan'ı muayene etmeye başladı.
Changbin doktorun sorusu üzerine: " Odaya girer girmez bayıldı ne olduğunu anlamadım."
"Anladım, en son ne zaman beslendi?"
"Dün gece ava çıkmış."
"Dünden sonra hiçbir şey içmedi mi emin misin?"
Changbin tam hayır diyecekken zindanda Seungmin'in kanının tadına baktığını hatırladı. Ama böyle küçük bir kan damlası onu bu hale getirebilir miydi?"Zindanda fâni bir mahkum var, onun kanından almıştı."
"Fâniyi derhal buraya getirin bazı testler yapmam lazım."
" Durumu ciddi değil dimi doktor?"
"Şuan net birşey söyleyemem ama büyük ihtimalle Lord zehirlenmiş."
"Ama bu nasıl olur?"
"Şu dediğin fâninin kanı zehirlemiş olabilir, geçen gün baktığım hasta çocuk mu yoksa?"
"Hayır o değil, yanında bir tane daha vardı o."
Changbin doktorla konuşurken muhafızlar odaya Seungmin'i getirdi. Korkmuş gözlerle etrafa bakıyordu."Lütfen bırakın beni ölmek istemiyorum."
Seungmin'in çırpınışları diğerlerine fayda etmiyor onu sıkıca tutuyorlardı."Bırakın!" Changbin'in emri üzerine Seungmin'i bıraktılar.
"Muhafızlar siz çıkın." Seungmin olduğu yerde bekliyordu."Gel, geç şöyle." dedi Bangchan'ın geniş koyu yeşil koltuğunu gösterirken. Seungmin ona itaat ederek dediği yere oturdu. Kafasını kaldırdı ve karşısındaki yatakta yatan bedenle birlikte gözleri şaşkınlıkla açıldı. Daha az önce kendisini zindanda görmüştü hemen uykuya mı dalmıştı yani. Sessizce oturup beklemeye başladı.
Doktor çantasından enjektör ve birkaç tane tüp çıkarak Seungmin'in yanına geldi.
" Kolunu aç."
"Ne? Neden?" Seungmin kazağının kollarını olabildiğince aşağı çekerek çaresizce Changbin'e baktı.
"İstemiyorum, lütfen yapmayın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD🩸CHANMIN
Vampire"Senin kanın Seungmin, benim karşı koyamadığım en büyük zaafım... Gelip bana teslim ol ki seni ödüllendireyim küçüğüm."