kendini günlerce aç bıraktığın veya bir şeyler yediğinde de zorla kusturduğun için bir yerlerde zayıf düştün de sana yardım eden olmadı mı? orada olsaydım sana mutlaka elimi uzatırdım, bundan emin olabilirsin. eğer tam şu an seni bulma şansım olsaydı hiç düşünmeden sana koşardım. öyle çok düşünüyorum ki kaybolmanın mümkün olabileceği yerleri, ancak bir yanıt bulamıyorum. eğer tam şu an yanına gelme şansım olsaydı hiç tereddüt etmeden varırdım sana.
bir ormanda mı kaybettin yolunu yoksa? ormanlar acımasızdır, bilirsin. yolun oraya düşerse orman sana merhamet etmez. umuyorum ki kaybolduğun yer bir orman değildir. kollarındaki yaralar mı kanadı? hayır, bu çılgınca olurdu. kan kaybından bayıldığını düşünmek can yakıcı, fakat sen, minjeong, zaten yeterince kan kaybettin. canın daha fazla yanamaz.
bunun seni bekleyerek geçirdiğim kaçıncı gün olduğunu unuttum. döneceğine olan umudum azalmaya başlıyor.
sana olan inancım tükeniyor, minjeong.
ne olur, geri gel ve her şey yeniden yoluna girsin. beni bu cehennemden kurtarmalısın. sen olmadan herkes öyle dayanılmaz, her şey öyle yorucu hissettiriyor ki, dönmek zorundasın. en önemlisi de, bu dünyayı terk etmiş olamazsın.
