Mutmain (İslami Kurgu)

15. Bölüm : İhtiyar

Bismillahirrahmanirrahim diyip başlayalım kardeşlerim.
*********

Acilen güvenli olan bir yere geçmeleri gerekiyordu. Oraya bomba atmazlar diye düşündükleri küçük bir kasabaya geçtiler. Yanlız o kasabanın çoğunlukla ailelerini kaydetmiş yaşlılarla dolu olduğunu bilmiyorlardı. Uzaktan küçük olduğu için hemen oraya inmişlerdi.

"Yaşlılar köyüne helikopterle inmişiz."

Umarım kimseyi rahatsız etmemişizdir.

Leyla şuana kadar yaşlılara pek ısınamamıştı. Annesi dışında. Kafir yaşlılara bişey anlatmaya çalışsa da işe yaramıyordu. Çünkü 40 yaşından sonra insan artık genç değil olgundur, tabiri caizse yaşlıdır. Artık alışkanlıkları ve huyu öyle kolayca şekil almaz. Hatta bir yaştan sonra yaşlılar önceden oldukları hale geriye dönerler. Bu şu demek: bazıları çocuk gibi kısa olurlar, bazıları çocuklar gibi anlayışsızlaşır , bazıları ise çocuklar gibi bakıma muhtaç olurlar.
Beli bükük ve saçı beyazlamış yaşlılar Allah'ın rahmetini celbeden kişilerden olduğu için Leyla da onlara şevkatle yaklaşmaya çalışıyordu hep. Her ne kadar sevmiyor olursa olsun.

Hayır Leyla içi ile dışı bir bi kadındı. Umarım rahatsız etmemişizdir derken gerçekten onları rahatsız edip kul hakkına girmekten korkuyor, onlara yarar değil zarar vermekten çekiniyordu.

🧠 Bunlar kafir yaşlılar değil, önyargıya gerek yok. Burdaki müslüman yaşlılarda ne kıdem bilgiler, ne deneyimler vardır. Bence onlardan öğreneceğim çok şey var.

❤️ Allah'ım sevdiklerini bizlere de sevdir ve bunu Senin sevginin vesilesi eyle.

Rüya sızlanmaya başladı. "Acıktım sanırım. Sen acıkmadın mı?"

Denizaltında yemiştim bir şeyler. Ama bak şurda bir market var. Gidip bir şeyler alalım sana.

Çok geçmeden bir market e girdiler ve birkaç şey almak üzere ellerine aldıklarında o ürünün fiyatını duyuyorlardı.

Burayı gerçekten ihtiyarlara özel tasarlamışlar. Gelirken bi an yanlış gördüm sandım : trafik ışıklarında yaşlı işareti var bi de köprülerde hep asansör var. Gerçekten helal olsun.

"İslam imparatorluğu olduk çünkü o yüzden. Her hak sahibi düşünülüyor elhamdülillah. Ama şimdi Türkiye savaş açtı. Ne olur bilemiyorum ama biz karakterimizden ödün vermeyiz. İçlerinde 1 tane bile iman etmiş gibi varsa oraya bomba atamayız. Neyse ben sana planları anlatmıyım yoksa...'

Zihnimi okurlar biliyorum. Herrrneyse sonunda müslümanların ve islami bilgilerin tam ortasındayım. Tek sorun şu ki yunanca bilmiyorum.

"Ben sana çevireyim mi?" dedi Rüya yardımsever şekilde.

Ya çok sevinirim, derken Leyla yolda yiyecekleri dökülmüş bir yaşlı kadın gördüğü gibi ona yardıma koştu ve eğilip alışveriş malzemelerini torbasına geri koydu.

Tamamdır, elini silkeleyip.

"Kizim Türk müsün?"

E-evet ya siz?

"Benim kocam Türk. Ben biraz duydu duydu az buçuk örendi. Sonra o Allah'a gitti" dedi eksik eklerle ve bozuk bir aksanla. Ama Leyla kadını hiç gocundurmadı.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun, amin. Bu arada baya anlaşılıyor dedikleriniz. Yani Türkçeniz gayet iyi. Hem az buçuk diyorsunuz gerçekten kapmışsınız işi. Bikaç pratikle düzelir.

"Sen çalışıyor?"

Hayır teyzecim ben Türkiye'den daha bugün kaçıp geldim.

"Dualar etmişti ben. Sen öyle gelmiş demek. Allah duaları kabul eder"