Krallık'tan Haberler!

16 1 12
                                    




İlk gece bitmiş, ilk gün başlamıştı. Yani yeni sihirli gün. Waleska bütün gece uymamıştı. Asla bir mağarada özelliklede yerde uyumayacağını ve birinin onu görmesinin ailesine zarar vereceğini söylemişti. Fiona ise:

-Eğer konuşmaya devam edersen eve geri döndüğümde seni bütün medyaya ifşalarım. Yat şu kenara!

Diye tehdit etmişti onu. Waleska söylenerek yorgunluğa yenik düşmüştü. İlk uyanan tekrar Wilda'ydı. Kitaplarını düşünerek kolyesine bakarak söylendi. 'Yanımıza sevdiğimiz eşyalarıda koysan ne olurdu ki? Ne istesersiniz? diye sorsaydınız ne olurdu sanki?!'

Sonra mağaranın girişine oturdu. İlk defa mağaranın dışına bakıyordu. Mağara çok yüksekteydi. Ayağını aşağı uzattı. Altta küçük bir kıyı ve bir göl vardı. Ağaçları çimen sanmışlardı. Mağara sanki bir sağın içine oyulmuştu. Ama doğal oluşmuş olamazdı. Çünkü kenarlarında şekiller vardı.

O bunları düşünürken yanına biri oturdu. Wilda kafasıı çevirdiğinde Sophia'yı gördü. Sophia ona bakıp gülümsedi. 'Günaydın!' dedi. Wilda 'Günaydın!' diyerek cevapladı. Sophia iç çekti. Wilda kıkırdayarak sordu:
-Ne oldu?

-İnanamıyorum.

-Neye?

-Yani, hepimiz farklı sihirli kadınlar görüyoruz, kolyeler veriyorlar. Evlerimizden alınıyoruz. Açıkçası bu benim için şu anlık iyi gibi.

-Neden?

-Çünkü ailemin bana yalan söylediğini öğrendim. Onlar mükemmel insanlardır. Benim kahramanlarımdır ama tek bir anlış davranış mükemmelliklerini bozabilir. Herkesin bir zayıf noktsı vardır, bir kırılma noktası. Benimkide ailemdi işte.

Anlatırken gözleri dolmuştu. Gözyaşlarını silip gülümsedi.

-Peki sen? Sen bir şey yaşadın mı?

Diye sordu. Wilda omuz silkti:
-Benim derdim senin kadar büyük değil. Sadece bana kötü davranan bir kız. En son onu gördüğümde kitaplarımı yakıyordu.

Sophia:

-Ama bu, suç değil mi? Seninle ne zoru var?

Diye sordu. Wilda:

-Pek emin değilim. Okula başlamadan önce çok iyi anlaşırdık onunla. Sonra galiba beni kıskanmaya başladı.

Dedi. O sırada yanlarına biri daha oturdu. Fiona boş bir şekilde 'Günaydın.' dedi. Kızlar onu selamladılar. Onun arkasından Aria ve Waleska geldi. Waleska günaydın deme zahmetine bile girmedi. Aria duyulmayacak kadar alçak sesle 'Günaydın.' dedi. Oda diğerlerinin yanına oturdu. Waleska tiksintiyle onlara baktı. Sonra:

-Siz orada oturun ama biz nasıl yemek yiyeceğiz? Buraya sipariş falan gelmiyor değil mi?

Dedi. Fiona:

-Şımarık haklı.

-HEY!

-Neyse, yemek nasıl bulacağız?

Wilda ayağa kalktı.

-Şu anda bir lider seçmeliyiz. En önemli iş bu. Eğer bir liderimiz olmazsa, kaos yaşanır. Dağılırız.

Dedi. Sophia başını salladı:

-Wilda haklı.

dedi ve onay verdi Sophia. Aria'da başını yavaşça salladı. Fiona ve Waleska'da onaylayınca seçime başladılar. Aria kafası karışmış bir şekilde sordu:

-Peki, biz neye göre seçim yapacağız?

Mantıklı bir soruydu bu. Wilda:

-Şey, ıhm, belki elementlerimize göre karar verebiliriz?

Diye bir öneri sundu. Hepsi onaylayınca Wilda:

-Tamam, grubun lideri olabileceğini düşünenler şimdi ayağa kalksın.

Dedi. Kalkanlar sadece o ve Waleska'ydı. Sophia sanki bir sunucu gibi:
-HADİ NELER YAPABİLDİĞİNİZİ ANLATIN BİZE!

Diye bağırdı. Waleska Wilda'ya söz hakkı tanımadan konuşmaya başladı:
-Ben size bir şey demiyorum! Eğer beni seçerseniz size para veririm!

Diğer yandan kızlar ayakta olan Wilda'yı gördüler ve 'Wilda.' dediler. Waleska gücenmiş bir şekilde homurdandı. Sonra kraliçenin dediği krallığı bulmaya karar verdiler. Ama önce mağaradan inmeleri gerekiyordu. Biraz düşündükten sonra Aria Sophia'nın koluna dokrundu. Sophia ona doğru dönünce sarmaşığı iaret etti. Sophia'da 'Çok zekisin Aria!' diye haykırdı ve kızlara seslendi:
-BAKIN ARİA NE BULDU!
Aria'nın yüzü kırmızıya döndü. Fiona gidip sarmaşığı tutup hafifçe kontrol etti. Sonra kızlara dönüp:
-Ama bu çok güçsüz, bizi taşıyamaz.

Dedi. Aria'nın yüzü düştü. Wilda mırıldandı 'Belki bir şşey onu güçlendirirse. HA! Sophia! Sen sarmaşığı güçlendiebilirsin!' Sophia sordu 'Nasıl?' Wilda'nın gözleri parladı 'Sihirle!' Aria ona doğru bakıp kafasını salladı. Sophia sarmaşığa döndü. Derin bir nefes aldı. Sophie'nin sesini duydu içinde:
-Yapabilirsin!

Kızların sesini duydu dışarıda:
-Yapabilirsin!

Enerjisini sarmaşığa verdi. Kızların hayret seslerini duyuyordu. Gözlerini açtığnda sarmaşığın kalınlaştığını gördü.

Sevinç çığlıkları attılar. Sophia biraz daha enerji vererek sarmaşıkları çoğalttı. Kızların her biri sarmaşıklara tutunup kendilerini bıraktılar. Sarmaşıkların yolları tahmin ettiklerinden çok daha uzundu. Direkt olarak bir kasabaya ulaştılar. Hepsi büyülenmişçesine oraya bakıyordu. Yaşlı bir kadının tezgahına girdiler ve krallığın tarihi hakkında bilgi istediler. Kadın hevesle anlatmaya başladı:

-Yıllar önce bu köyü yöneteen kral ve kraliçemiz Kral Jackus ve Kraliçe Misty tahttaydı. Bir bebek bekliyorlardı. Ancak tek bir doğumda 5 bebek doğmuştu. Prensesler doğduğunda krallık neşeye boğuldu. Sonra prensesler büyüdüğünde dakika farkıyla önce doğan prenses Wanda tahta geçti. Diğer kardeşleri Feyre, Sophie, Ariana ve prenses olarak kaldı. Bir gün sihirle tanışıp 5 kolye yaptılar sihirlerini korumak için. Bu 5 kolye birleştiğinde karanlığı yok edebilen bir silah ortaya çıkıyordu. Ancak sihri doğru kullanmak gerekiyordu, yıllarca süren çalışma gerektiriyomuş, öyle dediler. Sonra küçük kız kardeşler evlendi ve hepsinin birer kızları oldu. Elementlerini onlara geçirdiler. En büyük kraliçenin ise ülkeden sürgün edilmiş Karanlık Prens ile bir ilişkide olduğu ortaya çıktı. Nasıl olduysa herkesi ikna edip evlendiler ve bir kızları oldu ama kızları karanlığıda temsil ediyordu. Bunun sebebiyle prenses öldürülmek istendi. Çünkü annesinin elementini kirletiyordu. Ancak Karanlık Kral'ın gözü sadece tahttaydı. Aşık olduğu kadın ve çocuğu dahil herkesi öldürdü. Kraliçeleri, eşlerini ve elementlerin yeni sahipleri olan bebekleri. O bir canavar. Krallığımızda bize işkence çektiriyor. Cennet gibi olan krallığımızı cehenneme çeviriyor.

Kadın sözlerini bitirirken dehşet içinde kaçtı. Kızlar arkalarına baktığında bir sürü muhfız gördüler. Muhafızlar bağırdı:

-SİZDE KİMSİNİZ?! HEMEN KRALIN YANINA GİDİYORSUNUZ!

Elementlerin Tekrar UyanışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin