Karanlık Kral'ın Huzurunda

13 1 2
                                    

BIRAKIN BİZİ!

Diye bağırdı Waleska. Fiona hiç ses çıkarmadan ellerinden kurtulmaya çalışıyordu. Fiziksel olarak güçlü olmasına rağmen muhafızlar çok güçlüydü. Ayrıca herkes 15-16 yaşındaki kızları çekebilirdi değil mi? Aria susmuş ve korkmuş bir şekilde kaderini kabulleniyordu. Sophia'da kurtulmaya çalışıyordu ama o kadar güçlü değildi. Wilda muhafızlara bakıp güçlerini tartıyor ve nasıl kurtulabileceğini düşünüyordu.

En sonunda onları bir arabanın arkasına atıp kilitlediler. Waleska:

-Buradan çıktığımızda bunları dava etmezsem
banada Waleska demeyin.

Dedi. Fiona mırıldandı:

-Limon kafa derim o zaman.

Waleska tam bir şey diyecekken susmayı tercih etti. Sophia:

-Bizi nereye götürüyorlar?
Diye sordu. Aria:

-Bilmiyorum.
Diye fısıldadı titreyen bir sesle. Wilda kendinden emin bir sesle:

-Saraya gidiyoruz.
Dedi. Sophia:

-Nereden biliyorsun?
Diye sordu. Wilda:

-Yani, kralın yanına gidiyorsunuz dediler ve onlar kraliyet muhafızları. Başka nereye götürebilirler ki?

Diye açıkladı. Sophia 'Oh-' dedi kıkırdadı. Wilda yavaşça kamyonun duvarına yaklaştı ve biraz baktı. Waleska laf attı 'Şimdiden delirdin mi? Duvarlara falan konuşuyorsun.' Wilda cevapladı 'Bence sen bana laf atmaya çalışma çünkü şu ana kadar başarılı olamadın. Burasının hangi metaldan yapıldığını inceliyorum.'  Waleska mırıldandı 'Hala işe yaramıyor.'

Fiona Wilda'nın yanına geldi. 

-Nasıl anlamayı planlıyorsun?
Diye sordu. Wilda iç çekti:
-Bilmiyorum ama metalin cinsini bulabilirsem nasıl kaçabileceğimizi anlayabilirim belki. 

Sophia ayağa kalıp yanlarına gitti. 'Yardım edebilir miyim?' diye sordu. Wilda mırıldandı 'Tabi edebilirsin.' Aria'da yanlarına gidip bakmaya başladı. Sophia Waleska'ya döndü.

-Kaba olmak istemem ama eğer eve geri dönmek istiyorsak birlikte çalışmalıyız. Bekle sen bize adını  dahi söylemedin daha!
Waleska homurdandı

-Peki. Adım Waleska Gold. Size yardım edeceğim ama sadece eve dönmek için. Yanlış şeyler anlamayın.

Yanlarına duvara gitti. Sophia gülümseyip bakmaya devam etti. Aria mırıldandı:
-Bu titanyum değil mi?

Wilda başını salladı. Fiona:

-Yani dayanıklılığı fazla. Dayanıklılığını düşürürsek çıkabiliriz. 

Dedi. Tam nasıl zayıflaştıracaklarını düşünürken araç bir anda fren yaptı ve hepsi yere düştü. Waleska 'Hele buradan bir çıkayım, bütün krallığı dava edeceğim.' Sophia 'Açıkçası Gold ailesi her ne kadar aşırı zengin olsa bile senin bile buna gücünün yetmeyeceğini düşünüyorum.' Hafif bir şekilde kıkırdadı. Waleska cevap vermedi. Muhafızlar aracın kapısını açtılar. Kızları tutup dışarı çıkardılar. Wilda onlara seslendi:
-Karşı koymayın kızlar. Bakalım kimmiş bu 'Karanlık Kral'

Kızlar onu dinleyip yürüdüler. Saray tıpkı krallık gibi çok karanlıktı. Oysa burası Işık Krallığı'ydı. Karanlık Kral'ın eline geçince ışık sönmüştü. Bu krallığın dünyanın en güzel yeri olduğu söylenirdi kitaplarda. Ancak elementlerini kaybetmişti. Elementleri olmadan krallık yaşayamazdı.  

Bir odaya geldiler ve muhafızlar onlara burada beklemelerini söylediler. Sophia kenarda solmuş ve gölgede kalmış bir çiçek görüp yanına gitti. 'Kızlar bakın. Oh, zavallı çiçek.' dedi. Ellerini ona doğru uzatınca çiçekten ve kolyesinden yeşil bir ışık çıktı. Kızlar merakla oraya döndü. Çiçeğin etrafındaki gölgeler aydınlanıp yok oldu ve solmakta olan çiçek Sophia'nın dokunuşuyla hayat buldu.

Elementlerin Tekrar UyanışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin