(Allah icin yorum yapin ya dilencem artik he)
İyi Okumalar
Hayatı boyunca her insan pişman olmayacağı şeyler yapması konusunda bir çok kişi tarafından bir kere bile uyarılmıştır. Pişman olacağını bile bile bir şeyleri yapmak ise sonuçlarına ne olursa olsun katlanman gerektiğini gösterirdi.
Evimizin salonunda otururken içimde ki ortadan kaybolma isteğine karşı koyamıyordum. Bir yerlere gitmek mi istiyordum yoksa tekrardan odama girip kapattığım kapının ardında sessizce ağlamak mı? Hayır, ben tam olarak gerçekten de kaybolmak istiyordum.
"Küçük hanım büyümüş de arkamızdan gizli kapaklı işler çeviriyormuş." Johnny babam sinirle bir oraya bir buraya yürürken kuruyan boğazımı zorlasa da zorlukla yutkundum. "Orada ne işin vardı Lora?" diye sordu hiddetle. Dişlerini sıkıyordu, her an bir şeyler yapacakmış gibi duruyordu ancak yapmazdı, yapamazdı. Çünkü Taeil babam buradaydı, yanı başımızdaydı ve bir şey olursa ilk o müdahale ederdi.
Gözlerim kendiliğinden kapanırken hastaneye gittiğim andan bu yana durmayan göz yaşlarım gözlerime batıyor, beni rahatsız ediyordu artık. "Gerçekleri öğrenmek istedim." dediğimde Johnny babamın git gide değişen yüz ifadesi beni artık korkutmuyordu. Hissettirdiği tek şey bir boşluktan ibaretti o an ve ben bu boşluk hissinin önüne geçemiyordum. Hastanede hissettiğim o boşlukla birebirdi sanki. 'O senin annen' dense de değil gibiydi. Ne ruhumda ne de kalbimde bir etkisi yoktu bu cümlenin çünkü illa beni doğurdu diye annem olamazdı.
"Başlatma gerçeklere!" sinirle bağırışı evin içinde yankılanırken Taeil babamın bakışları ile birleşti bu sefer bakışlarım. O an hissettiğim şey Johnny babamda hissettiğimden farklıydı sanki. İkisinde de boşluk hissi vardı ancak farklıydı işte. Taeil babamda hissettiğim boşluk hissi, yeri doldurulamaz gibiydi. Öyle yoğun, öyle yıkıcıydı ki asıl bunun üstesinden gelemez, önüne geçemezdim. Herkesle başa çıkabilirdim, her şeyin üstesinden bir şekilde olsa da gelebilirdim ancak Taeil babam bana böyle bakarsa ben biterdim, bir hiçten farkım kalmazdı.
Ben mahvolurdum.
Tedirginlikle elim ayağıma dolaştı sanki, ne yapacağımı bilemedim ve bu bakışlara maruz kalan kişi olmamak için elimden ne geliyorsa onu yapabileceğimi biliyordum. Öl dese ölürdüm, o bakışlarla karşı karşıya kalmamak için gerçekten her şeyi yapardım.
"Bizden neden sakladın baba?" dedim bir hışımla, "en çok bilmesi gerekenler bizken, Taeil babamken neden Lora'yı, o kadını bizden sakladın?" arka arkaya sıraladığım sorular evimizin ortasında bir bomba etkisi yaratır sandım, Taeil babamın o bakışlarından kurtulurum ve belki de o bakışlar Johnny babama döner sandım. Ancak hiç birisi olmadı, beklediklerim hiç birisi olmadı.
"Saklamadı, ben biliyordum."
Pişmanlıklarınız kadar yıkımlarınız da olacaktı. Hiç beklemediğiniz kişiler tarafından yıkılan her duvarınızı baştan ayağa dikemeyecektiniz, hatta belki de o duvarın altında un ufak oluncaya kadar ezilecek ve yok olacaktınız. Ve beklentiler, acıtıcıydı, kavurucuydu ve belki de öldürücü darbe onlardı. Beklentiler, yaralardı. Kim tarafından ve nasıl beklediğinizin hiç bir önemi olmazdı çünkü bu böyleydi. Yaralardı ve çok acıtırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
la tòska° nct
FanfictionYeni bir gün doğana kadar, kapalı kapıların ardında sesimi kimse duymayacaktı. beatrisJmn_2 ° |johnny, taeil, jaehyun and more...| start: 23.09.23 finnish:??.??.??