7. ŞÜPHE

17 2 0
                                    

Pamuk Prenses o elmayı yerken,
Şüphe etmeden yedi.
Sonuçlarına katlandı.
Ancak o elmayı yemeseydi,
Asla prensini bulamazdı.

Bir anda herkes ayağa kalktı Efe, Kuram ve Bora adamın üzerine atlayınca, Mısra ve Kırsal büyük bir çığlık kopardı.

İçeriye kaç tane olduğunu sayamadığımız bir sürü daha adam girince artık baş edememeye başlayınca; Bende aralarına girmek zorunda kaldım.

Eliyle beni arkadan tutmaya çalışan adamın kolunu, sertçe ısırarak adamı kendimden uzaklaştırdım.

Bu sefer tekrar üzerime doğru koşunca ayaklarım gerilemeye başladı. Ellerimi yüzüme siper ederek, gözlerimi kapattım.

Bir anlık duyduğum çığlıkla gözlerimi açtım. Kuram adamın elini kavramış sırtına doğru ters çevirerek elinin kırılmasına sebep oluyordu.

Adamlar sayı ve yapıca bizden fazlaydı, Kuram'ın arkasından bir adam ona saldırmak üzereyken o adama doğru koşarak karın boşluğuna bir tekme geçirdim.

Yazarın anlatımıyla

Dicaprio bu olanları izlerken yeterince bu çocukları analiz edebilmişti.

"Adesso basta, esci e lasciali riposare un po'."

*Yeterli çıkın dışarı, biraz dinlensinler.*

Verdiği emirle bütün robotlar teker teker odayı terk ettiler. Tam da istediği gibi çocukların yüzünde şaşkınlık vardı.

Ajanının rolünü bu kadar iyi oynayabileceğini tahmin etmemişti. Ne yani Armando şu zamana kadar hiç fark etmemişmiydi bazı yetenekleri.

Tek sağlam parmağını ağır metale sürterek, parmaklarını şıklattı. Sante bir dakika sonra Dicaprio'nun dibinde bitivermişti.

"Le stanze sono pronte?"
*Odalar hazır mı?*

Sante mahcup bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. Dün geceden Dicaprio'nun ona sinirli olduğunu biliyordu.

Artık sadece aralarında konuşuyorlardı.

-Lavin Castelli-

"Kahretsin!" Diyerek duvara bir tekme attı Bora. Mısra ona yaklaşarak kolunu tuttu ve "Yavaş ol!" Diyerek Bora'yı yerine oturttu.

Bora sanki bu dokunuşdan rahatsız olmuşçasına kolunu kendine çekti ve bir süre eliyle tuttu. O kadar uykum gelmişti ki kendimi duvara verip gözlerimi kapattım.

≈°∞°≈

"Anne!" Çığlıklarım feryat figandı. "DNA'nızla oynayacaklar insanlığı yok edecekler ve anahtar sensin, yok oluşun anahtarı sensin!"

Aniden bir patlama daha koptu burası adeta bir savaş alanı gibiydi. Hisden görünmeyen ellerime baktım, yüzümü göremiyordum.

"Çok yanlız hissediyorum!" O bana ćok uzak olmasına rağmen bağırarak birbirimize sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. Cümlemi tekrar ettim ve aynı cümleyi bir kez daha tekrar ettim.

saklanan ruhlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin