seungmin başını hyunjin'in çıplak göğsüne koymuş, uykulu bir biçimde onun yatağında uzanıyordu. hyunjin ise ellerini seungmin'in saçlarından geçiriyor, sürekli olarak öpüyordu seungmin'i. arada bir ikisinin de esneyiş sesleri birbirine karışıyordu.
hyunjin havanın haddinden fazla sıcak olmasına karşın göğsünde uzanan sevgilisinin yüzüne doğru elleriyle yelpaze yapıyordu. seungmin de her bu yaşandığında kıkırdıyordu.
"aşkım klimayı açsak ya o kadar sıcaksa?" diye sordu seungmin uykulu sesiyle. "aşkım uyurken çarpar hasta olursun. yazın ortasında hasta olup mezuniyeti kaçırmak falan mı istiyorsun?"
"ya ama şimdi gece değil ki aşkım, uyumayacağım sonuçta." diyerek esnerken karşılık verdi seungmin buna. hyunjin güldü. "tamam açma klimayı ben seni anladım aşkım." hyunjin seungmin'in saçlarını karıştırdı. "aşkını yesinler senin."
bir şekilde yataktan kalkmayı becerip mutfağa girmişlerdi ve kahvaltı etmelerinin üzerinden 5 saat geçtiği için ikisinin de karnı fazlasıyla açtı.
yan yana masada oturmuş seungmin'in iki kaseye bölüştürdüğü mısır gevreğini yiyorlardı, bir şey yapmaya ikisi de çok üşeniyordu ve hava gerçekten o kadar sıcaktı ki ayağa bile kalkacak halleri yoktu zaten.
seungmin ayağa kalkıp salondaki klimanın derecesini 14 dereceye düşürüp tüm cam ve kapıları kapayıp klimanın önünde birkaç dakika boyunca dikildi, ardından ise kendini koltuğa atıp odaya yayılmaya başlayan soğuk havayla gülümsedi. kendini bildi bileli soğuk hava insanı olmuştu seungmin, havanın 20 derecenin üzerine çıkması bile tetikliyordu onu. her sabahının yaklaşık 40 dakikasını güneş kremi sürüp güneş kreminin aktive olmasını bekleyerek geçirmekten nefret ediyordu. hyunjin bu konuda onun çok tersiydi, asla mevsim ayırt etmemesiyle birlikte yazı aşırı severdi. çıkmaya başladıkları ilk dönemlerde aşırı sinirini bozuyordu bu seungmin'in. çok da kavga ederlerdi bu sebepten ötürü.
ikisi de sarılarak uyumayı çok severdi ama yazın o kadar sıcak oluyordu ki seungmin gerçekten ya kendini ya da sevgilisini kesecek raddeye geliyordu.
hyunjin de masadan kalkıp telefonundan mesajlara bakarken seungmin'in yanına gitti ve salondaki orta sehpanın üzerine oturdu. "aşkım." dedi gözlerini kapamış sırtını koltuğa yaslamış bir şekilde oturan seungmin'e. "changbin ile chan halı sahaya çağırıyor aşkım. minho da olacakmış gidebilir miyim?" diye sordu. seungmin ona baktı değişik bir biçimde, gerçekten bu sıcakta halı saha mı düşünüyordu sevgilisi? hyunjin dudaklarını büzmüş sevgilisinden bir onay bekliyordu. seungmin gözlerini devirdi. "iyi git ama terli terli kokarca gibi gelirsen içeri almam seni." hyunjin gülümsedi ve yanağından öptü seungmin'i. "tamam aşkım teşekkür ederim seni seviyorum." dedi ve odasına gitti hazırlanmak için. seungmin ise onun arkasından birkaç yargılayıcı bakış attı.
zaten sevgilisinin saçma haraketlerini sorgulamayı uzun zaman önce bırakmıştı.
hyunjin bir on dakika içerisinde çıktı evden, o evden çıktığı gibi de seungmin ayaklandı telefonuna gelen mesaj ile.
hyunjin / seungmin
hyunjin:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the manuscript, hyunmin
Fanfictionheykelcilik öğrencisi kim seungmin, eski sevgilisi hwang hyunjin ile kendisi için yaptığı heykeli dönem sonu sergisinde kullanmanın mantıklı bir fikir olacağını düşünür. /chanlix, jeongsung. bir ara iki hafta falan #1 on hyunmin olduk sayenizde 💪�...