Kapkaranlık bir odada uzanmış tavanı izleyen, duvarların çok fazla şey anlattığını anlayan bir kız ve bambaşka bir hayatta onun gibi tavanı izleyen bir adam...
Ne kadar görmesek de bilmesek de ruhumuzu bağlandığı biri vardır, bu iki kişinin ruhuda kırmızı bir iple birbirine bağlanmış. Onlar birbirlerini, hem hiç görmediler hem de her aynaya baktıklarında görüyorlar...İkisinin de kulağında yalnızlığın ezgisinden başka bir şey yok ama unutmayın ki bir gün bu iki hayat buluşmaya, kavuşmaya muhtaç sonuçta yarım kalmış herşey tamamlanmaya muhtaçtır.
Çığlıklarını hep içine atan bu iki kişi tıpkı Can Yücel 'in de dediği gibi bağıra bağıra susuyorlar ve bu dünya bu çığlıklar bu sesizliğe susuyor
Zira onun elinden birşey gelmiyor...Ne zaman kavuşurlar bilinmez ne zaman tanışırlar onu da bilemeyiz belki ölüm ayırır ikisini belki onları kavuşturan yine ölüm olur bilemeyiz ama kırmızı ip hergün birbirine dolanıyor ve ip dolandıkça sesiz çığlıklar artıyor...
...
Giriş biraz kısa farkındayım ama hikayenin konusu hakkında çok fazla fikrim var. Belki bir kavuşma hikayesi belkide bir epik fantastik olur bilemiyorum ama bu hikayeyi tamamen kafa dağıtma ve eğlencesine yazıyorum bilginize.
Not: fikirlere açığım.
Ayrıca ilk 2 bölüm biraz sıkıcı olsada 3. Ve 4. Bölümde kitap oturduğu için daha güzel olacak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev
Genç KurguBir elim onun ellerinin arasındaydı. Diğer elim sırtındaki bıçağı tutuyordu. Ya görevimi yapıp onu bıçaklayacak ya da kalbimi dinliyip elini tutacaktım. -Seçim senin. Diyen Alaz kafamı allak bullak ediyordu. Peki ya ben ne seçecektim...