Sonunda eve gelmiştim.
Evin kapısını açmak için anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açacakken kapının üzerinde bir not gördüm:"Bu gece ya aklım ellerinize daha çok teslim olacak ya da ben sonunda aklımı o güzel gözlerinizden alabileceğim" bu söylediğine göz devirdim ve hemen içeri girdim.
Tam evin ışıklarını açacakken oturma odasının kenarında bir karartı gördüm. Elimi hemen çantamdaki silahımla doğru götürdüm, emniyeti açtım ve nişan alarak temkinli adımlarla yürümeye başladım. Birden o karartı bana doğru dönünce dışarıdaki ışık yüzünü aydınlattı bu Alaz'dı. Beni elimde silahla görünce gözleri faltaşı gibi açıldı.-Hey sakin ol benim. Birden rahatlamış bir şekilde silahı yavaşça yere indirdim.
- Sen olduğun için daha çok korunmalıyım da neyse.
-Benden korunmak mı!? Sana buraya yardıma geldim.
-Evime gizlice girerek mi. Ayrıca ne yardımından bahsediyorsun sen?
-Sen giyinirken yorulma diye seni güzelce yıkayıp giydireceğim kendi ellerimle. Birden kaşlarımı çatıp şaşkın bir ifadeyle ona baktım. Bu halim onun hoşuna gitmiş gibi yüzüne yaramaz bir ifade yakındı ve sırıttı.
-Tabi çok istersen onu da bir gün yaparız hatta daha ileri de gidebiliriz ama bu gün değil güzelim.dedi o sırada rahatlamış ama meraklı bir ifade takındım yüzüme ve başımı hadi anlamında salladım. Bu yaptığımı görünce gömleğimin öndeki iki düğmesini açtı ve ciddi bir ifade takındı.
- Bana ban Aysima, bu iş oyun değil. Bu adam çok farklı. Bi düşünsene kaç kişi asansörde tanıştığı bir kadın için işe başlar ve aynı gün sırf onu yemeğe götürmek için türlü türlü oyunlara başvurur. Açık olacağım bu adam seni araştırırken bende seni araştırdım ve geç de aptala bir kadın olmadığını iyi biliyorum ana dürüst ol bu yemek davetini neden kabul ettin? Zaten savcı takip edildiğini söylediğinde de çok şaşırmadın. Sebebi ne bunun?konuşurken git gide sesini yükselten Alaz'a karşılık bende aynı ses tonuyla cevap verdim.
-Evet Alaz... Senin de değin gibi aptal bir kadın değilim. Takip edildiğimi de, kim olduğunuzu da gayet iyi biliyorum. Ama tek bileğim ne istediğiniz bu yüzden o daveti kabul ettim.
Önce bakışları yumuşadı bana anlamadığım bir şekilde baktı ardından yine o turkaz gözlerindeki duygusuzluk yerini aldı.-Hadi geç kalmadan hazırlan. Dedi soğuk bir sesle. Bende başımı sallayıp önce dolaptan bir bardak ve beyaz şarap çıkarıp önüne koydum daha sonra ise odama gidip duş alıp hazırlanmaya başladım. Sonunda hazırdım. Mavi elbisemin üzerine
Mavi taşlı gümüş küpemi, mavi çantamı ve beyazla gümüş arası ayakkabılarımı giydim.Odadan çıktım. Alaz elinde şarap bardağı dalgın bir şekilde yeri izliyordu. Ona doğru bir adım atım ama ama beni fark etmedi sonra bir adım daha atım o sırada irkilerek aniden ayağa kalktı. Gözleri beni baştan aşağı süzdü.
-Lacivert giymişsin.dedi anlamadığım bir ses tonuyla.
-Evet, en sevdiği renk bu dedin ya lacivert giy dedin hatta.
-Evet, gayet güzel sanırım hazırsın ama bir şey eksik. Anlamayan gözlerle ona bakarken elini çeketinin cebine attı ve bir kutu çıkardı ve bana doğru ilerledi.
-Bu ne?
-saçlarını toplar mısınız savcım? Dedi nezaketle bende değimi yaptım ve kutudan çıkardığı kolyeyi boynuma taktı. Ardından açıklamaya başladı;
- Bu kolyede ses ve görüntüyü bize ileten bir sistem var. orada yaptın ve konuştuğun ger şeyi bu sayede bileceğiz.
-Yani gözünüz hep üstümüzde olacak.
-sana zarar gelmesini önlemek için. Ne dediğini fark edip beceriksizce düzeltmeye çalıştı.
-Y - Yani sivillere zarar gelmesin diye orada bekliyeceğiz.
-Anladım. dedim gülerek
-Aysima dikkat et bu adamın ne çevirdiğini tam olarak ben bile bilmiyorum bir dellile ihtiyacımız var unutma. Başımı anladım anlamında salladım ve o ana telefonum çalmaya başladı. Hemen çantamın içindeki telefonuma uzandım. Arayan Arın'dan başkası değildi.
-Arın. Dedim alaza dönerek.
-Höperlörü aç.
-tamam. Dedim ve telefonu açıp hoperlöre verdim.-Alo
-Alo
-Evin önündeyim seni bekliyorum.
-Tamam hemen iniyorum Arın Bey.dedim ve telofpnu kapatım. Tam arkamı dönüp çıkaceken kolumda bir el hissettim.
-Aysima dikkat et. Dedi turkaz gözlerini ela gözlerime dikerek.
Kafamı tamam diye salladım gitmeye yeltenirken kendine bir kez daha tutu beni.-Başını salama tamam de. Dedi gözlerindeki tuhaf bakışlarla.
-Tamam Alaz söz dikkat edeceğim. Dedim. Tam evden çıkacakken bir kez daha durdurdu beni.
-Savım kolyenin arkasında bir tuş var eve gelince falan ona basarsan ses ve görüntü almamızı engeller.
-Teşekkürler Alaz.
Dedim ve hemen evden çıktım....
Bu bölüm bu kadar yazım tarzımı biraz daha düzeltmeye çalışıyorum şimdilik böyle ama ileride değişebilir. Alın size moral aşkolar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev
Teen FictionBir elim onun ellerinin arasındaydı. Diğer elim sırtındaki bıçağı tutuyordu. Ya görevimi yapıp onu bıçaklayacak ya da kalbimi dinliyip elini tutacaktım. -Seçim senin. Diyen Alaz kafamı allak bullak ediyordu. Peki ya ben ne seçecektim...