22

62 20 18
                                    

5 sene sonra

" Şerefe!"

Tokuşturulan bardaklardan taşan içkiler bulunduğumuz masaya dökülürken yanımdaki gence dönerek gülümsemiştim. Güzel eşim gülümsememe tebessüm ederek karşılık verirken bana daha çok sokulduğunu farkederek yanımda küçücük kalmış olan bedenini süzmüş, ciddileşen bakışlarımı bir sorun olup olmadığını anlamak için etrafta gezindirmiştim. Onu rahatsız eden biri yoktu etrafta fakat ortam aşırı gürültülü ve kalabalıktı.

" Eve gitmek ister misin güzelim?"

" Daha yeni geldik. Eğlenmene bak lütfen."

" Niye tedirgin duruyorsun o zaman?"

" Tedirgin durmuyorum Kook. Sadece-"

" Sadece ne?"

" Her yerim ağrıyor."

Jungkook duyduğu fısıltı ile sırıtmadan edemezken kızararak önüne dönen eşinin ince beline dövmeli kolunu dolayarak onu daha çok kendine çekmiş ve sardığı beli hafif hafif sıkarak masaj yapmaya başlamıştı. Buraya gelmeden önce sevgilisinin güzelliğine dayanamamış ve özenle giydiği kıyafetleri bir bir üstünden çıkarıp büyüleyici bedenini kendi izleriyle doldurmadan edememişti. Kendi izleriyle doldurmakta tatmin etmemişti onu. Güzel eşinin her bir hücresine sahip olmuş, birlikte güzel saatler geçirdikten sonra ise arkadaşlarına verdikleri söz üzerine barlarına gelmişlerdi.

" Üstündeki çok hoş duruyor Jiminie."

Taehyung, onu etraftaki insanlardan saklamak istercesine saran hyungunun altında ezilirken büyüleyici derecede güzel olan arkadaşına en içten gülümsemesini sunarak mırıldanmış ve utandığı için saniyeler içersinde kızaran yanakları sıkmak için öne doğru uzanarak hyungunun kolları altından sıyrılmıştı.

" Evet. Kıyafetin harika olmuş Jimin-ah fakat boynundaki izleri gizlemeyi becerememişsin."

" Çok konuşma Yoongi." Demişti Seokjin Jungkook'dan önce davranarak. Demişti demesine fakat onun araya girmesi ne Jungkook'un sinirle arkadaşına sövmesini nede sevimli gencin eşinin göğsüne kırmızının en güzel tonuna bürünen yanaklarını gömmesine engel olabilmişti.

"Hobi hyung nerede?"

" Namjoon'u evine bırakmaya çalışıyor."

Taehyung, Seokjin hyungunun anında düşen yüzünde üzgün bakışlarını gezindirdikten hemen sonra Namjoon ismini duyar duymaz daha da ciddi bir ifadeye bürünen eski komutanına bakmış ve derin bir iç çekmişti. Seokjin hyung Namjoon hyungundan hoşlanıyordu. Hoşlanıyordu hoşlanmasına fakat onu affedemiyordu.
Onun yüzünden  yaşadığı şeyleri ve gördüğü işkenceleri unutamıyordu güzel adam. Unutamıyor fakat kalbinede söz geçiremiyordu işte.

" Ne zaman vazgeçecek bu adam?"

" Biz onu affettiğimiz zaman Yoongi."

" Ben onu affettim."

Jimin'in çekingen sesini işiten dört adamında şaşkın bakışları onu bulduğunda Jungkook sıkıntılı bir nefes vererek kendine sakin olması gerektiğini defalarca kez söyledikten sonra ellerini sıkıca sardığı belden çekerek güzel eşinin yumuşak saçlarına atmış, gözüne çarpan bir tutamı geri taramış ve ondan kısa olan gencin ona dönerek bakışlarını yukarı çıkarışını izlemişti.

" Bu konuyu daha önce konuştuk değil mi güzelim? Namjoon affedilmeyi haketmiyor."

" Ama çok pişman."

" Pişmanlığı geçmişi değiştirmez Jimin."

" Sende onun babasını öldürdün Jungkook. Elbette iyi bir insan değildi ama babasıydı sonuçta. Namjoon sadece sizi korumaya çalışıyordu."

Betrayer Where stories live. Discover now