0.7

236 17 8
                                    

Ayakkabılarımı çıkarırken üstüme doğru koşan kızıma baktım. " Anne!" Ayağa kalkıp kızımı kucağıma aldım. Kapıyı ayağımla kapatıp Güneşin yanağından öptüm.
" Sen neye heveslisin bakalım bu kadar?"

   Mutfak kapısından çıkan annem konuştu. " Babası ile konuşacak. Onun için heyecanlı."
Güneş kafasını sallayıp annemi onayladı. " Evet! Artık annem geldiğine göre konuşabilirim babamla."
Onun bu kadar heyecanlı olması içimde bir şeyleri paramparça etti. Babasını çok seviyordu ve onun ilgisizliğinin farkında değildi.

" Tamam sen şimdi odaya git. Bende gelirim birazdan. Babanla konuşursun." Dedikten sonra onu kucağımdan indirdim. Koşa koşa odaya gittiğinde arkasından hafifçe güldüm.
    Annem bana baktı. " Sabahtan beri babam da babam diye tutturup durdu. Ben varım diyorum. Yok ille de babası."

   Annemin dediğini umursamadan mutfağa girdim. Kendime bir bardak su doldurdum. " Hayır yani ben anlamıyorum. Madem babasını bu kadar seviyor. Kızım sen neden o zaman ayrılıyorsun bu adamdan."
   Elimde ki bardağı tezgahın üzerine koydum. " Anne o daha çocuk babasının nasıl biri olduğunu tabiki de anlayamaz."

   Yankıya mesaj atmak için telefonu elime aldım. Annem hala daha arkamdan söyleniyordu ama onu umursamadım. Beni anlamış değildi.
Mesaj atmaktan vazgeçip direkt görüntülü aradım. O sırada odaya girmiştim. Güneş saçına birkaç tane toka takmıştı. Babasına süsleniyordu eşek sıpası.

   Yankı birkaç çalıştan sonra açtı. Onun yorgun yüzünü gördüğümde içimde birşeyler koptu. Birkaç saniye birbirimize baktık. Ta ki Güneş elimden telefonu alana kadar.
" Baba bak senin için toka taktım. Nasıl olmuş?"
Onun heyecanlı sesini duyduğumda gülümsedim. Güneş yatağa oturduğunda arkasından bende oturdum.
" Çok güzel olmuşsun bir tanem."
" Özledin mi beni?"
Yankının iç çekme sesini duydum. " Özledim tabi kızım. Özlemez miyim?"
" O zaman neden gelmiyorsun?"

   Yankı birkaç saniye bana baktı. En azından ben öyle hissettim. " Biraz işim çıktı. Ama söz veriyorum geleceğim."
" Hep işin oluyor ama baba." Güneşin üzgün çıkan sesiyle ağlamak istedim. İçten içe babasını özlüyordu. Bunu biliyordum.

   Tam Yankı konuşacakken sözünü kestim. " Senin yatma saatin gelmedi mi?"
Güneş bana hüzünlü hüzünlü bakıp dudağını büzdü. " Ama babamla konuşacaktım ben."
Onu ikna etmek için ağzımı açtığımda Yankı konuştu. " Annen haklı bebeğim. Daha sonra konuşuruz."
" Peki o zaman." Telefonu bana doğru uzatıp odadan çıktı. Babasının sözü ile bu kadar çabuk ikna olmasına şaşkındım.

   Elime telefonu alıp ayağa kalktım. Aynanın karşısına geçip telefonu oraya yasladım. Yankı bana uzun bir süre baktı. Bende o süre zarfında küpelerimi çıkarmakla uğraşıyordum.
" Çok güzel olmuşsun." Diyen Yankıyla telefona baktım.

   Uzun zamandır süslenmiyordum. Onun karşısında hep çok çirkindim. Şimdi makyajlı olunca ve elbiseyle olunca ona muhtemelen çok güzel görünüyordum. " Teşekkür ederim."
Yankı başını salladı. Onu özlemiştim. Her ne kadar inkar etsem de onu çok özlemiştim. Ama yapamazdım. Onunla olamazdım. Hem kendim için hem de kızım için.
" Her neyse ben kapatıyorum. Bugün yorucu bir gündü. Uyumak istiyorum."

  Onun daha fazla konuşmak istediğini biliyordum. Ama onunla konuşmak istemiyordum. Bu yüzden bahane olarak uyuyacağımı söylemiştim. " Tamam o zaman iyi geceler size güneşi öp benim için."
Uykulu bir sesle konuşup telefonu kapattı. Lanet olsun ki o sesi bana çok tatlı gelmişti. Gelmemesi lazımdı.

   İçeriye gidip annemin odasına baktım. Güneş orada uyumuştu. Onun masum görüntüsüne baktıktan sonra canım uyumak istedi. Yanına kıvrılıp uyumak için hazırlandım.

...

Eylül bir izin verseydin konuşsalardı baba kız

Güneşin de hiçbir şeyden haberi yok garibim

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere
  

ISSIZ | Yarı Texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin