9

645 74 8
                                    


İçime oturan acı öyle şiddetli tesir ediyordu ki.

"Lütfen bir daha karşıma çıkmayın" dediğim de kolumdan tutup beni göğsüne çarpttı.

Sert göğsü taş gibiydi.

Nefesi nefesime değdi.

Kokusu tüm burnuma sızdı.

"Kokun odama yayıldı Leyla... Tenine değdi tenim..." derin bir nefesi dudaklarından içeriye aldığın da içime bir yumru oturdu. Üzerime biraz daha eğildi ve saçlarıma bir buse kondurdu.

Yüreğim yüreğine yandı diyemedim.

"Ben bıraksam sen bırakabilecek misin beni?" Gözlerim dolduğunda elini uzatıp yaşıma değdirecekken başını soluma çevirdim ve temasını kestim.

"Bana bak Leyla" keskin ses tonu haykırdı bir şekilde odada yankılandı.
Eliyle çenemi tutup kendine doğru çevirdi. Aynı yakınlık tüm dengemi altüst ediyordu. Gözlerine sinen o ateşin rengi büsbütün yeşil idi. Gecenin deminde ise simsiyah olan o iki çift bana derin bakıyordu. İçime yasladığım o ılık matem beni darmadağın edecek bir kuvvetle sarstı. "Benim kadınım oldun, kendini bana verdin" derken içime doğru yayılan o eşsiz acı tüm ahengini bana itti.

Beni bileğimden tutup kendine çekerken tüm dengemi altüst ediyordu. "Siz Aylin hanımla nişanlanacaksınız Araf bey" dediğim de gözleri gözlerimin içine hakim olmak ister gibiydi.

Eli bileğimden ayrıldı

Bedeni bedenimden savruldu.

"Leyla ben..." demeye kalmadan kapı aniden açıldı. Gün yüzüne çıkan Asu hanımla bakışlarımız ona döndü. Telaşlı suretiyle ikimize bakıyordu.

"Aylin..."Nefes nefese savrulduğu matem yerini boşluğa almıştı.

Yanımıza yürüdü.

"Aylin baygınlık geçirmiş ve kafasını bir yere vurmuş"

Şaşkınlık ve felâket...

Araf apar topar yanımdan geçerken gözleri bir an olsun bana değmedi lakin kapının eşiğine geldiği vakit Asu hanıma döndü. "Yanından ayrılma Asu" dediğin de kapıdan çıkıp gitti. Asu hanım bir şey demeden yanıma doğru geldi.

"Başımıza gelenler..." diye mırıldandı.
Yatağın kenarına oturdu ve bakışları bana döndü. "Bir felâket" diye mırıldandı. Bakışların da çözemediğim bir ahenk vardı. Başımı önüme eğip parmaklarım ile oynamaya başladım. "Leyla..." diyerek elimi tuttu.

Bana öfkeli miydi?!

"Buradan gitmen lazım" dediğin de yüzüne sabitledim yüzümü. Gerçekler acıydı ve can yakıcıydı.

"Babaannemin gazabından hiç bir kuvvet seni kurtaramaz, anlıyor musun?! O çok tehlikelidir." dediğin de bir şey demeden aval aval ona bakıyordum. Yüzünden geçen o acı neydi bilmiyorum lakin hatıralar gözünün önünden geçiyor olduğu aşikardı. "Bu olayları fırsata çevirebilir Leyla" dediğin de hala onu anlamadım da devam etti.

"Bir defa Araf ile onun arasına girdin sen bunu kati suretle unutmayacaktır." dediğin de bal rengi saçlarını elleriyle kenara itti.

"Sen hem güzelsin hem de iyi kalplisin Leyla, toyluğun gerçeklere meyil vermediği için bunu göremiyor olabilirsin ama sonunda yanan sadece sen olacaksın inan" derken haklı olduğu gerçeği yüzüme tokat gibi vurdu. "Bunlar ortaya çıkarsa eğer hiç bir yerde barınamazsın olan Araf'a değil sana olur. O eninde sonunda Aylin ile evlenecek" gözümden bir damla yaş yanağımdan akarken içim doğrulara teslim oldu. Biliyordum bu hikayede yanan tek bendim.

Eğreti |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin