Karşımdaki geniş omuzlu göbekli belki haftalardır yıkanmamış çirkin kirli bi adam duruyordu. Adam sanki 5 yaşındaki bi kıza bakıyor gibi üzerime eğilmişti.
Telefonum titreşip duruyordu. Adam önce bana sonra arkamdaki 2 şahsiyete baktı.
Adam benim bile zar zor görebildiğim bi şekilde kafasıyla bi işaret verdi. Bu yalniz gelmediğini gösteriyordu.
Söze girdim. Bodoslama. "Ne istiyorsun?" Adam beni utanmadan süzdü. Ama nasıl süzmek anlatamam.
Adam karşımda piç piç sırıtıyodu. Gece ve Rüzgar tetiktelerdi. Bunu Gece'nin ayak sesinden anlamıştım. Bizim vücut diline benzer bi dilimiz vardı. Ve Gece bunu kullanarak bana işaret veriyordu. Ayağının vurmasındaki anlam 'Biz tetikteyiz.' Vb. Anlamlara geliyordu.
Adam konuşmaya başladı. "Zorluk çıkarmazsan kolayca anlaşabiliriz." Sesi tipi gibi kirli ve çirkindi. Kimseyi tipe göre değerlendirmem ama bu tür kirli işlerde bu geçersiz.
"Ha ha ha güleyim de içimde kalmasın. Beni almaya geldiyseniz beni tanıyorsunuzdur." Dedemin ne kadar güçlü ve köklü olduğunu bu ortamı bilmeyen bile anlayabilirlerdi.
Ve ben dedemin tek torunuydum. Bunu da bilirlerdi.
Adam bi kafa hareketi daha yaparak bi kaç korumanın yanımıza gelmesini sağladı.
Bu adamı tanıyordum. Metin Kaya şerefsizini öldürmeye gittiğimizde cam kapının ordaki korumalardan biriydi.
Adam Metin malı yüzünden gelmiş olmalıydı. Burda Metin'den bahsedemezdim. Gece ve Rüzgar vardı. Onlar bu olayları bilmiyorlardı. Bilmeyecekdilerde.
Adam üzerime doğru gelmeye başlamıştı. Geri çekilmedim. O da durmadı. Üzerime üzerime geliyordu ve durmak da bilmiyordu. Tam üzerimde bana bakıyordu bi dev ve bi insan gibiydik.
"Alın şunları." Gece ve Rüzgar'dan bahsetmişti. Bu sefer ben konuştum.
"Eger onlara dokunursanız hiç iyi şeyler olmaz anladın mı? beni, ben senin tanımak için uğraştığın Ceylan Karaca değilim. Anladın mı?" Adam küçümser bi şekilde güldü. Ve konuşmaya başladı. "Peki sen beni araştırdın mı? Ceylan Karaca, beni tanıyor musun? Beni diğer korumalarla karıştırma. Bu senin için pek de iyi bir karar olmaz."
Durmuştu. Çünkü adamın telefonu çalmaya başlamıştı. Korumlara Başıyla bizi işaret etti bizden 1,5-2 m uzaklaştı bunu fırsat bilerek adamların üzerine koştum elbise kısaydı. Ama pekde umurumda değildi.
Benim bu haraketimle Gece ve Rüzgar'da adamlara saldırmıştı. Çok fazlalardı. Bi çıkış kapısı daha var mı diye bakarken küçük bi kapı gördüm. "Gece Rüzgar, koşun!" Adam telefonu hızlıca kapattı. Bana doğru gelmeye hatta koşmaya başladı.
Gece bana sesleniyordu. "Ceylan hadisene."
"Gece çıkın!" Fazla bağırmıştım.Bi adam daha üzerime geliyordu. Hızlı davranıp bi yumruk ardından da tekme atmıştım.
Diğer dev üzerime gelirken çantamdan hızlıca biber gazını çıkarıp yüzüne bi sinek misali sıkmaya başladım. Adam acı içinde bağırıyordu. Gece'ler kapının hemen ardındaydılar. Koşarak kapıdan çıktım. İleride Koray'ların olduğunu bildiğim arabayı gördüm.
"Koşun." 3'lü olarak koşuyorduk. Kolumda küçük bi sızı hissettim ama bakmaya fırsatım yoktu. Arabaya bindik. 3 araba vardı. Biz Koray'ın olduğu arabaya bindik. Koray adamlara haber salıp içeridekileri toplamasını söyledi.
Koray konuşmak istiyordu. Olup biteni soracaktı ama Gece ve Rüzgar vardı.
Araba harekete geçtiğinde kolum tekrar sızlamaya başlamıştı. Koluma baktım. Küçük ama derin bi kesik vardı. Ne ara olmuştu bu? Diye düşünürken adamlardan birinin küçük bıçağı olan bi yüzüğünün olduğunu hatırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Sokaklar
Teen FictionCeylan genç güzel bir kız ama etrafının nasıl kişilerle dolu olduğunu bilmiyor. Herkesi dost sanan hızlı soğuyan bi tip bu ona hem iyi hem kötü şeyler katacak Size iyi okumalarr😻