Selam!
İkinci bölümü bitirir bitirmez geldim devamını yazacağım, hazır yazasım varken biriksin bari hehehee!Ay çok heyecanlıı!
Hadi hemen geçelim!
🌊
Sıla ve Ahmet'in sorusu karşısında Bade bana anlamaz bakışlar atarken başımı salladım. Ahmet gözlerinden korktuğu belli olan Bade'yi kucağına aldığında Bade ilk kez kıyameti kopartmadı. Normalde tanımadığı biri dokunduğunda ortalığı ayağa kaldırırdı. Ahmet onu dizine oturttu ve bakışları tekrar beni buldu.
"Evet, Türk. Ben de Türk'üm. " dediğimde Ahmet, "Sen Amerikan değil miydin? E peki ismin? Ebeveynlerinden biri mi Amerikan?" dediğinde gözlerinde bazı pırıltılar görüldü. Bana bakarken nedense gözlerinin içi parlıyordu.
"Yok onlar da Türk, yani sanırım." dediğimde Sıla kafası karışmış bir ifadeyle, "Şunu bir enine boyuna anlatsana." dedi tam söze girecekken içeri giren Yiğit'le lafım yarıda kaldı.
"Aa, Bade, hoş geldin!" dediğinde Bade gülümseyerek başını salladı. Yine yarım yamalak "Hoş bulduk." dediğinde Yiğit şaşırarak güldü.
"Öğrenmeye başlamışız!" dediğinde Ahmet, "Oğlum zaten Türk'müş." dedi Yiğit şaşkınlıkla bana döndüğünde başımı salladım.
"Babası mı Amerikan?" dediğinde derin bir nefes verdim. "Huh, hayır. Yani bilmiyorum. Her şey keşmekeşten ibaret. Bir ara anlatırım. Bade'nin uyku saati geliyor, eve gitmemiz lazım." dediğimde Bade esneyerek gözlerini ovuşturuyordu.
Ahmet gülümseyerek onu izledi. "Çok şirin bir şey bu ya." diye mırıldandı gülümseyerek. "Seni bir kere öpebilir miyim?" diye sordu Bade'ye. Öpmeden izin istemesi benim de hoşuma gitmişti.
Bade başını salladığında Ahmet yanağından ve şakağından öptü.
"Oh, mis gibi kokuyor bir de. Çok kanım kaynadı benim buna ya, Sıla şunun güzelliğine bak. Senin çocukluğuna benziyor." dediğinde Sıla gülümseyerek, "Değil mi benim de böyle bir elbiseyle fotoğrafım var. Anneme söyleyeyim de atsın onu, cidden benziyoruz." dedi.
Bade'yi kucağıma almak için yanına gittim. Çünkü Ahmet'in kucağında başını göğsüne yaslamış uyukluyordu.
"Alayım ben Ahmet, eve geçelim artık." dediğimde Ahmet yüzümü inceliyordu. "Sen eşyalarını al, ben arabaya kadar taşırım." dedi.
Başımı sallayarak onu onayladım. Kucağında yatar pozisyona getirdiğinde Bade uykuya dalmıştı bile.
"Kolay kolay başkasının kucağına gitmez, biri dokundu mu kıyameti koparırdı. Sizi sevdi, özellikle Ahmet'i." dedim yanımda ilerleyen Sıla'ya.
"Abim çocukları sever, özellikle kız çocuklarına karşı zaafı var. Ama Bade'yi bir ayrı sevdi sanki. Baksana şunlara." dediğinde başımı arabanın yanında kilidi açmamı bekleyen Ahmet'e çevirdim. Bade'yi izliyordu, gülümseyerek.
Arabanın kilidini açtığımda Ahmet Bade'yi çocuk koltuğuna oturttu ve kemerini taktı. Arabadan çıknadan alnından öptü ve kapıyı kapattı.
"Eviniz ne tarafta kalıyor?" diye sordu. Konumu açıp gösterdiğimde Sıla, "Aa, bizim evin olduğu site burası, aynı yerdeymiş evlerimiz." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17:18 | AhFer
FanfictionBade sınıfında oyun oynuyordu. Onu uzaktan izledim biraz. Bade benim mucizemdi. Kaza anında daha bir bezelye kadar olmasına rağmen hayata tutunmuştu. Benim komada kaldığım 8 ay boyunca da beni terk etmemişti. Uyandığımda karnım şişti. Karnımda benim...