Bölüm 2.

11 3 2
                                    

Geçen altı ayın ardından, metroya binmek benim için bir cesaret sınavıydı. Yaşananlar zihnimde tazeydi ama hayat devam ediyordu. Murat'la yeniden karşılaşmamız, hem acılarımızı hem de umutlarımızı tazeliyordu.

O sabah, işe gitmek için yeniden metroya bindim. Metrodayken sürekli geçmişi düşünmemek için kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye çalıştım. Ancak, bir durakta Murat'ın içeri girdiğini gördüğümde kulaklıklarımı çıkardım. O da beni fark etti ve gülümsedi.

- "Günaydın Gülce," dedi.

- "Günaydın Murat," dedim, biraz gergin. "Bugün nasılsın?"

- "İyiyim, teşekkürler. Sen nasılsın? Yeniden metroya binmek zor mu geldi?"

- "Biraz," dedim dürüstçe. "Ama senin burada olman beni rahatlatıyor."

Murat, koltuklardan birine oturmam için işaret etti ve yanına oturdum. Konuşmaya başladık. Onunla konuşmak, hem yaşadıklarımızı hem de geleceği düşünmemi sağlıyordu.

- "Gülce," dedi Murat, "Geçen sefer seni gördüğümde, sormak istediğim ama soramadığım birçok şey vardı. Nasıl başa çıkıyorsun?"

- "Zor oldu," dedim. "Ama ailem ve arkadaşlarımın desteğiyle iyileşmeye başladım. Senin beni kurtardığını öğrenmek de bana güç verdi."

- "Seni orada bırakmam mümkün değildi," dedi Murat, ciddi bir ifadeyle. "O an sadece seni düşünüyordum."

Konuşmamız ilerledikçe, Murat'ın hayatına dair daha fazla şey öğreniyordum. Geçirdiği zorlu ameliyatlardan ve yaşadığı fiziksel ve duygusal zorluklardan bahsetti. Ama aynı zamanda, hayatını nasıl yeniden kurmaya çalıştığını da anlattı.

- "Bir daha metroda çalışmayı düşünmüyor musun?" diye sordum.

- "Düşünüyorum," dedi Murat. "Ama bu sefer, güvenlik konularında daha fazla sorumluluk almayı istiyorum. Bu tür kazaların bir daha yaşanmaması için elimden geleni yapmak istiyorum."

Bu kararlılığı, ona olan saygımı ve hayranlığımı daha da artırdı. Murat, sadece kendi hayatını değil, başkalarının hayatlarını da önemsiyordu.

Konuşmamızın sonunda, metro stasyonuna vardık ve inmek üzereydik.

- "Gülce," dedi Murat, "Bu akşam iş çıkışında bir kahve içmeye ne dersin? Hem konuşmaya devam ederiz, hem de biraz olsun rahatlarız."

- "Tabii, seve seve," dedim, gülümseyerek. "Saat kaçta buluşalım?"

- "Saat altıda, metro çıkışındaki kafede," dedi Murat.

O akşam Murat'la buluşmak için sabırsızlanıyordum. Yaşadıklarımız bizi bir araya getirmişti ve şimdi birlikte yeni bir başlangıç yapıyorduk. Bu, hem geçmişin acılarını geride bırakma hem de geleceğe umutla bakma şansıydı.

2. BÖLÜM SONU.

Metro'daki HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin