Hım & I - g-eazy & halsey
Kısık sesle dinleyin..♡𝐁𝐞𝐫𝐤 𝐞𝐟𝐞 𝐛𝐨𝐳𝐤𝐚𝐩𝐥𝐚𝐧
Uuzanmıştım. Şaşaalı avizenin küçük altın toplarını inceliyordum. İçeriden gelen bagırışmalar yine ağırtmıştı başımı. Her zamanki aile kavgaları..
Odaya kitlemişlerdi beni. Ceza yemiştim. 24 yaşında hala ceza yiyordum. Acınasıydı.
Cezamın sebebi ise okuldan kaçmamdı. Evet 24 yaşında hala okula gidiyordum. Sınıfta kalma falan...
Okuldan kaçıp clube gitmek o sıkıcı bunakların derslerini dinlemekten daha eğlenceliydi.Ailem ise salak falandı galiba o kadar sene sınıfta kalmış birisini hala okutma çabaları gerçekten onların salak olduğunu gösteriyordu.
Eskiden takmaz yine aynı şeyleri tekrar ederdim.
Ama artık canıma tak etmişti. 24 yaşına gelmiştim.
Şuan düşündügüm şey biraz çıkmaktı. Clup falan değil.
Hava almak istiyordum sessiz tenha bir yerde.Etrafıma baktım biraz. Nasıl çıkacaktım ben? Yavaşça kafamı çevirdim. Pencere! Pencereden atlayabilirdim. Zaten odam 2. Kattaydı. Çok alçak değildi ama çok yüksekte değildi.
Kalktım. Üzerimde kırmızı kareli bir pijama ve siyah bir tişört vardı. Böyle gitmeyi düşündüm ama vazgeçtim. Çocuk değildim ben. Dolabımda siyah kotumu çıkarıp giydim. Yaz aylarında olabilirdik ama hava akşamları serindi. Yeniden dolabımı açtım Mevsimlik siyah ceketimi çıkardım. Masamı yanına gidip üzerinden airpodsumu aldım.telefonumu ise cebime attım.
Ceketi Giyip yatağımın yanındaki aynanın önüne geçtim.halim hal değildi gerçekten. Yeşil gözlerim yorgundu. belliydi. Yıllarınm yorgunluğu vardı üzerimde. Klişe olabilirdi ama kimse dışarıdan göründüğü gibi değildi. Gerçekten değildi. dışarıdan şımarık, züppe, serseri gözü sadece dışarıda biriydim ama aslında öyleydim yani dışarıya öyle gösteriyordum.kimsenin güçsüzlügümü görmesine gerek yoktu.
Ve pencerenin yanına gittim. Derin bir nefesi burda verdim. Umarım biryerimi kırmazdım. Babam bu sefer gebertirdi beni. Ünlü iş adamı(?) Halit bozkaplanın oğlu biryerini kırsa olurmuydu hiç!? Herkes onu başarılı bir iş adamı olarak görüyordu ama ülkenin tüm kötü işlerinde parmağı vardı. Bi nevi mafya babasıydı işte.
Ellerimi pencerenin kenarına dayadım ve bacaklarımı dışarı çıkardım. Birden atladım aşağı. Sertçe yere çarptım ama umrumda olmadı vücudum idmanlıydı.
Yavaşça villanın bahçesinden çıktım.kulaklığı telefona bağlayıp şarkımı açtım..
Lovers Rock çalıyordu. 16 yaşımdan beri dinlediğim şarkılardandı. Normalde iki gün dinler sonra sıkılır silerdim.ama bu şarkı farklıydı. Değişik bir hissiyat veriyordu.sözlerine eşlik etmeye başladım ezberimdeydi.Rip the stars right from the sky!(yıldızları gökten sökün..)
You Said that you'd never.. (asla yapmayacağını söyledin.)
Bu şarkılara başvurmamın sebebi herhangi bir aşk acısı yüzünden değildi. Bu güne kadar kimseye aşık olmamıştım. E tabi okulumun sahibi ve en yakışıklısı olduğum için baya popülerdim. 100 lerce kızla çıkmıştım ama hiçbirini sevmemiştim sadece eğlenceydi. Aşık olmak ve hoşlanmak birbirinden ayrı şeylerdi.
Yavaş yavaş mırıldanırken istediğim sessizlikteki yere ulaşmıştım. Küçüklükten bildiğim bir mahalleydi. Ama terk edilmişti. Derin bir sessizlik vardı. Yavaş yavaş yürüyordum. Ta ki acı dolu güçsüz bir çığlık duyana dek..
Sadece sağ kulağımda kulaklık vardı. Duymuştum.kaşlarım çatılmıştı. Yavaşça sağ kulağımdaki kulaklığıda çıkarıp kutusuna koydum. Ses sol tarafta kalan bir katlı fakir bi evden geliyordu. Ama bodrum katından. Bodrumun küçük penceresine yaklaştım. Önünde sadece korkuluk vardı. İçeriye baktığımda ise gözlerim irileşti. Rutubetli duvara yapışmış, sarı saçları kandan kırmızılaşmış küçücük bir beden ve ayakta kıza tekmeler savuran bir adam.
![](https://img.wattpad.com/cover/370809439-288-k757944.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çaresiz
Acciónküçüklüğünde yaptığı büyük ama yanlışlıkla olan bir hata yüzünden piskopat ve platonik babasından düzenli olarak dayak yiyen saye selis tekin,hergün gördüğü şiddete ve ölmemesi için yediği kuru ekmek ve suya alışmıştı.alışmak denemezdi kabullenmişti...