Sen orda yoksun-göksel
Kısık sesle dinleyin..♡Vücudumdaki sızıyı uyurken bile hissediyordum. Kafamdaki yoğun sızı ile gözlerimi açmak zorunda kaldım.
O kadar ağrıyordu ki Kalktığım gibi gözlerim yaşarmıştı. Elimi kafama attığımda ise alışık olduğum rengi gördüm. Elimin tamamını kan kaplamıştı.Hızlıca kalkmak istemiştim ama geri koltuğa düşmem kaçınılmaz olmuştu. Belim, bacaklarım, kollarım Kısacası tüm şahsiyetim acıyla doluydu. Yüzümü buruşturmak zorunda kaldım. Kafam zonkluyordu. Bu sefer yavaşça kalktım. Mutfaktan sesler geliyordu. Efenin orda olabileceğini düşündüm acilen birşey yapılmalıydı. Beyin kanaması geçiriyor olabilirdim.
Mutfağa geçtim. Düşündüğüm gibi burdaydı. kahvaltı hazırlıyor gibiydi. Ama şuan bunlar umrumda olmadı
Birkaç adım daha atmaya çalıştım ve başardım. Sesimi duymuş gibi "sende amma uykucu ç- derken cümlesini devam ettirmedi. Beni görünce yüzüne endişe yüklenmişti bile. Koşar adım yanıma geldi."Selis! Noluyor?" Sesinde endişe ve korku barizdi.
Canım acıyordu. Konuşmak bile işkenceydi şuan."Bilmiyorum.. kalktığımda k-kan akıyordu.."
"Sikeyim lan sikeyim!" Diye soludu. Beni hastaneye götürmeyi düşünmüyor gibiydi. Tam bunun hakkında konuşacakken daha fazla ayakta kalacak gücü bacaklarımda hissedemedim. Yere düsecekken bir çift kol bedenimi yakaladı. Ve en son hatırladığım şey "hasan abi!" diye bağıran endişeli bir erkek sesiiydi.[~~~]
Gözlerimi açtım. Açtığım gibi yüzümü buruşturmak zorunda kaldım. Oda aşırı aydınlıktı gözlerim ışığa alışınca elalarımı kaldığım yerde gezdirdim. Bir koltuk vardı karşımda. Üzerinde ise bir adet efe.
Her zaman aynı pozisyondaydı zaten. Dirseklerini dizlerine yaslamış yüzü ise ellerinin arasındaydı. Üzerinde ise siyah, kaslı vücudunu saran bir tişört ve siyah bir pantolon vardı.
"Efe..." dilim damağım kurumuştu. Konuşamadım bile.
Kafasını hızla kaldırdı. Yeşilleri beni bulunca genzimin yandığını hissettim. Gözlerinde.. endişe vardı. Daha kaç gündür tanıyordu ki beni? 2 günlük biri için bu endişe fazlaydı. Ve onu bile geçtim benim için mi endişelenmişti?
8 yıllık annem bile benim için bir kez endişelenmemişti. O ise 2 günlük kız için..."Selis! uyandın sonunda. Hemen geliyorum." Dediği gibi koşa koşa dışarı çıktı. Tahminimce 2 dakika sonra geri geldi ama yanında doktor ile. Doktor biraz daha yaklaşıp konuşmaya başladı.
"Saye hanım öncelikle geçmiş olsun. Size pek iyi haberlerim yok. Kafatasınızda hasarlar var. Gerçekten ağır hasarlar. Yani sizi beyin kanamasına götürecek kadar tehlikeli hasarlar diyebilirim. Zaten biraz önce yaşadığınız olay beyin kanamasının küçük bir versiyonuyudu. Her yerde geçirebilirsiniz. Uyurken, uzanırken, yürürken Kısacası ansızın gelir. Dolayısıyla bir süre gözetimimiz altında kalmalısınız. Tekrardan geçmiş olsun."
Söyleyecek birşey yoktu. "Tamam.. teşekkür ederim." Zoraki bir gülümseme gönderdim. Doktor bunları söyleyip çıkarken hala sessizdim. Yavaşça tepemde dikilen adama baktım. Yeşilleri acıyarak bakıyordu bana. Yavaşça yutkunmama sebepti.
Gözlerimi kaçırıp "Ne bakıyorsun.." dedim. Yeşillerle yüz göz olmak kalbimi zorluyordu.
Derin bir of çekti içine. "O orospu evladını daha bulamadım." Dedi. Babamdan bahsediyordu herhalde.
"Sanane polise haber ver onlar bulsun.." konuşmak bile başımı zonklatıyordu. Susmak en iyisiydi. Ama konuşmam gerekti.
"Nasıl banane ya?" Bu kadar ilgi göstermesi gereksizdi. Benim yüzümden başını belaya sokacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/370809439-288-k757944.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çaresiz
Akcjaküçüklüğünde yaptığı büyük ama yanlışlıkla olan bir hata yüzünden piskopat ve platonik babasından düzenli olarak dayak yiyen saye selis tekin,hergün gördüğü şiddete ve ölmemesi için yediği kuru ekmek ve suya alışmıştı.alışmak denemezdi kabullenmişti...