Parmaklarını hırçın bir şekilde mavi saçlara geçirip çocuğu biraz daha kendisine çekti Xiao Zhan. Dudaklarının üzerinde dağınıkça gezen dudaklara aynı şiddetle karşılık veriyor bazen küçük mırıltılar kazanıyordu Yibo'dan.
Ağzının içini işgal eden dili keyifle emdi. Yibo kucağına biraz daha yerleşip tam kasıklarının üzerin de hareket ettiğinde kendisine engel olamadan inledi.
Çocuğun boynunu kavrayan iki elini oradan ayırıp,boylu boyunca okşayarak belinin iki yanına sonra da neredeyse çıplak olan kalçalarına yerleştirdi. Üstünde sadece Zhan'ın beyaz tişörtü altında da kırmızı renkler de v string iç çamaşırı vardı. İç çamaşırı önden bakıldığında tanga tipi,arkada ise malzeme minimum düzeye iniyordu. Kalçadan dar ve dikey bir hat halinde ip vardı. İnce,kırmızı ip çocuğun dolgun kalçaları arasında kaybolmuştu.
Dudaklarını sesli bir şekilde Yibo'nun dudaklarından ayırıp nefeslenmeleri için olanak tanıdı adam. Elleri hala çocuğun kalçasında,Yibo'nun elleri ise adamın ensesinde saç köklerinde geziniyordu.
"Benim için deliriyorsun kabul et" oyuncu yüz ifadesine, öpüşmenin etkisiyle şişen dudaklarına,cilveyle karışık kıkırtısına karşılık iç çekti adam. Alnını çocuğun çenesine yaslayıp gürültüyle nefes aldı.
"Hiç inkar etmedim" dudakları bu defa Yibo'nun boynunda gezinmeye,ıslak izler bırakmaya başladı. Çocuk keyifle adamın kasıkları üzerinde ileri geri yapıp,sıkıca saçlarından kavrayıp Xiao Zhan'ı boynundan ayırdı. İkisinin de bakışları birbirlerinin dudaklarına indi.
"Xiao Zhan?" Cheng elini yanağına yaslamış bir şekilde uyuyan arkadaşının omuzuna vurdu hafifçe. Xiao Zhan,aniden yerinden sıçramış başını masaya vurmaktan son anda kurtulmuştu. Bulanıklaşan gözlerini elinin tersiyle ovup tam karşısına oturan arkadaşına kısık gözlerle baktı.
"Ne yapıyorsun?"
"Asıl sen ne yapıyorsun? Rüyanda ne görüyorsan sayıklıyordun" İkisine aldığı kahveden birisini arkadaşının önüne sürdü.
"Ne?" Ellerini gözlerinden hızlıca ayırıp korkuyla arkadaşına baktı "ne dedim?"
"Anlaşılmıyordu ama inliyordun" kahvesinden büyük bir yudum aldı. "Sen söyle,ne gördün?"
Zhan duyduğu sözlerle derin bir nefes bırakıp omuzlarını indirdi. Kalbi göğüs kafesinde korkuyla anlık atmış,rezil olma korkusu yaşamıştı. Sandalye de kıpırdanıp kasıklarında ki ağrıyı yok saymaya çalıştı.
"Hatırlamıyorum" gözlerini yemekhane de gezdirmek istese de,bu halini birisi görecek korkusuyla dolmuştu. Oturduğu sandalyeye biraz daha sinip önüne bırakılan kahveyi iki avucunun arasına aldı.
"Ders çalışmaktan düzgün uyuyamıyorum. Kabus gördüm sanırım" alt dudağını dişleri arasına alıp ısırdı kendine gelebilmek adına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi| Yizhan
FanfictionWang Yibo: pembe, tüylü kalemimi sen mi çaldın? Tüm hakları Wang Yibo ve Xiao Zhan'ın kalbinde saklıdır Texting,düz yazı Feminen Wang Yibo içerir