"Xiao Zhan buraya bak!" Wang Yibo hızlıca plaj da duran, arkadaşıyla konuşan adama elini sallayıp dikkati kendi üzerine çekmeye çalıştı.
Uzak da ki adam ne kendisini duymuş nede başını yanı başında duran Cheng'den ayırmıştı. Konuşmayı sürdürmeye devam etmişti.
"Biz şuan neden buradayız? Yakın bile değiliz onlarla" Cheng denize girmiş olan bir kaç kişiyi çenesiyle gösterdi.
"Yibo davet etti. Ayrıca yakınlık kurmak istemeyen sensin,hepsi seninle konuşmaya çalışıyor görmüyormusun?"
"Xiao Zhan, gerekmedikçe daha doğrusu Yibo uyarmadıkça ingilizce bile konuşmuyorlar görmüyormusun? Ben hayatım da hiç böyle dışlanmamıştım" Gözlerini devirip yarılamış olduğu birasından yudumladı.
"Bu günlerde ilkleri yaşıyoruz desene"
Kendisi de içten içe Cheng'e katılıyordu. Yibo'nun ısrarlarına dayanamamış onlarla birlikte denize gelmişlerdi. İki araba yapmışlar,Yibo,Cheng ve Xiao Zhan'ı yanına almıştı. Yol boyunca sevdiği müzikleri açmış bazen gözlerinin içine bakarak şarkılar söylemiş,gözlerini süzmüştü adama. Yine buraya kadar normaldi tüm olanlar tabi olaylar arkadaşlarıyla tanışınca değişmişti.
Kendileriyle birlikte dört kişi daha gelmişti ikisi kız ikisi erkek. Dörtlü ellerinden geldikçe kendilerini dışlıyor, çoğunlukla İspanyolca konuşuyorlardı. Hal böyle olunca Xiao Zhan ve Cheng ne söylediklerini anlamıyorlardı doğal olarak. Güneş tam gökyüzün de ışıl ışıl parlıyor,sıcak bunaltıyordu.
"James'e döneceğini biliyorsun değil mi? Sürekli kavga ediyorlar ertesi günü yada bir kaç gün sonra barışıyorlar"
"Benimle flört ediyor,neden onunla barışsın Cheng? Başlama tekrar"
"Wang Yibo herkesle flört eder,gözünü açıp etrafına düzgünce bak. Bunları sen kötü hisset diye söylemiyorum ben. Arkadaşımı düşünüyorum" ikisi de anında deniz de, arkadaşlarıyla şakalaşan,çocuğa çevirdi gözlerini.
Xiao Zhan geldiğinden beri öylece oturuyordu. Yibo doğru düzgün yanına gelmemiş,arada uzaktan sadece kendisine seslenmişti. Dışlandıklarının farkındaydı,huzursuzdu en çok da bok gibi hissediyordu kendisini.
Ondan ilgi,sevgi beklemeye hakkı yoktu elbette. Kim bir anda ortaya çıkan birisine ilgi duyardı ki? İlişkisi yeni bitmişti. Kendisine o gün şiddet gösteren çocuğu şikayet etmemiş,hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam etmişti. Belki de Cheng'in dediği doğruydu.
Tekrardan barışacaklar olan kendisine olacaktı.
"Asma suratını" diziyle arkadaşının dizine vurdu "bu arada geçen annen aradı beni" bakışlarını deniz de yüzen çocuktan ayırıp hızlıca Cheng'e döndü.
"Neden?"
"İlaçlarını alıp almadığını merak diyor. Seni aramış ama müsait olmadığını söyleyip duruyormuşsun. Sahi alıyorsun değil mi ilaçlarını?"
Zhan başını yavaşça olumlu anlamda sallayıp gözlerini kaçırdı. O ilaçlardan kendisini bildi bileli nefret ediyordu. Kontrol edemediği,bazen kendisine zarar verdiği öfke problemleri mevcuttu. Gözü döndüğünde karşısında duran en yakını bile olsa tanıyamayacak hale geliyordu.
"Zhan-ge! Yüzmeye gel,su çok güzel" Wang Yibo arkadaşlarını geri de bırakıp kendisini bir türlü duyuramadığı adama doğru ilerlemeye başladı.
Cheng ise yaklaşan sert adımlarla oturduğu yerden kalkmış ikisini başbaşa bırakmak istemişti. Xioa Zhan'a telefon görüşmesi yapacağına dair bir şeyler geveleyip ortamı acele adımlarla terk etti. Yanlarına gelen çocukla kimyaları nedensiz uyuşmuyordu. Zhan için Yibo'ya saygı duyuyordu hepsi bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi| Yizhan
FanfictionWang Yibo: pembe, tüylü kalemimi sen mi çaldın? Tüm hakları Wang Yibo ve Xiao Zhan'ın kalbinde saklıdır Texting,düz yazı Feminen Wang Yibo içerir