"Giriş"

500 109 219
                                    


O benim Denizimin en güzel kıyısıydı.

~Kinsun

***

03.12.1997- Hayat hastanesi
Saat:14-00

*Trabzon Sürmene

Doğumhaneden yeni çıkmış, upuzun siyah saçlara sahip bir kadın. Odaya alınmış, ilaçların etkisi uyuyordu.

Birkaç sa niyə sonra Saçları ile aynı siyahlıkta olan gözleri açılmaya başlamıştı.

Bu güzel kadının görüş alanına, uyanır utanmaz hemşire önlüğünde bir kadın girmişti.

Dudakları ve boğazı kurumuştu kadının bu, yüzden zorlukla nefes alıyor, konuşmakta zorluk çekiyordu.

Kendini toparlayıp derin bir nefes aldıktan sonra,"B-ben n-nerdeyum." diyebilmişti sadece Karadeniz şivesi ile.

Hemşire hemen anlamıştıkadının suya ihtiyacı olduğunu. Elini hemen yanındaki sürahiye uzatır üzerindeki bardağı çıkarır ve suyu bardağa doldurur. Bardağı Deniz'in dudaklarına yaklaştırır."çok güçlü bir kadınsın doğum esnasında hiç sorun çıkarmadın. Kızında kuzu gibi uslu maşallah. Allah nazarlardan korusun."

Sudan birkaç yudum aldı genç kadın. Ardından yapabildiği kadar duruşunu dikleştirdi.
"Kızum iyimidur?"
Erin hemşire şaşırmışdı.
"Çelen hanım şimdi gelecek. Muayene olduktan sonra kızınızı ve kocanızı içeri alacağız."
Deniz sadece kafasını aşağı yukarı sallamakla yetindi.

Erim'in anlatımı

Deniz Hanım yaklaşık 2 aydır hastaneye geliyordu.

Doktoru Çelen hemşiresi ise kendisiydi ama onu ilk defa Karadeniz şivesi ile konuşurken görüyordu. Trabzonluydular ailecek. Kocası Kara Bey gemiciydi. Denizden kum çıkarıp satıyordu bildiği kadarıyla. Deniz Hanım ise hakimdi. Ülkece tanınmış bir hakim Deniz Işık Kırcalı.

Kocası Kara Kırcalı genelde heyecanlandığında, sinirlendiğinde ve endişelendiğinde geçerdi Karadeniz şivesine. Kara Beyin bu konuşma tarzına alışkınlardı. Ama Deniz Hanım oldukca temiz ve saf bir Türkçe ile konuşurdu hep. Sesi de inanılmaz derecede güzel ve narindi.
Erim bunları düşünürken kapı açıldı ve Çelen Hanım içeriye dahil oldu.
"Biz de sizi bekliyorduk hocam."
Başıyla hafifçe selam verdi Erime.
Beyaz önlüğü ve hastane kıyafetleriyle oldukça sade ve güzel görünüyordu.

Deniz'in yatağına yaklaştı. Yatağın yanındaki masada sağlık dosyası vardı. Onu aldı ve incelemeye başladı.

"Oldukça sağlıklı görünüyorsunuz Deniz Hanım. İsterseniz kızını ve kocanızı görebilirsiniz."

"Tamam getirun kızımu bana." diye bildi sadece. Konuşmakta zorluk çekmesi gayet normaldi. Doğumdan yeni çıkmıştı ve ona enjekte edilen ilaçlar oldukça ağır ilaçlardı.

Çelen başıyla kapıyı işaret etti.
"Sen git bebişi getir. Bende Kara Beye haber vereceğim."

"Tamam hocam." diyerek odadan çıktı Erim.

Çelenin anlatımı

Yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim.

Dışarı adımımı attığım an görüş açıma giren ilk kişi Kara Kırcalıydı. Kafasını hafif sağa doğru eğmişti ve uyuyordu. Bu gayet normaldi. Dün geceden beri buradaydı. Çünkü ilk sancı yalancı sancıydı ama 2 saat sonra beklenmedik bir şekilde yoldayken suyu gelmişti Deniz'in. Yeniden getirdiğinde ise saat tam gecenin ikisiydi.

Doğuma aldık yaklaşık 12 saat sürmüştür doğum.

Şuan ise saat ikiydi. Sakin adımlarla Kara'nın yanına yaklaştım.

"Kara Bey." dedim ve karanın omzuna hafifçe dokundum. Kara anında irkilerek uyandı.

"Efendum doktor Hanım. Karıma birşeyolmadı değil mi?Kızum,o nasıldur?"
Diye sıraladı soruları peş peşe.

"Evet Kara Bey kızınız da karınız da oldukça sağlıklı. İsterseniz göre bilirsiniz."Diyerek kapıyı işaret ettim başımla.
Çok geçmeden kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kara da benim peşinden ilerlemeye başladı.

Yazarın anlatımı

Kapıya açar açmaz gördüğü manzara ile büyülendi. Sevmeye bile zar zor kıydığı karısı Deniz.

Yine her zamanki güzelliği ile onu mest etmişti. Kara hayatında bi karısına bi'de vatanına böyle aşık olmuştu.
" Deniz'um..." dediğinde Deniz başını kapıya doğru çevirdi ve gözleri kocasının safir mavisi gözleri ile buluştu.

"Karam..."

Hemen koşarak Deniz'in yatağının kenarında oturdu ve eşini kendine çekip ona sıkıca sarıldı.
"İyimisun?..." dedi ve ardından büyük bir sessizlik oluştu.

Deniz cevabını kollarını Kara'nın cüsseli vücuduna sıkıca sararak vermişti.
Çelen'se hala kenarda durmuş bu iki aşığı izliyordu.

Kapının hafifçe açılmasıyla Çelen kapıya yöneltti gözlerini.
Erimdi gelen. Kucağında minik bir bedenle içeriye yavaş yavaş dâhil olmuştu.

"Bu da bizim prensesimiz." dedi fısıltıyla eş değer bir ses tonuyla. Kara eşinin yanından ayrılıp kızına doğru yürümeye başladı. Erim nazikçe bebeği Kara'ya uzattı. Kara'da adeta kırılacak bir şey tutarcasına hafifçe tutmuştu kızının küçük bedenini.

Babasının kucağına geçen kız çabucak gözlerini açıp uykusundan uyanmıştı.

Tıpkı babasının gözleri gibiydi gözleri. Safir mavisi parıl parıl parlayan gözlere sahipti küçük kız.
"Oy benum güzel kızum." dudaklarını narince kızının alnına bastırmıştı Kara.

"Getiresun hele kızımu buraya." diye bir ses yükseldi odanın içerisinde. Kara arkasını dönüp sesin sahibine baktı. Dudağının bir köşesinin kıvrılması ile birlikte Deniz'e doğru ilerlemeye başladı.

Yatağın kenarına oturudu tekrar. Deniz bebeğine uzandı. Ellerini küçük kızının vücuduna sardı.

"İsmini ne koymayı düşünüyorsunuz."diyen bir adet Erim bozdu sessizliği.
Yine çenesini tutamamıştı. Oysa Çelenden bu konuda çok azar yemişti.
"Gözleri tıpkı seninkiler gibi Kara'm..."

"Öyle Deniz'um öyle..."

"İsmi de öyle olsun o zaman. Mavi olsun kızımızın ismi."

"Mavi Safir Kırcalı.." diye mırıldandı Kara ve devamını getirdi.

"Safir rengi gözleri var kızımızun. Mavi Safir Kırcalı olsun mu Deniz'um?"

"Olsun be kara'm." dedi Deniz.

Kara ile Deniz kızlarının ismine karar verirken Çelen Erim'in koluna birkaç kez vurarak onu susturmaya çalışıyordu.

-Trabzon Sürmene

2024

"Mavişim uyan artık."

"Tamam babacım kalktım ben geliyorum."

~~~

Okuduğun için teşekkür ederim sevgili boncuğum.
Neşeyle kalın, birdaha ki bölümde görüşmek üzere.

Safir MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin