1 hafta sonra: ~Yazardan~
Yalofa, kafenin kapanış saatine yaklaştığında son müşterilere servis yaparken bir yandan da düşüncelerine dalmıştı. Kafede Ailas adlı genç arkadaşının yardımıyla işleri toparlıyorlardı. Ailas, her zamanki gibi enerjikti ve Yalofa'nın kafasında dolaşan düşünceleri fark etmişti.
"Her şey yolunda mı, Yalofa?" diye sordu Ailas, masaları temizlerken.
Yalofa, gülümsemeye çalışarak, "Evet, sadece uzun bir gün oldu," dedi.
Ailas, ona güven verici bir bakış attı. "Merak etme, birazdan kapanış yaparız ve sen de dinlenirsin."
Yalofa, Ailas'a minnettarlıkla baktı. Kafenin kapanış saati geldiğinde, son birkaç işlerini halledip kasayı kapattılar. Yalofa, sipariş fişlerine son bir kez göz atarken bir siparişin gözden kaçtığını fark etti. "Ailas, bir sipariş daha varmış. Bunu ben hallederim," dedi.
Ailas, ona biraz endişeyle baktı. "Bu saatte mi? Emin misin?"
Yalofa, kararlılıkla başını salladı. "Evet, sorun değil. Hemen gidip dönerim."
Ailas, iç çekerek, "Peki, dikkatli ol. Eğer bir şey olursa hemen ararsın, tamam mı?"
Yalofa, ona sarıldı. "Tamam, merak etme. Görüşürüz."
Kafenin kapısından çıktıktan sonra, elindeki adrese doğru ilerlemeye başladı. Sokak lambalarının altındaki gölgeler, gecenin sessizliğinde daha da ürkütücü görünüyordu. Yalofa, elindeki kağıda tekrar baktı. Yanlış bir yere geldiğini fark ettiğinde geri dönmek istedi, ama merakına yenik düşüp kapının aralığından içeriye göz attı.
Gördükleri karşısında nefesi kesildi. İçeride, kafede yaralarını sardığı Nicolas vardı. Ancak bu sefer, yanında yerde yatan bir adam vardı ve Nicolas elindeki silahla ona bakıyordu. Yalofa, panikle geri çekildi ama ayağı bir kutuya takıldı ve yere düştü. Nicolas, sesin geldiği yöne hızla bakarak Yalofa'yı gördü.
"Neden buradasın?" diye sordu, sesi hem sert hem de endişeliydi.
Yalofa, titreyerek, "Yanlış adrese geldim. Sadece siparişi getirdim," dedi.
Nicolas, durumu kavradı ve Yalofa'ya yaklaştı. "Seni burada bırakamam," dedi. "Ne gördüğünü biliyorsun."
Yalofa, korkuyla, "Lütfen, beni öldürme. Ne istersen yaparım," diye yalvardı.
Nicolas bir an düşündü, sonra kararlı bir şekilde, "Tamam," dedi. "Benimle evlen. O zaman seni korurum."
Yalofa, şaşkınlık ve korku içinde ona baktı. "Ne? Bu şaka mı?"
Nicolas'ın gözlerinde ciddi bir ifade vardı. "Ciddi söylüyorum. Benimle evlenirsen, seni güvende tutarım. Bu gece gördüğün şeyler yüzünden başka türlü güvende olamazsın."
Yalofa, çaresizlik içinde, "Hayır, olmaz," dedi. "Bu delilik! Beni bırak lütfen. Ben kimseye bir şey söylemem."
Nicolas, ona bir adım daha yaklaştı, gözlerinde kararlı bir ifade vardı. "Seni burada bırakamam, anlamıyor musun? Bu dünyada bir şeyler gördüysen, geri dönüş yoktur."
Yalofa, gözyaşları içinde geri adım attı. "Hayır, beyefendi. Ben sizi tanımıyorm bile ve sadece sıradan bir hayat istiyorum. Bu, senin dünyan, benim değil."
Nicolas, derin bir nefes aldı ve sesini yumuşatmaya çalışarak, "Adın ne senin?" diye sordu, ani bir farkındalıkla.
Yalofa, gözlerini kısarak ona baktı. "Yalofa," dedi sessizce.
Nicolas, başını salladı. "Yalofa, seni burada bırakamam. Anlamıyorsun, bu bir seçenek değil. Seni koruyacak tek yol bu. Benimle evlenirsen, seni güvende tutarım. Yoksa bu işin sonu kötü biter."
Yalofa, çaresizlik içinde etrafına bakındı, kaçacak bir yol arıyordu ama Nicolas'ın kararlılığı karşısında çıkış yolu yok gibiydi. "Peki ya kabul etmezsem? O zaman ne olacak?"
Nicolas, ona yaklaşarak, elini omzuna koydu. "Kabul etmezsen, hayatın tehlikede olur. Seni koruyamam. Ve bu insanlar seni bulduğunda ne yapacaklarını tahmin bile edemezsin."
Yalofa, derin bir iç çekerek, gözlerindeki yaşları sildi. "Peki," dedi, sesi titreyerek. "Tamam, kabul ediyorum. Ama sadece beni güvende tutacağına söz ver."
Nicolas, hafifçe gülümsedi ve elini tutarak, "Söz veriyorum. Seni güvende tutacağım," dedi. "Ama unutma, bu dünyada kurallar serttir. Artık benimle olduğunu unutma."
Nicolas, Yalofa'yı arabasına yönlendirdi. "Seni güvenli bir yere götüreceğim. Konuşmamız gereken çok şey var," dedi.
Arabaya binerken, Yalofa kalbindeki korkunun yerini yavaşça bir meraka bıraktığını hissetti. Nicolas hakkında daha fazla şey öğrenmek, bu karmaşık ve tehlikeli dünyada hayatta kalabilmek için neler yapması gerektiğini anlamak istiyordu.
Nicolas, aracı dar sokaklardan geçirirken bir yandan da Yalofa'ya kısa kısa bakışlar atıyordu. "Senin gibi birinin bu işlere karışmasını istemezdim," dedi, sesi biraz yumuşayarak. "Ama artık geri dönüş yok."
Yalofa, derin bir nefes alarak cesaretini topladı. "Peki, şimdi ne olacak?"
Nicolas, gözlerini yoldan ayırmadan, "Öncelikle seni güvende tutmak için bir plan yapmamız gerekiyor. Bu gece gördüklerin tehlikeli insanlar için büyük bir sorun. Evlilik teklifim, sadece seni korumak için bir yoldu. Ama şimdi bunu gerçeğe dönüştürmek zorundayız," dedi.
Yalofa, Nicolas'ın kararlı tavrı karşısında içindeki korkunun biraz olsun azaldığını hissetti. Belki de bu tehlikeli dünyada Nicolas'ın yanında olmak, ona yeni bir güç ve cesaret verebilirdi. Ama yine de, bu yeni hayatın getireceği zorluklar ve tehlikelerle nasıl başa çıkacağını düşünmekten kendini alamıyordu.
Arabaları bir süre sonra büyük bir malikanenin önünde durdu. Nicolas, Yalofa'ya dönerek, "Burası artık senin de evin," dedi. "İçeri girip biraz dinlen. Yarın, yeni hayatımız hakkında daha fazla konuşacağız."
Yalofa, derin bir nefes alarak arabadan indi. Büyük kapıların önünde durdu ve arkasından gelen Nicolas ile birlikte içeri girdi. Kaderinin çizdiği bu yeni yolda, karşısına ne çıkacağını bilmese de, Nicolas'ın yanında olmanın getirdiği güvenle adım attı.
Bu yeni hayat, Yalofa'nın hayal edebileceğinden çok daha karmaşık ve tehlikeli olacaktı. Ama içinde büyüyen bir umut vardı: Belki de bu yeni dünyada, kaybettiği her şeyin yerini dolduracak yeni bir anlam ve güç bulabilecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle evlenirmisin?
RomanceArkadaşı ile küçük bir kafede çalışan kız bir gün mafyaya bulaşır. Mafya ona aşık olur