2. Bölüm: Hazırlıksız Karşılaşma

36 7 222
                                    

Selamlar!! Yeni bir bölümle karşınızdayım, umarım keyifli olur sizin için 🫀

İyi okumalar!;)
_______________________________________

"Uyan!"

Zaman geçtikçe bu sesin sahibinin bir mal olduğunu düşünmeden edemiyorum. Çoktan uyanığım ben!

Okul binasının arkasında yere çökmüş, elimde okumaya niyet ettiğim ama düşüncelerden dolayı okuyamayacağım yeni kütüphane kitabım yeri izliyordum. Derin bir iç çekerek elimdeki minik dal ile toprağı eşeledim.

O yakut gözler tıpkı onunki gibiydi.

Onunki... Gibi.

Ofladım ve başımı iki yana salladım. İmkansız. Bu kadar kafaya takmaya devam edersem olmazdı. İş bulmalıydım.  Hayata tutunacak bir iş.

Keşke reşit olmasaydım diye geçirdim. Babam hayli hayli reşit olduğumu biliyordu -ki zaten  o yüzden buraya gönderdi- kapısına rüsva halde gitsem bile sen artık reşitsin diyerek suratıma kapıyı çarpardı. Tıpkı geçen sene ağlayarak kapısına gidip ona yalvardığımdaki gibi...

"Doğum günün ne zaman?"

"İ-iki ay önceydi baba..."

"Ah, artık bir yetişkisin demek ki Silia ha?"

"Ad-adım Silva-"

" İşte her neyse. Yani demek istediğim..."

Kendi çareme bakmam lazım. Kendi ayağımın üstünde durmam lazım. Ona ve onun çok sevgili karısına muhtaç kalmamam lazım.

Ayağı kalktım. Gidip pansiyon görevlisinden izin alacak ve iş aramaya gidecektim. Kararlı adımlarla pansiyona girdim. Bazı kızların bana ve göz alıcı bandajima bakışlarını umursamayarak kapüşonumu örttüm ve yukarı katlara çıkarak görevlinin odasına girdim.

"Efendim..." Ah, içeride öğretmenin olmasını beklemiştim ama güvenlikçinin sinsi gülümsemesiyle karşılaşınca omuzlarımı dikleştirmeyi kestim.

"Hah, Silva! Ne güzel. Ben de tam seni düşünüyordum." Bıdı bıdı. Ee başka? Kaşlarım alayla kalktı ve bana gösterdiği yere oturdum. "Bir konu konuşmalıyız." Buyur.

" Ne oldu?" Tahmin ettiğim şeyse, sokakta kaldım demektir.

" Babanı aradık ve seni pansiyondan alabilir mi diye sorduk. Biliyorsun son aldığın disiplin cezalarından sonra okuldan atılmışsın." Sonra çok merak ettiğini belli ederek masadan bana doğru eğildi ve sordu"sahi sen niye böyle suçlar aldın?" Gözlerini kırpıştırdı. Karşılık olarak gülümsedim.

Bende ona aynı ifadeyle eğildim, o da anlatacağım sandı herhalde yazık ama "Bilmem ki. bence bunu müdüre sorup öğrenebilirsiniz ha?"  Diyerek susmasını sağladım. Ona böyle davranmam beni etkilezmedi çünkü o sadece bir güvenlikçiydi ve benden anca iki yaş büyük olabilirdi. İyi bari az da olsa rahatca bir şeyler diyebiliyordum.

"Uyan..." Diyen fısıltı kulağımdaki her zaman olan cızırtıyı çoğaltırken ofladım. "Ee ne oldu?"

"Hocalar aralarında konuşurlarken duydum da işte. Kontenjan sıkıntısı yüzünden senin pansiyondan alınman lazımmış. Bana da babanı arattılar."

"Eee..." Sadede gelmesini bekleyerek ona bakarken bir baktım cebinden patlamış mısır çıkardı. Tanrım!!

"İşte... Sonra... Baban..." Lokmasını yuttu, " Baban da yanlış numara galiba diyip kapatıverince yarın konuşmak için sözleştik  seninle. Yani... Demek istediğim..." Şu patlamış mısırları gırtlağından aşağı tıkamamak için direniyordum, " bir an önce kendine bir iş bulmalısın." Bir anda sinirlerim patlayıverince masaya ellerimi vurdum. Şuan pek değerli zamanımı zaten bildiğim şeyler için bir gıybet için çalmıştı! Bu ne hatsizlik!

DAĞIN SEÇİLMİŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin