Keyifli okumalarr❤️~~
San'dan~
Gün bitmişti. Yungi ve woosan ikilileri olarak dört kişi birden antrenman odasına doğru yürüyorduk. Moraller yerinde gibi gözüküyordu. Yani en azından Yunho ve Mingi mutluydu. Wooyoung sabaha göre oldukça iyiydi fakat yine bi heyecan sezmiştim hareketlerinde. Elleri arada titriyor, konuşurken kekeliyordu. Neyse, en azından birazdan kurtulacaktı bu çileden.
Kapının önüne geldiğimizde Mingi hiç beklemeden dalmıştı içeriye. Ardından üçümüz peşinden kuyruğu gibi girdiğimizde diğerlerinin çoktan geldiğini görmüştük. Neden hep beklenilen taraf bizdik ki? Bi kere de biz bekleyelim, değil mi?
Hızlı adımlarla yanlarına gidip oturduğumuzda Hongjoong Hyung ayağa kalkmıştı.
"Herkes burada olduğuna göre başlayabiliriz."
Bilgisayarın yanına gidip şarkıyı açtığında biz de hemen pozisyonlarımızı alıp koreografiyi yapmaya başlamıştık.
...
Yine her zamanki gibi sucuk su terleyip kendimizi sandalyelere atmıştık. Mingi ve Yeosang hariç. Onlar yerde yatmayı tercih etmişlerdi.
Biraz dinlendikten sonra sırayla duşa girip terlerimizden arındığımızda yine buluşmuştuk sandalyelerin orada. Bu sefer üyelerde pek de gerici bir hava yoktu. Herkes normal gibiydi.
Beklemediğim bir anda Wooyoung aniden yanımdan kalkıp yavaş adımlarla Seonghwa Hyung'un yanına gitmişti. Eliyle omzunu dürtünce Seonghwa Hyung'un bakışları gözlerini bulmuştu.
"Biraz konuşalım mı?"
Sessizce kafasını sallayıp ayağa kalkmıştı Hyung. Beraber soyunma odasına doğru gidip kapıyı kapattıklarında herkes içinden bir oh demişti.
"Sonunda ya."
Herkes Jongho'nun dediğine katılıp kafasını sallayarak onaylamıştı onu.
"Sizce bu sefer barışmayı başarabilecekler mi?"
"Barışacaklar. Şüpheniz olmasın."
Yunho'nun sorusuna Hongjoong Hyung hızlı ve emin bir cevap vermişti. Herkes şaşkın gözlerle ona bakınca o da bize dönüp ters bir bakış atmıştı.
"Ne?"
"Nereden biliyorsun barışacaklarını Hyung?"
"Seonghwa'yı tembihledim ben. Bir daha öyle bir tepki vererek Wooyoung'u ve sizi korkutmayacak."
Mingi'nin sorusuna verdiği cevap kesinlikle herkesi şüphelendirmişti.
"Ya ne bakıyorsunuz bana?"
"Seonghwa Hyung'u nasıl tembihledin bi anlatsana Hyung ya."
Hongjoong Hyung, Mingi'nin bu dediğine cevap vermek için biraz düşünmüş olsa da asıl kastetmeye çalıştığı şeyi anlayıp kafasına sert bir şekilde vurmuştu.
"Ağzına sıçarım senin. Mal mal şeyler sokma milletin aklına. Seni alır güneş doğana kadar döverim Allah'ın gerizekalısı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Little Death | WooSan
FanfictionDerin bir iç çekmişti San. Gerçekten anlayamıyordu. "Anlayış mı bekliyorsun benden? O piçin seni istediği gibi öpüp koklamasına izin mi vereceksin yani?" "Hayır tabii ki de! Delirdin mi sen?!" Var gücüyle ittirmişti omzu geniş olanı. "Dediklerin bu...