GEÇMİŞİN İZİ

20 9 0
                                    

𝓚𝓪𝓻𝓲𝓷𝓪 𝓐𝓷𝓭𝓻𝓮𝓪 𝓦𝓮𝓵𝓵𝓼

Sandreás bir şeyler çeviriyor gibiydi. Uykudan uyandığımda koltukta elimdeki alkol şişesi ile uyuyordu. İnanmıyorum benim yanımda nasıl yapardı bunu.
Beni üniversiteden beri tanıyordu ve alkole karşı olduğumu çok iyi bilirdi oturur hale gelip ayağa kalkmaya çalıştım.
Hazır o uyuyorken kaçma şansım vardı.
Hastanede çok sıkılmıştım.
Kenardan tutuna tutuna giderken ayağımı kullanmamaya çalışıyordum, tek ayakta yürümek çok zordu.
Az kalmıştı kapıdan çıksam yeterdi ama ayağıma kramp girmesiyle Sandreásın oturduğu koltuğun üstüne düştüm.
Gürültüyle kalkan Sandreás ilk önce şaşkınlıkla sonra öfke ile baktı

"Kahretsin ne yapıyorsun Kariná"

dedi.
Sanki kaçmaya çalıştığımı anlıyor gibiydi benim bile inanmayacağım şekilde konuşmaya çalıştım. Zaten yalan söylemekte pek de iyi olduğum söylenemezdi.

"İnan bana kaçmaya çalışmıyorum kesinlikle"

"Senin iyiliğini düşünmek sana göre suç"
diye mırıldandı , sonrasında ise ayağa kalkmama yardım etti. Ona ne kadar minnettar olsam da hastanede kalmayı hiç istemiyordum.

"Bak iyiyim ben!" ,"iyileştim bak"

Sandreás anlamış olacak ki. Aniden

"Hastane ile ilgili değil mi ? "

Diye sordu. Belki açıklasam beni rahat bırakabilirdi.

"Evet evet evet sevmiyorum çok sıkıcı bir yer"
"Sana her yer sıkıcı Karina"
"Ya lütfen gideyim"

Gözlerine hafifçe ne kıstı ve ufak bir gülümseme ile
"Oldu sonra gene belaya gir!"

İzin vermeyecekti bunu hissediyordum. Bu yüzden kozumu kullandım. Sandreásın iki kolundan tutup.
"Lütfennn"
deyip dudak büzdüm işe yaramayınca tekrar aynısını yaptım.

"Lütfen lütfen..."

İşe yaramış olacak ki çatık kaşlarını bir anda bozup.

"Of tamam be! Ama bir şartım var."

İzin vermesin o kadar şaşırmıştım ki gözlerim adeta parlıyordu ancak bu parlaklık bana şart koşana kadar duruyordu.

"Ne şartı?" dedim alelacele

"Yanında kalacağım."

Çok ağır bir şart zannetmiştim ama o bu kadar basit bir şartla hastaneden çıkmama izin verince gözlerimin parlaklığı tekrardan arttı.
"Olur" dedim sevinçle hatta o kadar sevinmiş olacağım ki ayağımın yaralı olduğunu unutup tek ayakla zıplamaya başladım ardından ellerimle alkışlamaya devam ettim dışarıdan birisi görse yetişkin değil de çocuk olduğumu düşünürdü.

"Teşekkür ederim çok teşekkür ederim sağol Sandreás"

Taburcu işlemlerim tamamlandıktan sonra Sandreás beni eve bıraktı. Tabii ki hastanede rahat edemezdim.
Eve vardığımda kapının önünde geçmiş olsun çikolataları ve en sevdiğim çiçeklerden manolya vardı. kim getirmişti bunları?
Çok az kişi bilirdi benim Manolya sevgimi.
Evin kapısını açtım ve girdim kanepeye oturdum çiçeği orta sehpaya koyup televizyonu açtım sonra çikolatanın üstünde bir kağıt fark ettim.
Geçmiş olsun geçmiş seni seviyorum arkadaşım. Yazıyordu büyük ihtimal en yakın arkadaşlarımdandı bunu düşünüp vakit kaybedemezsin çünkü masanın üzerindeki çikolata sürekli bana bakıyor gibiydi çikolatayı çok severdim. Annemin bir dönem bana yasakladı ona göre saçma sapan olan bir yiyecekti. Dayanamadım ağzıma birkaç tane attım favori dizimde başlamıştı hayat normal ve güzel gidiyordu uykum dışında sanırım çok fazla çikolata yediğimden uykum gelmişti azıcık kestirmenin ne zararı olabilirdi. Tatlı bir şekerlemenin ardından kapının çalması ile kanepeden fırladım. Gelen Sandreástı. -Küçük bir işi çıkınca beni bırakıp gitmişti.-
O görmeden bitmiş çikolata çöplerini çöpe attım ve kapıyı sertçe durmadan çalan Sandreása açtım. Telaşlı gözlerle bana bakıyordu.

DENEY'İMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin