B~5 YANLIŞIZ SENLE

547 41 99
                                    

İyi okumalar güzellerim 🤍
Müzik: Ferah ZEYDAN - Yanlışız senle


Aşka susamış, bir yürek vardı. O yüreğe nakşedilmiş bir çift kara hare... yüreğin bana, harelerin ise ona ait olduğunu bilmeden daha doğrusu anlamak istemeden yaşıyordum.

Acaba başka bir yüreğe nakşedilmiş bir çift kehribar varmıdır? İmkan varmıydı buna?

İmkansızdı. Ne gönül dinlenirdi bu saatten sonra, ne de kalp attığı için yaşanırdı. Gidermiydi seven? Ya da gitmek zorundamı kalırdı?

Bir hafta geçmişti aradan. Ne kimse konağa ayak basmış, ne de ben bu konaktan çıkamamıştım. Yüzüm yoktu çünkü. Hakkımda çıkan son dedikodulara karşı durabilirmiydim bilmiyordum. Nasıl olmuştu? Neden olmuştu? Hiç bir şey bilmemek canımı daha çok yakıyordu.

Sadece Zehra ana gelmiş, tüm Tunceli'nin dilinde olduğumu haber vermişti. Nedenini ve çıkan dedikoduyu sorsamda herhangi bir cevap vermemişti bana.

Çok şükürki Cesur iyiydi. Gözlerini açmış hatta üç gün önce normal odaya alınmıştı. Ama ne hastaneye gitmeme nede cesuru görmeme izin vardı.

BEJİNDAR'lar ise kendilerine kalmak için başka küçük bir konak kiralamış, birkaç günlüğüne oraya yerleşmişlerdi.
Bize yük olmak istemediklerini ve böylesi'nin daha iyi olacağını söylemişlerdi.  Oysaki ne yüklerdi bize nede gitmelerini istemiştik.

Aslında çoktan Diyarbakıra dönmeleri gerektiğini ama bizi böyle bir durumda yalnız bırakamayacaklarını, birkaç gün daha kalıp sonrasında memlekete gitmeleri gerektiğini, oğullarının askerden döneceklerini söylemişlerdi.

Onu en son Zeliha ile tartıştığımız gün görmüştüm. Sonrasında hiç görmemiş ama gözlerim hep onu aramıştı.

Oturduğum yerden ayaklandım. Günlerdir çıkamadığım, adeta kendi kendimi hapsettiğim odamdan nihayet çıktığımda derin bir nefes aldım. Artık bu konağın kokusu bile midemi bulandırmaya yetiyordu. Küçük adımlar ile merdivenlere yöneldim. Merdivenleri bitirdiğimde karşılaştığım silüet, zaten bulanan midemi daha çok bulandırmaya yetmişti.

Zeliha, elinde tuttuğu tabaklar ile mutfaktan çıkarken beni görür görmez o da duraksamış, gözlerini gözlerime dikmişti. Benim gözlerimden sadece nefret aktığına eminken, onun gözlerindeki çoğu duyguyu birbirine karıştırıyordum.

Öfke vardı gözlerinde. Ama o öfkenin yanında da pişmanlık, mağduriyer, mahcubiyet... hepsi peşpeşe sıralanıyordu.

Sanki onu hiç görmemişcesine yoluma devam ettim. Arka bahçeye doğru ilerledim. Son günlerde tek sığınağım olan arka bahçedeki büyükçe sera göz hizama girdiğinde adımlarımı hızlandırdım.

Seraya adım atar atmaz burnuma çalınan birbirine karışmış çiçek kokularıyla derince bir tebessüm peyda oldu dudaklarımda. Derin bir nefes aldım. Kenarda duran çiçek sulam kabını alıp içerisine ilerideki musluktan biraz su doldurdum.

Çiçekleri bir bir özenle ve dikkatle sularken dilime konuk olmuş türküyü semaya sunuyordum.

Çemberimde gül oya
Gülmedim doya doya
Çemberimde gül oya
Gülmedim doya doya

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VaveylaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin