.
Unutmak, unutmak bazen gerçekleşemeyen bir fiil olabilir. İşte ben de o gün o hastane koridorunda benim omzuma dokunup destek vermeye çalışıp. Benimle dertleşen. O kahverengi gözlerin tutuldum. İlk başlarda ne kadar kendime inandıramazsam da ben o çocuktan hoşlanmıştım. Hatta bir gün karşıma çıkar diye hiç sevgilim olmamıştı sevdiğim biri bile olmamıştı.
Ve şimdi o bir çift kahverengi gözler karşımda duruyordu. Hem de o
benim komutanım belki hayatımı paylaşacağım. Yoldaşım olacak. Kızıma Baba olacak olan kişiydi.
O yıllar önce gördüğüm ve bir daha ulaşamadım Ekin Ayaz'dı.
Karşımda duruyor ve bana ne kadar belli etmemeye çalışsa da hem şaşkın hem de özlem'le bakıyordu.
Evet belki de o gün sadece yarım saat falan konuştuk ama sonra kendimizi yıllardır tanışıyormuş gibi telefondan hem aradık hem mesajlaştık. Saat başı halimi sorar ihtiyacım olup olmadığını merak erdi.Sonra numaram değişti. Numarası gitti. Hayatım tepetaklak hale geldi. Biliyorduk biz birbirimizin ne kadar yakın olduğunu hatta bir sevgili gibi konuşup ama bu ilişkiye arkadaş diyorduk.
Ama dediğim gibi şu an karşımda kıdemli yüzbaşıydı bense bir yüzbaşı apoletindeki o yıldızlar yılların bir başarısı ellerindeki o nasırlar canını aldığı o vatan hainleri teröristleri vururken kullandığı silahın izleriydi.
Ben onu o şekilde bakarken o da benim yüzümü inceliyordu. Sonra çok fazla baktığımı fark edip. Hemen albaya döndüm. Ona dönmeden albay konuya girdi.
" Evet yüzbaşım ölüm timi komutanı Ekin Ayaz Şanlı namı değer kan " dedi albay.
Ne kadar şaşırsam da bunu dışarıya belli etmemeye çalıştım. Aslında biz kan ile bir kaç görevde karşılaşmış bazı görevler ile birlikte gitmiştik ama her zaman yüzümüzde maske olduğu için ve kimliğimizin gizlenmesi adına karşımızdakinin kim olduğunu bilmiyorduk.
Ama her zaman düşünürdüm ne kadar benziyor gözleri diye.Albay bu sefer tepki veremediğimi görmüş olacak ki tekrardan konuşmaya başladı. "Bu da ölüm timin in yeni komutan yardımcısı Nisan Aden Keskin namı değer ölüm"dedi.
Bu sefer şaşırmak sırası Ayaz'daydı. Ama askerliğini getirmiş olduğu özellikler sayesinde bunu gayet rahat bir şekilde sakla'ya biliyordu ama ben ölümdü'm onun gözlerinin içine bakarak ne olduğunu anlayabilir'dim.
Ondan önce davranıp konuştum "biz önceden tanışıyoruz albayım" dedim.
Albay "siz ne zamandır tanışıyorsunuz" dedi .
Bu sefer cevap veren Ayaz oldu"yaklaşık 6 yıldır ben harp okulundayken adenin de harp okulu kazandığında Ankara'da bir hastanenin koridorunda ağlarken " dedi.
Gözlerim doldu. Albay da olayı tam anlamamış olacak ki sorar gözlerle bana bakıyordu.
Tabii ki de albaya başımdan geçenleri anlatacaktım. Ben öyle beni küçük düşürdüler işte istemezler gibi düşünmem ben geçmişimle beni yargılasınlar isterim ona göre karşımdaki insana tavrımı koyarım.
Ayaz da zaten her şeyi bildiği için burada anlatacaktım. " Albayım 6 yıl önce yani 2018'in ortalarında babam, annemle bana şiddet uygulardı.
Her gece bir bağrış çağrış sonra annem bir gün hamile kaldı. Babam eve içip gelmiş."
Hıçkırıklarıma engel olamadım.
"Sonra anneme vuruyordu karşısına geçtim. Sonra onu o olaydan birkaç gün önce anneme aldatırken yakalamıştım ve onun bunu haberi yoktu ama ben fotoğrafını falan çekmiştim. İşte o fotoğrafları gösterip onu tehdit zorunda kaldım. Zaten ondan korunabilmek için annem beni küçükken karete kursuna yazmıştı. Bayağı bir biliyordum sonra işte onu evden kovdum. Sonra hem okuyup hem de anneme bakmaya çalışıyordum çünkü annem 6 aylık hamileydi bir kız kardeşim olacaktı. Sonra 2 ay geçti annem erken doğum yaptı. Ve doğumda vefat etti. Sonra ben o an transa girmiştim. Hastane koridorunda dizilerimi çökmüş ağlıyordum. Sonra ayaz geldi. Bana destek oldu sonra birazcık daha konuştuk. O gün kardeşime anne olmak için söz vermiştim onu anne eksikliğini yaşatmamak için. Bu sırada da ayaz'la telefonda konuşuyorduk ya da mesajlaşıyorduk arada buluşuyorduk. Sonra babam bizi çok rahatsız etmeye başladı kızımla ikimizi bir gün kapımıza dayandı. Sonra dedem biz olanları öğrenmiş dedem de emekli polisti. Onun bize rahatsız ettiğini öğrenince bize şiddet uyguladığında öğrenince benim numaramı değiştirdi ev adresimi değiştirdi sonra mirasını falan bana bıraktı. Bunları yaptıktan birkaç ay sonra kanserden vefat etti. Dediğim gibi numarayı değiştirdiğimiz için de ayaz'la konuşamamıştık o günden sonra ben de onu araştırdım bulmaya çalıştım. Ama asker olduğu için dosyasına bir türlü ulaşamadım."
Bir yandan ağlayıp bir yandan da olanları anlatıyordum. Ağlarken bile omuzlarım dik çenem yukarıdaydı. Yanımdaki Ayaz bana biraz kırgın biraz özlem biraz şefkat ve biraz sinirli bakıyordu.
Albay konuyu değiştirmek için önce başsağlığı diledi sonra ihtiyacım olduğu zaman onunla iletişime geçmem gerektiğini söyledi. Ben de onu onayladım ve işimizin bittiğini söylediği için ikimizi de odadan çıktık.
Ayaz'a baktığımda zaten bana bakıyordu. Sonra dudaklarından hem o kırgınlığın hem o sinirin yanında ağır basan şefkat Özlem ile bana sadece "özledim" dedi.
Sadece "ben de "diyebildim. Sonra bana kalacağım odayı gösterdi. Sonra kapıyı açtı. Ve benle birlikte içeriye girip bana sarıldı. İlk başta şaşırmış olsam da ben de beline kollarımsa sardım.
O hasreti gidermek için birkaç dakika boyunca sadece birbirimize sarılmış benim başım onun göğsüne yaslı onun başı benim saçlarımı kokluyordu başın omzuma dönmüştü. Ne kadar uzun zaman geçse de biz birbirimizi seviyorduk fakat bunu söyleyecek cesareti ikimiz de bulamıyorduk.
Evet askerdik cesaretli olmamız gerekiyordu...
Ama gönül laf dinlemiyordu . Aşk işi olunca herkes kabuğunu çekilir. Birazcık da olsa utanır o cesareti kendinde bulamazdı ya beni reddeterse korkusu olurdu içinde.
Ayrıldıktan sonra başımın üstüne bir öpücük kondurdu. Sonra da "pişman oldum beni bırakıp gittiğini zannettim
Ama sen çok zor şeyler yaşamışsın özür dilerim özür dilerim beni bıraktığını düşündüğün için." Dedi.Ben de ona "özür dileme Ayaz benim hatam numaramı değiştirmeden önce senin numaranı değil almam gerekirdi ama dedem izin vermedi kimsenin bize ulaşmaması gerektiğini söyledi."dedim.
O da"ben bunca yıl aradan sonra bir şey için daha pişman oldum seni sevdiğimi bile bile sana seni sevdiğimi söylemediğime. " Dedi.
Aslında bu kadar erken olmasını beklemiyordum ama ben de onu seviyordum. O yüzden geç ya da erken ben de ona hislerimi söyleyecektim.
" Bende seni sevdiğimi söylemediğime pişman oldum." Dedim
İlk başta inanmaz gözleri bana baktı ama sonra gözlerimde aradığımı bulmuş olacak ki hemen bir kez daha sarıldım ve başıma sayamayacağım kadar öpücük kondurdu. Öpücükleri konulurken de söylediği sıralı kelimeler şu şekildeydi "seni seviyorum seni seviyorum seni bırakmayacağım sana aşığım."
Sonra da dedi ki " kızına baba olmamı ister misin cennetim."
***
KESTİK NASILDI BU SEFER DAHA UZUN YAZDIM...
ÇÜNKÜ BAYRAMDA YAZABİLECEK MİYİM BELLİ DEĞİL.
YENİ BÖLÜM BİR KAC GUNE GELİR .
BİRAZ HIZLI GİTTİLER AMA ZATEN YILLARDIR TANIŞIYORLAR AMA BİR GOREV GELECEK BAKALIM ORADA NE OLCAK...
spolier: görev gereği bişe yapacaklar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABLASI DEĞİL ANNESİYİM
ChickLitLise sonda olan Nisan Aden'in annesi hamileydi ve doğum için daha 3 ay vardı. Fakat annesi doğumda ölünce minik kıza kim bakacak? Nisan Aden'in hayatına kim girecek? Peki... Nisan Aden kardeşine bakabilecek mi ??? ⭐⭐⭐ ilk kurgum umarım beğenirsin...