Ertesi gün:
Marco'nun güncesinden:
Sabah çilek kokusu ile uyandım. Gözlerimi açtığımda başım Kraliçemin göğsünde, ellerim onun belindeydi. Lavinia çoktan uyanmış gibi gözüküyordu. Ama hala saçlarımla oynuyordu.
"Günaydın korkak Kral." Dedikten sonra sesli bir şekilde güldü.
"Ama ben uyumak istiyorum." Diyerek daha çok sokuldum ona ve daha sıkı sarıldım.
"Marco."
"Hmm"
"Sen benden etkileniyormusun?" Dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı ve aniden üzerinden kalkdım.
"Ne alaka!?"
"Çünki belini öyle sert sıkıyordun ki sanki vakit bulduğumda kaçacak mışım gibi. Ve gece güzelim, Kraliçe'm, Sevgilim diye diye sayıklıyordun." Dediğinde çok utandım ve biraz da affallamıştım.
"Hem sana dediğim ne mağlum!?"
"Hmm" dedi ve bana yaklaşarak üzerime eğildi. Dudaklarını kulağıma yaklaşdırarak konuştu.
"Sen benden başka kime Kraliçe'm diyorsun!?" Dedi tehtitkar bir tını ile.
"Hmm. Sanırım sen benden başka bir kraliçe olduğunu dün öğrenmiştin değil mi?"
Üzerimden kalkarak karşıma oturdu."Şimdi sen benden etkileniyor musun? Söyle bakalım."
Bu sefer ben ona yaklaştım ve üzerine eğildim. Burunlarımızım bir birine değmesine sadece bir kaç santim kalmıştı.
"Etkilenmemi mi isterdin, Kraliçe'm?"
"Hayır" dedi düz bir sesle.
"Peki neden?"
"Tipim değilsinde ondan"
Biraz daha yaklaştım ve artık burun burunaydık.
"Hmm demek öyle."
"Aha aynen öyle."
"Şuan seni nefessiz kalana kadar öpsem bana ne yaparsın?"
Çünki artık gözlerimi dudaklarından ayıramıyordum ve galiba gerçekten onu öpmek istiyordum.
"Islatsam ateşin söner mi ateşli çocuk?"
"Hı?"
"Esprit De La Mer!" Diye bağırdığında odayı su bastı. Onun yaratdığı bu sihir beni havasız bırakarak boğamazdı ama çok fena ıslatırdı. Hatta bir süre yangın çıkara bilmemeyime sebep ola bilirdi.
"L'eau Recule" dediğinde sular geri çekildi. Bu ona pek etki etmiyordu. Bu yüzden dert etmiyordu. Ama ben sırıl sıklam olmuştum.
"Ateşin söndü mü bakalım Ateşli çocuk."
"Bunu sana bir gün fena ödeticem Deniz kızı!" Diyerek üzerinden kalktım ve kendi odama gidib duş aldım. Duştan çıktıkdan sonra sadece siyah bir eşortman giydim. Üzerime ise hiç bir şey giymeden odadan çıktım. Bakalım bana bu şekilde ne kadar karşı koya bilecek.
Mutfağa gitdiğimde Lavinia mutfakta yoktu. Misafir odasına girdiğimde orada da yoktu. Son yer salon ve bodrumdu ama Lavinia hiç bir yerde yoktu. Sonunda onu evde bulamayacağımı anladığımda salondaki masanın üzerinde bir kağıt dikkatimi çekti. Alıb açtım ve okumağa başladım.
'Her şey için çok teşekkür ederim Korkak Kralı'm. Ama benim artık gitmem gerek. Aslında kendi evime gitmiyorum. Buralardan gidiyorum bundan sonra yeni Lord sensin. Tüm ruhları ikna etdim ve yeni Lordu sen ilan etdiler. Benim yokluğumda her şeyin üstesinden geleceğime eminim Yakışıklı Çocuk. Sana demek istediğim gizli bir planım ve bazı şüphelerim var. Ruhlar çok garip davranıyor. Kendini koru çünki her an bir şeyler yapacaklarıma eminim Lordum. Ne yaparsan yap ama sakın ölme...'
Yazdıklarından hiç bir şey anlamıyordum. Lordun kızı neyi kastediyordu? Ruhlar ne gibi gariplikler yapa bilirler ki? Kafam karman çorman olmuştu. Ama tek çarem ve sorularımın cevabı kesinlikle Kraliçe'mdi. Ben düşüncelerime dalmışken bir sesin kulağima fısıldadığını duydum. Bu Gerçek Lordun sesiydi. Sadece bir cümle fısıldıyordu.
"Gecenin Karanlığında bir Güneş doğduğunda sesi kalbolur ruhların, dalga fısıldar gerçeği, ruhların sesini bul o anlatır herşeyi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ruhlar
Terror"Şu an seni nefessiz kalana kadar öpsem bana ne yaparsın?" "Islatsam ateşin söner mi Ateşli çocuk?" "Hı!?" "Esprit De La Mer!" Dediğinde odayı su bastı.