Marco'nun güncesinden:
Kara ruh ne demişti öyle acaba gerçektende Lavinia'm buradamıydı? Aslında Kara ruh doğru söylüyor ola bilirdi. Çünki bir haftadır her ruhlar yanıma geldiğinde önce uğultuya benzer bir fısıltı gibi ses duyuluyor sonra ise ruhlar ortadan kayıb oluyorlardı. Belki de bu Kraliçe'min oyunudur.
Kraliçe'nin babası yani Lord sana ne söylemişti?
"Karanlığın içinde bir Güneş doğduğunda sesi kalbolur ruhların dalga fısıldar gerçeği ruhların sesini bul, o anlatır herşeyi..."
Sence Lord ne söylemek istiyor?
Bilmiyorum
"Ama cevabı bulmak için önce ruhlardan biri ile konuşmalı sonra dalganın fisıltısını dinlemeliydim."
"Esprit Du Feu" diye bağırdığımda ateş ruhu yanımda belirdi.
"Ateş ruhu bu güne kadar ne zaman karanlığın içinde bir Güneş doğdu?"
" Lordun Kızı yani Lavinia doğduğunda Efendimiz."
"Peki Lavinia'ya gerçeği kim söyledi?"
"Deniz ruhu ve dalgalar."
"Tamam gide bilirsin." Dediğimde üzerime doğru gelmeğe başladı. Ve aniden duğer ruhlarda ortaya çıktı. Hepsi aynı anda üzerime gelmeğe başladı. Gerçek Lordun sesi kulaklarımda çınlandı.
"O sürekli seni koruyamaz. Neden bir süre ortadan kayıb olub ruhlardan uzaklaşmıyorsun!?"
"Lordum lütfen bana bu durumdan nasıl kurtulacağımı söyleyin."
"Sizi bir birinizden ayırmak çok doğru karar değil ama böyle olması gerekiyordu. Téléporter!" Diye bağırdı Lord.
Aniden kendimi evimde buldum.
"Bir süre ruhları çağırma, onlarla iletişime geçme! Çünki seni korumak sandığımdan daha zor! Seni korumaktan kendi işlerimizi yapamıyoruz!"
"Peki, özür dilerim Efendim."
Bir süre evde takıldıktan sonra sahile yürüş yapmak kararı aldım. Deniz kenarına geldim ve kumların üzerinde oturarak denizi izlemeğe koyuldum. Bir süre sonra Dalgaların fısıltısını duydum.
"Lavinia çok uzaklarda. Ve çok tehlikede." Diye fısıldıyordu Dalgalar.
"O nerede?" Diye sordum.
"Kara büyünün olduğu Ölüm Ormanında..."
"Ne!?" Ölüm Ormanı hakkında duyduğum söylentilere göre Kara büyücünü bulmak için oraya gidenler asla geri dönmemiş. Ve hepsinin cesedi Ormanın yakınlarında bulunmuş. Bu yüzden o ormana Ölüm Ormanı ismini vermişler...
"Kara Büyücü hala yaşıyor mu?" Her kes Kara büyücünün öldüğünü düşünüyor. Eğer gerçekten ölmüşse Lavinia'nın hayatı kurtulur eğer ölmemişse o zaman olacakları düşünmek bile istemiyordum.
"Evet yaşıyor..."
Lavinia'nın güncesinden:
Gözlerime inanamıyordum. Kara büyücü yaşıyormuş...
"Buraya geleceğini biliyordum Lordun Kızı..."
"Ama senin yaşadığını ben bilmiyordum. Eşit şartlar altında değiliz Kara."
"Gerçek ismimi sana kim söyledi!?"
"Her şeyi hep sen bilemezsin. Böyle bir kural yok." Dedim buz gibi bir ifade ve soğuk sesimle.
"Diyorsun?"
"Aynen diyorum. Buraya geleceğimi biliyorsan ne için geldiğimi de biliyorsundur, değil mi?"
"İpucunu bulmak için geldin.."
"Ve sende bana ipucumu vermek için buradasın, değil mi?"
"Lord emr etmişti buraya gelmemi. Açıkcası Lordun sesini duyunca çok şaşırdım. Çünki yüz yıllardır onun sesini kimse duymamıştı."
"Fazla vaktim yok Kara. İpucunu ver gideyim."
"Sana ipucunu bu kadar kolay vereceğimi kim söyledi, acaba Prenses?"
"Ne!?" Kara büyücü aniden belinde sakladığı özel büyücü asasını çıkarıp bana doğrultdu...
..........................................................
Büyücümüz:
Asası:
****************************
Bu bölüm tamı tamına 467 kelimelik bir bölüm oldu.
Evet bölüm burada bitti. Aspında çok uzun bir bölüm yapmak istiyorum ama çok üşendiğim için kısa kısa bölümler atıyorum.
Neyse bay bay benim mavişlerim 🩵
Yazarınız kaçar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Ruhlar
Terror"Şu an seni nefessiz kalana kadar öpsem bana ne yaparsın?" "Islatsam ateşin söner mi Ateşli çocuk?" "Hı!?" "Esprit De La Mer!" Dediğinde odayı su bastı.